Sn. Akıncı’nın yeni yıl mesajı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Sn. Akıncı’nın yeni yıl mesajı

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’nın “yeni yıl mesajını” bastıran türlü çeşitli olaylar arasında ıskalamamış olsak da sıcaklığınca yorumlayamadıktı.

Oysa Sn. Akıncı “2016 yılı sonundan başlayarak BM’ler Genel Sekreteri Guterres’in de katılımıyla Crant Montana’ya kadar taşınan sorunun yine Rum tarafının uzlaşmazlığı nedeniyle başarısızlığa uğradığını bir kez daha vurguluyor ve yeni bir yılı dikkate alarak şöyle diyordu:


       “ŞURASI bir gerçektir ki bundan sonrası bugüne kadar geldiği gibi gitmeyecektir. Çünkü ayni şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek mümkün değildir… Rum tarafı Türklerin siyasi eşitliğini gerçekten kabullenecek bir anlayış geliştirmedikçe çözüme ulaşmak mümkün olmayacaktır!..”

BU açıklamaları, 2018’de “unutulmaması” temennisinde çok önemsiyoruz. İnanmak istiyoruz ki bu kararlılıkla vurgulanan “siyasi eşitlik” ve tabi “TC’nin garantisi,” olası bir müzakere sürecinde Türk tarafının daha masaya oturmadan Rum’un önüne koyacağı kırmızı çizgileri olsun..

Geçtiğimiz  günlerde bu konuya değinirken nedense “Sol gözlüklülerin” lafını bile işitmek  istemedikleri, “Sağ”ın ise kendi çıkarı için tepe tepe kullanarak istismar ettiği   “ulusal dava ile ulusal birliktelik” oluşturma kaçınılmazlığının yeniden altını çizmiş; artık Kıbrıs Türk halkını  çözüm müzakereleri atraksiyonlarıyla oyalamak yerine,  bir “mefkure” etrafında bütünleştirmek gerektiğini anlatmaya çalışmıştım..

       ARTIK en az Rum tarafı kadar “ulusalcı” en az Rum tarafı kadar “nasıl bir çözüm” istediğini bilen toplum olabilmeliyiz!  “Barışçı çözüm” arayışı eğer politika arenasında Rum’un Türk halkını esiri yaptığı bir slogan haline gelmişse ve görüşmeler bundan sonra da “hemen çözüm” gibi   ayağı yere basmayan havada kalmış hamaset seslendirmeleriyle sürdürülecekse; hiç çözüm olmaz!

BU nedenle Sn. Akıncı artık halka açılmalı siyasi sorunu halkla, siyasi partilerle yoğurup şekillendirecek bir “ulusal konsensus” yaratmalıdır. Bunu yazık ki Rahmetlik Denktaş da yapamadıydı Eroğlu da Talat da!

Nitekim Kıbrıs siyasal sorunu bazen  CTP ağırlıklı Sol anlayışın “federal çözüm” kulvarında koştu, bazen de Sağ’ın “vatan, millet” kelimelerinde şekillendi! Oysa bize 1963’lerin 1974’lerin mücadele ruhu gerekliydi.. Rum’a karşı kol kola, yan yana, gönül gönüle sürdürdüğümüz o tarihi mücadele… (Savaşalım demiyorum) Davamızın politikasına sahip çıkalım..


 

     İSTİHDAM SORUNU BÜYÜYOR!

Arkadaşlarla sohbet ederken “nereden nereye geldiğimizi” anlatmaya çalışıyordum.      Belki istenilen “düzeni” kuramadıktı ama kendimize “devlet” diyorduk. Türk devleti…

Belki sahip olduğumuz Kuzey coğrafyamızı pisliği, trafiği, çarpık yapılaşmaları, rant ekonomisi arazi spekülasyonlarıyla rezil rüsva ettik ama üniversitelerimiz, turistik otellerimiz, hâlâ inşa halindeki yollarımız, TC’den gelen suyumuzla gurur duyup sevinmemek mümkün mü?

       Ne diyordu Atatürk 10. Yıl nutkunda? “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık.”

Biz de yaptık!  Çözümsüzlükle ambargolarla  geçen 35 yıllık bir devletiz ama Güney’in satın alamayacağı bir Kuzey yarattık! Kısaca diyordum “bakın şu yapılanlara!”

Arkadaşım sandalyesinde geriye doğru kaykılıp şöyle cevap verdi bana:

Sen seviniyorsun gurur duyuyorsun ama eğer benim çocuğum, senin, onun, çocuğu toplumca evlatlarımız,  bu yapılanlara karşın iş bulamayacak, buna karşılık hemen her yerde her sektörde ucuz işçilik tercihinde TC’nin beleş çalıştırılan zavallı işçileri istihdam edileceklerse; ben niye sevineyim? Niye gurur duyayım…” “Mesela Bafra’da diğer lüks otellerde kaç Kıbrıs’lı çalışıyor? İstihdamların kaçı Kıbrıs kökenli?.. Çıksın bir parti hodri meydan desin.. “Ben seçilirsem bu sorunun üstüne gidecek, istihdamşarda önceliği KKTC’lilere verecek, verdireceğiz” desin!..” “Doğru” dedim!

Bilirsiniz: Bazı ülkelerde yabancı yatırımcılara yerli işinsanlarıyla ortaklık kurma zorunluğu getirilir. Bizde gitgide yatırımlarıyla TC sermayesi  gelişirken  istihdamlar da TC’li tercihlerinde gelişiyor.

Belki gençlerimiz “üniversite mezunu oldukları için kasılıyor, devlet dairelerini, memuriyetleri gözlüyorlar.. Kendilerine layık görmedikleri işlere burun kıvırıyorlar belki de.. Nitekim “çalışacak kalifiye insan” bulamamaktan yakınan pek çok işinsanı vardır.

Fakat  böylesi bir  sorunla sarmalanmışsak “işte yeni bir sosyal yara” demek zorundayız. Ki bir başka türlü yansıması devlet hastanelerinde artık çalışacak doktor  bulunamamasıdır!

Buna karşın devlet dairelerinde, belediyelerde, sürekli atan memurların oturacak yer bile bulamayacak kadar çoğaldıkları da bir başka anomalidir!

Yine de üniversite mezunlarımızın yüzde 17’si işsizdir… Bu toplumsal sorunu çözmezsek biline ki gençlerimizi göç yollarına savuracağız!


KISACA TAKILDIĞIM:        (REKOR ÜSTÜNE REKÖR KIRILIYOR!)

       Ne yeni yıldı ya! Rihter ölçeği ile sekiz şiddetinde!  Ki halâ artçı depremleri devam ediyor!

Mesela bir sürücü yılbaşı akşamı arabası ile yaptığı bir deneme sürüşünde 2017 yılını uçan otolar yarışmalarında havada 35 metre uçarak büyük bir rekora ulaştı! Bu yıl kırılması bekleniyor!

Ayni akşam Nijeryalı iki çete çatıştı! Galibi önümüzdeki günlerede devam edecek çatışmalarda belli olacak!

Geçen gün de bir benzin istasyonunda üç kardeş kovboyculuk oynarken yanlışlıkla patlayan tabanca kardeşlerden birinin yaralanmasına neden olduydu!

Bu arada yeni yıl akşamı artık modası geçmiş maytap atma yerine araba yaktılardı!

Kısaca  2018’in daha başında, 2017’nin tüm rekorlarının  kırılacağı sanılıyor!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar