Önceki gün sosyal medyada şöyle yazdım; “Ülke bitmiş resmen yangın yerine dönmüş ama hükümet yangına benzin dökmeyi tercih etti. Bu saatten sonra UBP seçmenden neden oy isteyecek, halkın yüzüne nasıl bakacak. Ve en önemlisi o sandığa gittiğinizde UBP’ye oy atmayı içinize sindirecek misiniz? Karar sizin…”.
Buna DP’yi de eklemem gerekirdi. Hatta YDP’yi de. YDP kendi kendini bitirdi de DP’ye oy vermeyi düşünen kitle, barajı geçtiğinde UBP’nin ortağı olacağını bilecek bu bir, ikincisi DP’nin zihniyet açısından UBP’den bir farkı yok…
Bir futbol takımı tutar gibi parti tutanlar vardır, kemik oylar. Bir de partileri yükselten ya da düşüren yüzen gezen oylar.
Fanatik tabanı geçtim, gemisini yürütenleri de…
Ya diğerleri?
Aklınızı peynir ekmekle mi yediniz?
Başımıza gelenleri sıralayıp tekrar etmeye gerek yok. Önceki gün, 1 tek günde, TL’nin değer kaybı ile yüzde 4 fakirleştik desem yeter mi? Ben bu satırları yazdığımda sterlin 19,7 idi. Siz okuduğunuzda kim bilir ne olacak.
Yine önceki günkü diğer zamlar; ilave fakirleşme göstergeleri…
Bir haftada akaryakıta ikinci zammı yedik. Hem de en okkalısından…
Bir ayın içinde süte 4. defa zam geldi…
Yetmedi mi? İki ayda tüp gaza yapılan zam ne kadar hesapladınız mı? Tam 73 lira… İki yılın içinde tam 9 kere zam yemiş tüp gaz…
İlaç yok, hastane yetersiz, okullar vaka saçıyor…
Borçlarınızı ödeyemiyorsunuz, evlerinizi arabalarınızı satma noktasındasınız. Mazbata listelerine girdiniz ya da girmek üzeresiniz. Daha seçim öncesi böyle, seçimi atlattıktan sonra neler yapmazlar…
Üstelik bu zihniyetle devam ettiğimizde, bu kayıplarımızı geri kazanmayı bir yana bıraktım, bu fakirleşmenin, bu yok oluşun nerede duracağını bile bilemiyoruz.
Gülmeyi unutturdular, umut bırakmadılar, gelecekten korkar olduk…
Hala daha UBP’ye veya DP’ye gidip mühür vurmayı düşünenler, nasıl olur, bunu nasıl aklınızdan geçirebilirsiniz?
Sandığa gömülmesi gereken bir zihniyet var ortada.
Perişanlığımızın sebebi bu zihniyet.
Bu topraklarda yeniden yeşermeyecek şekilde siyaset çöplüğüne atılması gereken bir zihniyet.
Politika bile değil… Politika halkın ülkenin iyiliği için yapılır. Bu zihniyettir. Belli kesimlerin çıkarlarını koruma güdüsünün hakim olduğu bir zihniyet…
Çağ dışı, adaletsiz…
Buna mı oy vereceksiniz?
Yapılacak şeyler var, kandırmasınlar sizi. Var ama yapmazlar.
Yapacak olan varken hala bunlara oy vermeyi düşünmek nasıl bir şeydir?
Daha kötü duruma düşmeye onay vereceğinizin farkında değil misiniz?
Geleceğinizi kararttığınızın farkında değil misiniz?
Kusura bakmayın ama mazohist misiniz?
YERİN KULAĞI VAR
HAYDİ ÇIKIN “HAİNLER” DEYİN:
Türk-Sen, 8 bin kişiye güneyde çalışma olanağı bulmuş. 8 bin kişi daha ekmeğini güneyde arayacak. Rum basını Kıbrıs Türk gençlerin çoğunlukla otellerde iş bulduklarını yazıyor. Anlaşılan 3. ülkelerden gelen ucuz işçilerin yerini çoğu üniversite mezunu bizim çocuklar alacak. Haydi çıkın da bu insanlara milli şuurdan, maneviyattan söz edin. Hatta utanmazsanız “git güneyde yaşa, hain” falan da deyin. Deyin, deyin çekinmeyin. Bu haber KKTC’nin sıfırı tükettiğinin resmidir. Bu haber, güvensizliğin, bu haber, korkunun resmidir. Başka bir şey değil…
YAPILANLAR AZ BİLE:
Doğup büyüdüğümüz bu güzel ülkenin içine ettiniz. Kendi ülkemizde yaşama isteği bile bırakmadınız. Bu zamlarla nereye varmaya çalışıyorsunuz bilemiyorum ama, biraz utanma sıkılmanız olsa halkın ne kadar zor durumda olduğunu görürdünüz. Hani bir laf var, “bıçak kemiğe dayandı” diye. Bıçak kemiği çoktan deldi. Ve ne acıdır ki celladımızın bıçağını kendimiz biliyoruz. Hala akıllanmadıysak bize yapılanlar az bile…
HALA ISRAR EDİYOR:
Tatar, bir Kur’an toplantısında konuşmuş; Papa’ya samimi bir davet yapmış ama Papa “merhaba” bile dememiş. Yok artık bunu yorumlamak imkansız. Ben hatasını anladı da onun için adam gittikten sonra mektup falan yazdı sandıydım, ne gezer… Yüzyılların yerleşik bir diplomasi kültürünü yok sayarsan, o da seni yok sayar. Sen o ligde değilsin ki? Aksine Papa, eğer kulağına gitmişse, böyle mahalle ağzıyla davet yapılmasına hayretler içinde kalmış olabilir. Neyse boşuna konuşuyorum…
STOKÇUYA GÖZ YUMANLARIN AÇIKLAMASINA BAKIN:
K-Pet günlerdir akaryakıt satmazdı. Zam açıklanır açıklanmaz, Bakan gururla açıkladı, “akaryakıt sorunu çözülmüştür”. E, çözülür tabii. Kıtlık sen zammı yapana kadardı. Sonra da açıklama yapar Başbakan, stokçulara müsaade etmeyeceklermiş. Kaç gün yumdunuz, o zammı yaptınız işte. Kimedir lafınız? Kim olduklarını nasıl yaptıklarını en az bizim kadar biliyorsunuz. İthalatçıya nedenini sordunuz mu? Ceza yazdınız mı, açıklayın. Göreviniz bu, yetkiniz de var, mekanizmanız da. Vazgeçin, halka dalga geçmeyin, yeter artık… Hem bak, sorun bitti dediğiniz benzinciler yine benzin satmıyor, bunun izahı ne?
İSPİYONCU DA OLDUK:
Hükümet sonunda vatandaşı “ispiyoncu” da yaptı. Başbakan Sucuoğlu, herhangi bir işletmenin stokçuluk yaptığından şüphelenen vatandaşları, Ticaret Dairesi’nin “ALO 171” hattına ihbarda bulunmaya çağırmış. İyi de sizin göreviniz bunları bulup çıkarmak değil mi, siz ne işe yararsınız o zaman? Çıkar memurlarını da piyasayı denetlesinler. Vatandaşla marketçiyi veya diğer esnafı karşı karşıya getirmek mi istiyorsunuz? Hoş, seçim arifesinde ceza falan kesecekleri de yok ya…
5 YAŞ ÜSTÜ AŞI:
AB ile eş zamanlı olarak Güney Kıbrıs da 5 yaşa aşı yapmaya başladı. Biz? Hani dünyayı takip ediyordunuz? Okullardaki vakalar da mı sizi korkutmuyor? Pilli’den ses yok. Neyi bekliyorsunuz? Denetim yapmıyorsunuz, bari çocukları aşılayın. Şu kadar aşı geldi diye övünmekten, tarihi geçen aşıları çöpe atmaktan başka bildiğiniz yok…
