İbiza Adası.
İspanya’ya bağlı küçücük bir ada.
Yaz partileri ve eğlence kulüpleri ile tanınır…
…
Yani vur patlasın çal oynasın…
…
Yaz partilerini biz de severiz.
İbizalılar gibi.
Mangalları hazırlarız.
Bahçelere yayılırız.
Etler kuşbaşı kesilir.
Arasına birkaç parça kuyruk yağı konur.
Lezzet tamam…
…
Sadece yaz partileri değil.
Kış partileri de vazgeçilmezdir bizim için…
Aynen devam.
Mangal falan…
…
İbiza’da mangal sefası var mı bilinmez.
Onlar genellikle barbekü derler.
Olmaz.
Mangal bizimkisi gibi olmalı…
…
Sonra, şeftali kebapsız mangal da olmaz.
Al terbi.
Bas soğanı maydanozu.
Yoğur.
Sar sarmala.
Koy mangala…
…
Hellimi tanıtma kavgası verirken keşke mangalın da verilse.
Bir adım öne geçmiş oluruz…
…
Bakın, komşu bu işte bir adım önde.
Etlerin dizildiği şişleri motorlu yaptılar.
Şişler motor gücü ile kendi başına ateş üstünde dönmekte ve yavaş yavaş pişmekte…
….
İbiza adasında yaz partileri nasıl olur bilmem.
Ama İbiza tanıtılırken, yaz partileri ile tanıtılıyor.
Bizim aklımıza gelmeyen şeylerle.
…
Aslında Türkiye’deki türbanlı vekilleri yazacaktım, araya İbiza ile mangal girdi.
Önemli değil.
Olan olmuş.
Zaten bu sütünün okurlarında mangal kadar yürek var çok şükür…
…
Bir zaman, Rahmetli Arif Hoca Meclis’e girdiğinde kravat takmamıştı.
Yer yerinden oynadı.
Vekiller kravat takarmış, bu bir iç tüzük meselesiymiş falan…
Arif Hoca ne kadar dirense de kravatı takmak durumunda kalmıştı…
…
Başka bir kravat olayı.
Hatırlanacaktır.
2011 yılının sıcak bir Haziran ayında bizim meclisimiz kan ter içinde toplanmıştı.
O toplantı, kravat krizi ile başlamıştı.
Serdar Denktaş, kravatını takmamış, başta Meclis Başkanı olmak üzere kimi UBP vekilleri çullanmışlardı Denktaş’ın üzerine.
Çullandıkça çullanmışlardı.
O da inat edip takmamış, elinde tutmuştu.
Başkan ne yapsın, ara vermişti oturuma.
Sonra içeriye tekrar girildiğinde, Serdar Denktaş bu kez kravatı boyun ve omuz bölgesine sermişti ve iç tüzük meselesini paramparça etmeyi sürdürmüştü.
İç tüzük çok önemli.
Uyulması lazım.
Uymazsanız böyle olurdu işte…
…
İç tüzük önemliydi ama Denktaş bir yorum getirmişti bu işe.
“İç tüzük, kravat takılacak der ama boğazınızda bağlı olacak demez” diyerek, bir açık bulmuştu.
Vekiller geri durur muydu:
“Meclisi rezil ettin” diye yapıştırmışlardı cevaplarını.
O da,
“Siz bütün memleketi rezil ettiniz” diyerek, meseleyi sürdürmüştü…
…
Hani türbanlı vekillerden bahsedecektik ya…
Diyeceğim buydu…
Yoksa bize ne İbiza Adası’ndan?..
…
Ne demişlerdi?
Biri “Meclisi rezil ettin”, diğeri “memleketi rezil ettiniz” demişti…
…
Bizdeki konu kravattı…
Ya türban olsaydı?..
