Sistem var mıydı? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Sistem var mıydı?

Mustafa Arabacıoğlu’nun istifasının arkasında neyin olduğuna dair iddialar var. UBP döneminde, İlahiyat Kolejlerine öğretmenlerin Türkiye’den atanması yönündeki protokolle ilgili baskılardan tutun, sendikaların baskılarına, Maliye’nin kaynak aktarmamasından, velilerin Karpaz’da çocuklarını Rum okuluna yazdırma tehdidine kadar.
Sayın Arabacıoğlu, eğitim konusunda uzman olmayabilir. Ancak bu iddiaların hiçbiri eğitimin özü ile ilgili değil ki.
Bunların tümü merkezi idareyle ilgili sorunlar. Yani yönetsel.
Başbakan da kabul ediyor zaten. “Bir eğitim sisteminde her şeyin yerli yerine oturabilmesi, maksimum verimin elde edilebilmesi, ülkenin kaynaklarının en iyi şekilde kullanabilmesi için yeni düzenlemeler yapılması gerektiğini söylüyoruz” diyor.
Bunca yılın bakanı, milletvekili Arabacıoğlu eğer kendi hükümeti içerisinde bu sorunlara çare bulamamışsa, o onun yetersizliğinden kaynaklanmaz. Sadece ve sadece plansızlıkla, programsızlıkla, koordinasyonsuzlukla, umursamazlıkla ilgisi vardır.
Bu ülkede sayısının artık kaçırdığım kadar üniversite ve bunların tümüne yakınında da eğitim bilimleri fakülteleri var. Eğitimin, yöneticilerin aklına gelmeyecek detayları ile ilgili çalışmalar, doktora tezleri var. Yani topu topu sayıları 160’ı bile bulmayan okullara, eldeki öğretmenleri verimli bir şekilde yerleştirmek, bu okulların idamesini yapmak bu kadar mı zor. Diğer yandan, eğitim müfredatımızla ilgili sorunlar belki bundan çok daha büyük. Ama o konuda kimseden ses çıktığını da duymuş değiliz.
Görünen o ki, şu anda tepkilerin özü, doğrudan maliyeyi ilgilendiren konularda…
Bizler her yıl bu vakitler yazarız, “Bütün yaz ne yaptınız” diye…
Oysa Eğitim Bakanı bu işlerin üstesinden tek başına gelecek değildir. Devletin eğitimle ilgili bir programı, bir bütçesi vardır. Bakan da onu idame ettirir. Eğer yeterli kaynak verilmiyorsa, atamalarla ilgili baskılar geliyorsa bu, -yine tekrar edeceğim-; yönetsel bir sorundur.
Kimse bana “Arabacıoğlu küstü” demesin. Bu bir tıkanmadır. Bir sondur. Bundan sonra dönmek için ikna edilse de, edilmese de, eğer mevcut sistem devam edecekse, bir şey değişecek değildir.
Esas, “Kendisini ikna edeceğiz” diyenlerin, bu istifanın arkasındaki sorumluluklarını konuşmak gerekir.
Bu konular Bakanlar Kurulu’nda hiç ele alınmamış mıdır?..
Ele alınmışsa, neden çare bulmak, bakanı rahatlatmak yerine oluruna bırakılmıştır.
Dün en güzel başlığı Ortam Gazetesi attı…
“Sistem mi vardı?” diyor gazete. Bence en doğru yorum budur…
Hani Arabacıoğlu “Böyle sistemsizlik olmaz” diyor ya…
Gelen giden koltuğu koruma adına, sanki bir sistem varmış gibi oturdu, gitti.
Aslında kral çıplaktı…
Sistem falan da yoktu…
İşte koltuk meraklısı olmayan biri bıraktı gitti…
Baksanıza Kemal Dürüst ne diyor; “Bizim zamanımızda da vardı”…
Vardı ve onlar sağır kulaklarının üstüne yatıp, duymazdan gelmeyi, eğitim günden güne dibe vururken seyirci kalmayı başardılar…
Arabacıoğlu’nun başaramadığı budur…

YERİN KULAĞI VAR


LİMASOL’DAN ÖĞRETMEN:
Sendikalar bağırıyor, “Karpaz’daki Rum okuluna Limasol’dan öğretmen geliyor, bizim okulda öğretmen yok.” Neden acaba? Tayin sistemine sendikası, siyasetçisi, hatırlısı çomak sokamadığı için olabilir mi? Bizdeki tayinlerin nasıl olduğu herkesin malumu. Allah aşkına daha mantıklı şeyler söyleyin. Söyleyin de belki doğru dürüst bir adım atılmasına vesile olursunuz…

BİRİLERİNE GÜN DOĞDU:
Eğri oturup doğru konuşalım. Mustafa Arabacıoğlu şu veya bu nedenle istifa etti tamam. Başbakan ile Başbakan Yardımcısı Arabacıoğlu’nun istifasını geri alması için ikna etmeye çalışıyor da olabilir. Ancak bu istifaya sevinenler de olduğu gerçeğini unutmayalım. Bazıları, Arabacıoğlu’ndan boşalan bakanlık koltuğunu kapmak için şimdiden harekete geçtiler bile. Kimsenin, “acaba ben yapabilir miyim” diye bir derdi yok. Onlar için önemli olan koltuğa oturmak…

ŞİMDİ Mİ AKLINIZA GELDİ:
Başbakan Yorgancıoğlu görevinden istifa eden Arabacıoğlu’nu ikna etmek için çaba harcadıklarını söylemiş. İyi de Arabacıoğlu durduk yerde istifa etmedi ki. Onu ikna etmek istemenizin ardında, Arabacıoğlu’nun yaşadıklarını anlatabileceği kaygısı mı var acaba?..

GECE KULÜPLERİNİN TAVSİYELERİ:
Gece kulüpleriyle ilgili haberlerden birinde, bunların internet sitelerinden görüntüler vardı. Şehre ve havaalanına uzaklığından tutun da, fiyatlara kadar. Anlayacağınız bu işler için, gayet profesyonel turlar düzenleniyor. Yalnız ilginçtir, bu reklamlarda, bazı 5 yıldızlı oteller de tavsiye ediliyor. Aralarında nasıl bir ilişki var bilmem ancak, ben otel sahibi olsam, böyle bir tanıtıma izin vermezdim doğrusu…

KİM YÖNETECEK:
Aslında cevabı belli olan bir konuyu tartışıp duruyoruz. Neymiş, KKTC’ye gelecek olan suyu kim idare edecek? Belediyeler mi, Su Dairesi mi, yoksa “siz beceremezsiniz” diyen Türkiye mi? Cevabı belli olan böylesi tartışmaları boşuna zaman kaybı olarak değerlendiriyorum…

UÇUYORUZ:
Avukat Ayşe Öztabay, yaptığı araştırmada satıcının ve içicinin ayrılmamış olduğu beş bin uyuşturucu dava dosyasının mahkemelerin gündeminde olduğunu açıkladı. Bu kadarla kalsa yine de iyi. Devlet bu konuda adım atmak için daha neyi bekliyor anlamıyorum. Toplum olarak uçmuşuz da haberimiz yok…

ZİRVEDEKİLER
Cemal Özyiğit: TDP Genel Başkanı Özyiğit, Arabacıoğlu’nun istifasıyla ilgili yaptığı değerlendirmede, “Başarısızlığın sorumluluğu yalnızca Sn. Arabacıoğlu’na değil, kendi programına sahip çıkamayan bilgisiz, beceriksiz ve basiretsiz hükümetin tümüne aittir” demiş. İtirazı olan var mı?..

DİPTEKİLER
Rutine Bağlanan Kesintiler: Devlet yönetiminde istikrarlı bir tek konu var son zamanlarda. Biri elektrik, diğeri su kesintisi. Sanki rutine bağlanmış gibi, titiz bir programla vatandaş mağdur ediliyor. Ve bunu yaparken de, o kadar rahatlar ki, sanki görevleri elektrik ya da su vermek değil, kesmekmiş gibi.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar