Sinem Ünsal: "Aşk refleks bence" - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 16, 2024
Magazin

Sinem Ünsal: “Aşk refleks bence”

AYNA KARŞISNDA ŞARKI SÖYLÜYOR:

“Mucize Doktor” dizisindeki Nazlı karakteriyle yıldızı parlayan Sinem Ünsal; Taze aşıkken ayna karşısında çok şarkı söylerim. Galiba mutluluğunu yüzünde görmek istiyor insan.” dedi


 

“Mucize Doktor” başladığı ilk günden beri ilgiyle izleniyor. Otizmli bir doktorun hayat mücadelesini anlatan dizinin kadın başrollerinden Sinem Ünsal canlandırdığı asistan doktor Nazlı’yı, aşkı ve hayatı anlattı. İzmir’de doğup büyüyen ve kendini bildi bileli oyuncu olmak isteyen Ünsal popülerliği ekran karşısında yakalasa da hayallerine aslında tiyatro sahnesiyle ulaştı. Hatta şimdilerde dizi setinden tiyatro sahnesine uzanan sıkı bir koşturmacanın içerisinde bol bol alkış topluyor.

İşte Sinem Ünal’ın keyif dolu sohbeti:

 

Dizi dışında ekranlarda pek görünmüyorsunuz. Bunun sebebi ne?

İş dışında hayatım biraz içe dönük. Bu yüzden ortalarda çok görünmüyorum. Evde olmayı, okumayı, tiyatro oyunları izlemeyi çok seviyorum. Dışarı çıktığımda gittiğim mekanlar bellidir, garantici sosyallerdenim. Kalabalık, kaos, yüksek ses hep ürkütür beni.

 

Tiyatro nasıl gidiyor?

Cihangir Atölye Sahnesi’nde bu sene ikinci sezona başlayacağımız ‘Bir Alaturka Hikayet Raif ile Letafet’ adlı oyunda Letafet karakterini canlandırıyorum. Tiyatro sahnesinde olmak beni besliyor. Hayatımı bu aralar sadece Nazlı, Letafet, vakit bulursam Sinem olarak geçiriyorum.

 

Nazlı karakterini bize değerlendirir misiniz?

Nazlı, mesleğini seven, azimli, çalışkan bir cerrahi asistanı. Çocukluğundaki travmalar yüzünden insanlara güvenini yitirmiş, kendini çok rahat açamayan, temkinli davranan bir genç kadın. Naif, sevecen, ön yargısız ve çocuksu biri.

 

İzmir’deki hayatınız nasıldı?

Foça’da liseye kadar kaldım sonra da üniversite için Eskişehir’e taşındım. Foça küçük, sıcak bir Ege kasabası, hayat orada çok kolay ve huzurluydu. Çocukluğumu tam anlamıyla yaşadım diyebilirim. Komşularımız, sokakta oynadığım arkadaşlarım, erken gelen, geç giden uzun yazlar… Hayatımın en güzel yıllarıydı. Eskişehir de benzer dokulara sahip bir şehirdi. Sonrasında İstanbul’a gelmek bende kamyon çarpma hissi yaratmıştı. Küçük şehirde yaşamaya alışan insanlar için İstanbul macerası biraz acımasız ve ürkütücü gelebiliyor.

 

Kendinizi ekranlarda izlemek nasıl bir duygu?

Büyük stres altında izliyorum kendimi. Hata bulmak, olumsuz eleştirmek için fırsat kolluyorum. Kendime karşı çok acımasızım. Zaten mesleki bir hırsım da var. Oyunculuğun en büyük motivasyonlarından biridir bence hırs. Daha doğru tabirle azim aslında. Hayatta hiçbir zaman başka hırsları kovalayan bir insan olmadım. Ama mesleki olarak oynamaya doyamayacağım bütün karakterler için hırsım asla bitmeyecek.

 

Gerçek hayatta da dizideki gibi zor mu güvenirsiniz insanlara?

Ben bireysel yaşamı benimsemiş durumdayım sanırım. Hem kendim için hem de ilişki içinde olduğum insanlar için. Yani sadece erkeklere değil, kimseye mutlak güven içinde yaklaşamıyorum. Daha doğrusu bunu tercih ediyorum. Güven, hem karşımızdakine fazla sorumluluk yüklemek hem de kendimizi beklentiye sokmak oluyor. Her türlü ilişkimde bireysel alanlarımızın korunmasına ve gereğinden fazla beklenti oluşturmamaya dikkat ederim.

 

Platonik aşk hakkında ne düşünüyorsunuz?

Dokunmadan sevebilir misiniz birini? Platonik aşka inanmamak mümkün mü? Aksi insan doğasına, bilime aykırı. Psikanaliz, daha bebeklik dönemimizde başlayan platonik aşklarımızı yüzümüze vurmuyor mu zaten! Bence en güzeli uzaktan sevmek. Platonik olduğunda kendi kurduğunuz dünyanın içinde seversiniz. Duygularınızı özgürce büyütüp, yönlendirirsiniz. İnsanı büyüten bir şey platonik aşk.

 

Peki sizce “Aşk” nedir?

Aşk refleks bence. İstemsiz hareket etmek gibi bir şey. Kontrol dışı… Beyinle vücut koordinasyonunun kaybolması. Mesela ben taze aşıkken ayna karşısında çok şarkı söylerim. Galiba mutluluğunu yüzünde görmek istiyor insan. Epey uzun zaman geçiririm yani.

 

Bir erkekte ilk önce ne ilginizi çeker?

Zeka gerçekten benim için en önemlisi diyebilirim. Klasik, kaçamak bir cevap olarak görmeyin. Her konuda bütün duygularını doğru cümlelerle ifade edebilen bir erkek, hem kendi hayatı hem de benim hayatım için zaten doğru bir yerde olacak demektir. O nedenle bence zeka her cinsi, yeterince çekici yapabilen bir şey.

 

Vücudunuzda rahatsız olduğunuz bir yer var mı?

Belirli bir takıntım yok. Genel olarak vücudumun ince olmasına, vücut hatlarımın bile belli olmayacağı kadar zayıf olmaya çabalıyorum.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar