Girne’de ,Güven Yapı Kooperatife kiralanan ve tepkilerin ardından Bakanlar Kurulu tarafından sözleşmesi iptal edilen araziyle ilgili olarak Meclis Eski başkanı Dr. Sibel Siber yorum yaptı.
Siber, açıklamasında “son arazi kiralamasıyla ilgili kamuoyunun tepkisini ve hukuka taşınmasını memnuniyetle izledim. Umarım başarılı olan bu tepki, kendini hukukun üstünde gören siyasilere de bir ders olur” ifadelerini kullandı.
Dr. Sibel Siber’in açıklaması şöyle:
ŞU ARAZİ MESELELERİ: Hükümetler eliyle yapılan usulsüzlüklerin toplum yaşamına verdiği zarar, tahmin edilenden de çok büyüktür. Arazi kiralamalarında usulsüzlükler; sadece çevre katliamına yol açmamış, hukuksuzluk, hak adalet ilkelerini hiçe sayma, birilerine emek vermeden rant sağlama, böylelikle emeğin değerini önemsizleştirme, devlete sahip çıktığını iddia ederek kendi devletinin yasalarını yok sayma gibi çok yönlü zararlar vermiştir. Milletvekili dönemimde, hükümetin bu usulsüz kiralamalarını eleştirmiş ve iptalini istemiştim. Başbakan olduğum Siber Hükümeti döneminde, usulsüz arazi kiralamaları ile ilgili 24 Temmuz 2013 tarihinde aldığımız Savcılık görüşüne dayanarak, peşkeş çekilen dönümlerce araziyi, kiralanan sahilleri iptal ettik; halkımıza yeniden kazandırdık. Kamuoyuna bu usulsüz uygulamaları ve iptalleri tek tek anlattık. (Halkımıza kazandırdığımız ve daha sonra törenle açılışı yapılan Karaoğlanoğlu plajı da buna örnektir. “80 GÜN” isimli kitapta bu konularla ilgili tüm detaylar anlatılmıştır.) O dönemde kamuoyunun büyük tepkisini çeken bu uygulamalar, maalesef bizim hükümetimizden sonra da devam etti. İptal ettiğimiz bazı arazilerin yeniden verildiğini öğrendiğimde, kamuoyunun dikkatini çekmek için yaptığım ağır eleştiriler ve basın açıklamalarının tümü arşivlerdedir. Şimdi son arazi kiralamasıyla ilgili kamuoyunun tepkisini ve hukuka taşınmasını memnuniyetle izledim. Umarım başarılı olan bu tepki, kendini hukukun üstünde gören siyasilere de bir ders olur. Anayasa Mahkemesi Kararına (19/87, D 8/88 sayılı karar), YİM kararlarına (YİM 25/06_Birleştirilmiş YİM 38/06 ve 39/06 ) ve 24 Temmuz 2013 tarihli Savcılık görüşüne rağmen bu imzaları atanların ceza almaması da tartışılması gereken ayrı bir durumdur. (Metehan’daki araziyi de daha sonra anlatacağım)
