Geçtiğimiz hafta, meslektaşım, aynı zamanda çok saygı duyduğum turist rehberi arkadaşım Kıbrıs ve Lefke sevdalısı Cemal Anıl (Blaki) ile birlikte çok ilginç bir mekanı ziyaret ettik. Yaklaşık 15 gün önce Alman turistleri dalından meyve toplamak ve tadına bakmak maksadıyla götürmüş olduğu mekanı, hayli metheden Cemal bey ile konuşurken, “Haydi kalk gidelim.’’ diyerek, yerinde incelemek üzere yola koyulduk. Edindiğim olumlu izlenimleri ve emek verilerek oluşturulan bu başarı hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Ziyaret ettiğimiz, bu özel bahçenin yaratıcısı, Şevki Meteci ile konuşup, anlaştığımız saatte buluşuyoruz. Şevki bey, sağ olsun bizleri sevimli ve anlamlı gözlerle bakan köpeği “Dido” ile birlikte çok sıcak bir şekilde karşıladı. Hemen, gölge bir noktaya geçerek sohbete koyulduk. Şevki Meteci, Malya / Limasol doğumlu. Uzun yıllar boyunca severek yürüttüğü ziraat mühendisliği, Cypfruvex’teki idari görevler ve GÜKAD Başkanlığı sonrasında, 2006 senesinde emekliye ayrılır. Emeklilik sonrasında, oluşturduğu, adeta cennetten bir köşe izlenimi uyandıran bahçenin hikayesini onun anlatımından paylaşmak istiyorum… Şevki Meteci, sessiz sakin ve huzurlu bir ortamda, severek, özenerek, her bir fidanı adeta çocuğu gibi sevgiyle emekle büyütüyor…
46 Farklı Türden Yaklaşık 500 Ağaç
2006 senesinde emekli oldum. Emekli Ziraat Mühendisiyim. Ancak bizim meslekte emeklilik diye bir şey yok. Topraktan hiç kopmadım. Doğusu Yeşilyurt, batısı Cengizköy, arasında yer alan bahçemde, yıllardır düşündüğüm hayalimi gerçekleştirmeye karar verdim. Deniz manzaralı bir konuma sahip sürekli serin olan bu yer, bana huzur veriyor. En büyük hayalim, emeklilik sonrası, topraktan ve üretimden kopmadan huzur bulabileceğim bir mekan yaratmaktı. Burada gelen giden misafirlerle ve arkadaşlarla hoşça vakit geçirmeyi düşünüyordum… Bunu başardım… Burası, hem üretebildiğim, hem de vaktimi geçirebileceğim tarım uygulamaları yapabileceğim, çok keyif aldığım bir nokta…
Yaklaşık yedi sene önce burayı satın alarak, bu hayalimi gerçekleştirmeye karar verdim. Yedi dönüm üzerindeki bu araziyi satın aldığım zaman, burası çok bakımsız hatta büyük büyük taşlarla kaplı, adeta terk edilmiş bir görüntüsü vardı. Burayı satın alır almaz, toprağı tımar etmeye karar verdim. Kamyonlar dolusu taş ve ağaç kökü attık. Temizlik işleminden sonra, toprağı sürerek toparlamaya başladım.
Yedi dönüm üzerine kurduğum bahçemde, 46 türe ait hemen hemen her çeşit meyve ve 500 dolayında ağaç var. (Erik, formoza gibi türler, kayısı, şeftali, nektarin, nar, incirin çok sayıdaki türü, üzümün ülkemizde yetiştirilebilen türleri, alıç, mersin, nar, mango, guava, dragon meyvesi, guci, papaya, elma, narenciye türleri ve zeytin ). Yılın on iki ayı meyve bulunabiliyor. Meyvelerin lezzeti konusunda çok iddialıyım. Tadı, yiyenlerin damağında kalıyor… Çünkü doğal ortamda üretim yapıyorum… Önce sağlık…
Kıbrıs’ın esas yerli zeytini dahil çok sayıda zeytin türünü de yetiştirmeyi başardım. Sofralık, çakistezlik ve yağlık en iyi kalitede zeytine ulaştığımı düşünüyorum. Güney Kıbrıs’tan adresini sürerek Kıbrıs’ın esas zeytinini bulup burada üretmeyi başardım. Hissi duygularla, köyümüz Malya’da yetiştirilen Malaga üzümünü de köyden gidip alıp, ürettim.
Doğal Bir Ortamda Doğal Bir Üretim
Bahçeme ilk diktiğim ağaç, mango oldu. Ağaçların çoğunluğu, asırlık bir zeytin ağacı hariç 6 – 7 yaşlarında… Zeytin ağacı oldukça eski bir ağaç. Çok kötü durumdaydı. Ona çok özel bir bakım uyguladım. Adeta yeniden doğdu. Bu sene 150 – 200 kilo arasında zeytin yüklendi… Ona gösterdiğim sevginin karşılığını Verdi… Bahçedeki tüm ağaçlar, meyve veren türden… Biri hariç; o da kiraz… Mevsimsel özelliklerden dolayı henüz kirazdan meyve alamadım. Onun dışında, meyve çeşidi çok. Amacım ticari değil. Zaten her bir ağaçtan 5 – 10 tane var… Ufak tefek satış yapıyorum. Lakin dediğim gibi, esas hedefim keyif alacağım bir mekan yaratmaktı ve bunu başarmanın huzuru bana yetiyor… Mutlu olduğum bir uğraşım var… Meyve üretimi için, bahçemin olduğu ortam çok müsait. Yazın serin, kışın ılıman. İklim, meyve üretimi ve aşılama için çok uygun. Doğal bir ortamda, doğal bir üretim…
Her Ağacın Bir Hikayesi Var
Şevki Meteci, tüm ağaçlara gözü gibi bakıyor. Tümünün yerini ve hasat yükünü ezbere biliyor. Her ağacın, bir hikayesi var. Anlatırken, yüreğinden gelen o heyecanı hissedebilmek mümkün. Şevki beyin şevkine hayran olmamak elde değil… Şevki Meteci, severek, özenerek, her bir fidanı adeta çocuğu gibi sevgiyle emekle büyütüyor… Bu özel çabaya, üretim yolculuğunda başarılar dilerim…
