Seçimler ve siyasi partiler itibariyle beklenmedik sonuçlar  - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Seçimler ve siyasi partiler itibariyle beklenmedik sonuçlar 

Onur Borman

Seçimlerin üzerinden nerede ise bir hafta geçti. Ancak ilk günden  yorumların önemli bir kısmı daha seçim sonuçları tamamlanmadan,  erken seçime gidilsin gibi ‘aceleci’ öneriler oldu ve devam ediyor.. Seçimden çıktığı günün ertesinde seçmen yeni bir seçime hazır mı acaba? Mantıklı mı? Bu gibi söylemler halkın üzerinde olumsuz etkiler yarattığı gibi seçimden daha da soğumasına neden olmakta. Zaten birkaç ay içinde aksak bir seçim Yasası ile birlikte bu küçük ülkede 11 Siyasi Parti seçime katıldı ve 7 Parti Meclise girdi.  Acele ve yorucu bir seçimden sonra bir dağınıklığın olacağı tahmin edilmeli idi.

Dolayısıyla halk iradesine göre, (-ki yeni seçim sistemine göre halk iradesi de yanan oyların yüksekliği nedeniyle sonuca tam olarak yansıyamadı maalesef ama-)  şimdi çıkan sonuca göre 3’lü veya dörtlü veya beşli olarak, seçim sürecinde Hedef konan konularda ‘ortak görüşleri olan siyasi partilerin birlikte bir Koalisyon Hükümetini kurmaları ve halka dönük icraatlara başlamaları beklenmektedir. Yoksa şimdi erken bir seçim zaten düşük olan katılım oranını daha da düşürecektir. Çünkü insanların sürekli seçim ortamına olumlu bakması mümkün değildir. Mümkün olan süreyi en iyi bir şekilde kullanmak ülke menfaatinedir.


Şimdi dikkat çeken bir husus ilk günden CTP ve HP Parti Başkanlarına sürekli ve baskı niteliğinde Hükümeti en çok oy alan UBP ile niye yapmadıkları yönünde telkinler yapılmaktadır. Ancak bu Partiler seçim propagandalarında temel hedef olarak ‘temiz siyaset’, ‘hesap soracağız’,  ‘UBP ile koalisyon kurmayız’ söylemleriyle seçim süreçlerini sürdürmüşler ve binlerce defa bu sürede halka deklare etmişlerdir.. Dolayısıyla şimdi, halka söylenen bu ilkelerle seçimi kazanan insanların bir gün sonra ve hiçbir koşul değişmeden bundan dönmelerini beklemek mümkün mü?

Olmadığına göre ve her parti görüşlerini bu güne kadar açıkladığına göre aynı görüşte olan Partilerin birleşerek bir Hükümet kurmaları ve icraata başlamaları veya UBP ile kurmam demeyen diğer partilerle UBP’nin, Hükümet kurmaları mümkündür. Her iki alternatif için de çıkan sonuçlara göre sayılar itibariyle 26 kritik de olsa ilk defa olmamıştır.  Ama 26 ama 27 veya daha fazla.

Kanaatimce Siyasi Partilerin birinci derecede odaklanmaları gereken erken seçim değil, Hükümeti kurma hedefi olmalıdır. Çünkü aksi, hem ülkeye zarar hem Halkı ümitsizliğe sürükler.. Demokrasiyi özümsediysek Siyasi partilerimizce çözüm üretilmeli. Zordur, ancak imkânsız değildir.

Hükümet oluştuktan sonra da kanaatimce ilk değiştirmeleri gerekli olan ve seçmeni karmaşıklığa düşüren daha önceki yazılarımda da kullandığım ucube Seçim Yasa’sının değiştirilerek sadeleştirilmesidir.

Şimdi bu karmaşıklığı yaratan seçim sistemini bahane ederek, sadece mühür/ tercihi savunanlar başladı.  Ve karmanın kaldırılması konuşuluyor. Seçmenin sayı olarak en az %20-25’i gibi (125bin katılım çık 98bin küsur mühür= 27bin karma oy) olarak çok yüksek oranda karma oy kullanılan bir ülkede yalnız mühüre dönme halinde bu elastikiyete alışmış bizim seçmenimizin iradesini kısıtlamak demek olur ki antidemokratik ve oy verme oranını daha da düşürebilir.. Çünkü sade Parti’cilik  bizim gibi küçük ülkede toplum yapısına pek uygun değil. Ayrıca sade particilik saflaşmaları kemikleştirerek Toplumda  ayrışmayı körükleyecektir. Küçük ülkemiz şartlarında aynı ailelerde bile görüş farklılıkları ve farklı partilerden aday olanlar bile var. 1976’dan beri bir yıl hariç 42 yıldır karma oyu benimseyen yüzen oyların sahipleri,  demokratik hakkını mevcut alternatiflerlerle kullanmaktadır. Bu hakkın alınması toplumda tepki yaratabilir..Hiç bir partiye mensup olmayanların katılım oranını düşürecektir. Halka sorulmadan yapılmamalı.

Karma oylar, kaliteye, aday seçiminde ehliyet ve liyakata dayalı adaylar çıkarmaya sevk eden bir faktördür. Bir çok partilerde menfaat ve güç merkezli kişi veya grupların aday seçiminde kusursuz  biyat edenleri tercih ettikleri vakidir. Hepimiz bunu tecrübe ile biliyoruz..  Halkımız mühür/tercih yanında siyasette bir yumuşama aracı olan Karma oyu benimsemiştir.

Şimdiki aday seçim kalitesini  bozan faktör, seçim bölgelerinin çok küçük bölgelere ayrılmasıdır. Bunu gidermek için yeni yasada seçmene tüm bölgelere oy verme imkânı verildi. Ancak eski yasada sadece kendi bölgesi adaylara oy verdiği için sayı azlığından zorlanmazdı. Şimdi 400’e yakın aday içinden seçmenin bölgelerde ve genelde  ‘asgari-azami’ sayılarla ‘mecbur edilmesi’ zorlanan bir yöntem oldu. Ve bir çok siyasi partinin seçim sonuçlarını ve milletvekili sayılarını da değiştirerek hakiki irade eksik tecelli etti.. %12 karma oy yanmıştır ki çok büyük bir orandır.. Yazık oldu.

Sadeleştirilmeli, Bölgeler itibariyle asgari-azami şartı kaldırılmalı genel ve bölgesel aday sayısını aşmadan, vatandaş istediği kadar adaya karma oy verebilmelidir.

Bu seçimlerde en çok karma oy tercihi alan CTP’nin ve HP ile TDP’nin oylarının düşmesi nedenlerinden biri, bu bölgeler itibariyle asgari-azami yüzünden çok oy kaybının olmasındandır. Kayıtlı üye sayısı CTP’de,  UBP’den daha az olduğu halde geçmiş 2003 ve 2013  seçimlerinde tüm diğer partilerden oldukça yüksek oy alması ortada duran ve partilere üye olmayan yüzen oylardan büyük pay almasından kaynaklanmıştı.

UBP, bu seçimde mühüre ağırlık verdi ve tabanını toparlama propagandasını iyi kullandı. Tabanı ve örgütleriyle üye sayısı diğer partilerden daha fazla olduğu cihetle 12 bin kayıtlı üyesi ile çoğunlukla kendi tabanını toparlayarak % 35 lere civarına çıktı.

UBP’nin bir çok suçlamalara ve olumsuzluklara rağmen geçen seçime göre yükselmesinin diğer önemli nedeni emanet oyların geri dönmesidir. 2013  seçiminde Cumhurbaşkanı olan Dr. D. Eroğlu ve taraftarları ile UBP Başkanı İrsen Küçük arasında çıkan Parti içi şiddetli çatışmalar sonucu Eroğlu’nun bir çok milletvekilini DP’ye aktararak UBP’yi küçültmesi oldu, DP’yi de suni olarak tırmandırmıştı. Eroğlu bu seçimde fiili olarak köy köy Parti Başkanından fazla seçim çalışmalarına katılmıştır. Tabii bunda kızının da aday olma etkisinin ağır bastığı herkesten duyulan ortak bir kanıdır. Bir de diğer siyasi partilerin ‘soruşturma’ ‘ hesap sorma’ ifadeleri bu Partide kenetlenmeyi çoğalttı..  Ayrıca Parti’de Ersin Tatar ve onun gibi diğer sürekli halk arasında devamlı dolaşan ve halkın içinde olan az da olsa bazı  milletvekillerinin halkın nabzını tutmada bilinçli olması süreçte yönlendirme açısından etkili oldu.

DP’de azalma da aynı nedenle oldu, emanet oyların geri yerine dönmesiyle sarsıldı. Hatırlıyorum 2013 seçimlerinde UBP’li propagandistler, seçimlerde evleri gezerken DP’ye kayan milletvekilleri için oy istemelerine şaşıran seçmenlere,  ‘bu defalık böyle verin’ denmekte idi.!  Çünkü amaç İrsen Küçük’le onun idaresindeki UBP’yi sallamaktı. Nitekim öyle oldu.  DP’nin bazı icraatlarına reaksiyonlar da baraj altı kalacağı konusundaki tahminleri, iyi bir propaganda, ve maaş ve ücretlerin, sigorta ve emeklilerin Kasım sonu-Aralık aylarına rastgelen 3 ödemenin rutin olarak arka arkaya yapılmasının etkisiyle boşa çıkardı.

CTP Başkanı Erhürman, donanımlı, hukukçu ve aydın kimliği ile halkta çok olumlu bir etki ve ümit yarattı. Güzel bir ekiple de halkın karşısına çıktı. Başta Özdil Nami görüşmeci kimliği ile.  Siyasette oldukça tecrübeli ve dengeli Ferdi Sabit Soyer de çekilmemiş olsaydı bir artı olurdu. Siyasette yeni kimlik olarak HP Başkanı Kudret Özersay da toplumda oldukça  benimsenen ve yükselen bir siyasetçi  oldu. TDP Başkanı C. Özyiğit ise, temiz kimliği ile tanınan bir siyasetçi olarak ekibi ile daha yüksek beklenen oy oranının düşük çıkmasının önemli bir nedeni, kalıplaşmış taban oylarının bölünmesi ve ilaveten  seçimlerde yüzen oyları temsil eden karma oy’larda iyi bir oran almasına rağmen, aynı şekilde yanan karma oyların da olumsuz etkisinden oldu.

CTP’nin olumlu kadro görüntüsüne rağmen önemli oranda oylarının düşmesi beklenmedik bir sonuç oldu. Düşen oylarında,  geçmiş yıllarda maaş ve ücretlerin birkaç gün gecikmesinin, ve bütçe denkliğinin 13 maaş olmasaydı sağlanabileceği tartışmalarının seçmende fazlasıyla beklenmedik bir etki yaptığı seçim sürecinde oldukça tartışılmıştır.  Nedeni çok geniş bir kitleyi kapsaması, yasal haklar ve geçincesini bir maaştan sağlayan aileler üzerinde yarattığı tedirginliğin sonuçta sandığa yansıması olduğu, çok konuşuldu.. Bir de Su konusundaki tartışmalar basın ve görsel yayınlarda en çok yer alan konulardan oldu.

Şimdi ilk etapta aynı görüşte birleşenlerin bir Hükümet kurma sürecinin hızlandırılması ve Seçim Yasası’nın sadeleştirilmesi gereği vardır.   Yeni seçim yasası Meclis Komitesinde görüşülürken benim Havadis Gazetesinde 13 Ağustos 2017 ve 20 Ağustos 2017 tarihli geniş izahlı yazılarım olmuştu. Yasa tasarısının mahsurları ile bölgeciliğin yarattığı tahribatları uzun izahlı yazmıştım..

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar