Serbest Liman deyince akla hiç de öyle güzel şeyler gelmiyor ne yazık ki.
İnsan sağlığına zararlı maddelerin açıkta döküldüğü bir yer, dökülen silis kumunun, bölgedeki ilkokul çocuklarını etkilemesi, sonra kumun bir otele sahile dökülmek üzere satılması; uluslararası sigara kaçakçılığı meselesi, Serbest Limandan gümrüklenmeksizin KKTC’ye sokulan sigaralar, hatta Ersin Tatar’ın muzaffer komutan görüntüsü vererek, kaçakçılık yapan bir gemiye baskın yapması…
CTP-DP hükümeti döneminde, yine bu bölgeden ve son silah kaçakçılığı olayına adı karışan Port İsbi firması hakkında gelen şikayetler üzerine Bakan Ahmet Kaşif’in “sözleşmenin incelendiğini, gerekirse iptal edileceğini” söylemesi…
Hele 2014’de yayınlanan bir Sayıştay raporu var ki; kiralarını gecikmeli ödeyen, borç yapan işletmeler, sözleşmede belirtilen alanın dışında alan kullanıp, kirasını buna göre ödemeyenler, ambarlarda uzun süredir stok sayımı yapılmaması, yönetimin muhasebe ve denetim kusurları, ihale işlemlerinde yeni bir mevzuata gerek olduğu gibi bir çok eksiklik.
Daha ilk vukuattan sonra tüm yönetimin sorgulanıp, değiştirilmesi, denetimin arttırılması sağlanması gerekmez miydi?
Ne gezer…
Her yıl yeni bir kaçakçılık, yeni bir pislik. Aksine aynı sözleşmeler, ek menfaatler de verilerek devam ediyor…
Sanki koruma altında gibi…
Dünyada devletlere büyük gelir getiren serbest bölge uygulaması, anlaşılan bizde yanlış yorumlanmış. Devlet değil, işletmeci şirketlere gelir sağlıyor.
Gerçekten merak ediyorum, KKTC devleti Serbest Bölge’de sözleşme yatığı şirketlerden yıllık ne kar elde ediyor?
Maliye Bakanlığı keşke bir açıklama yapsa da öğrensek…
Örneğin Türkiye’de, yurt dışından bölgeye getirilen malların CIF değeri üzerinden binde 1 ve bölgeden Türkiye’ye çıkarılan malların FOB değeri üzerinden binde 9 oranında, peşin bir ücret alınmakta. Bu devlete önemli bir gelir getiriyor. Bizim Yasa’da böyle bir ücretlendirme göremedim.
Diğer yandan serbestlik, sanki “yasadışılıkmış” gibi yorumlanıyor…
Bunu eski Maliye Bakanı Ersin Tatar da doğruluyor.
“Limana giren mallar işlenmiyor, katma değer yaratmıyor veya istihdam sağlamıyor.10 kuruşluk mal geliyor,10 kuruşluk mal gidiyor. Halbuki orada üretim olması gerekiyordu. Fabrikalar kurulacak, üretim yapılacak ve Ortadoğu bölgelerinde ihracat yapılacaktı. Şimdi sadece depoculuk yapılıyor. Soruyorum depoculuktan bu ülke ne kazanıyor. Ayrıca bölge yeterince korunmuyor. Kaçakçılık, vergi kaçırma ve tehlikeli işler yapılıyor”.
Son bir ayda iki büyük vukuat… Geçen ay Türkiye’de yakalanan ve Mağusa Serbest Liman’dan gittiği anlaşılan kaçak sigaralardan sonra, şimdi de silah…
Düşünebiliyor musunuz, eski bir Maliye Bakanı bile, “kaçakçılık yapılıyor” demekte.
Kendisi de serbest limanda işletmesi bulunan Ekonomi Bakanı Sunat Atun, “KKTC limanlarından hiç bir kaçak faaliyete tahammüllerinin olmadığını” söylüyor.
Sanırsınız ki, hiç bir vukuatı olmayan bir bölgeden bahsediyor.
Ama öyle değil işte. Oluyor, olmaya devam ediyor. Sistem, ihaleler, yönetimler tümden değiştirilmediği sürece de olmaya devam edecek.
Denetim sürekli değil ama, kaçakçılığın istikrarı yerinde maalesef…
YERİN KULAĞI VAR
YANLIŞ İZLENİM:
Birileri Anastasiadis’i yanlış bilgilendiriyor. Haber Rum basınında çıktı, Anastasiadis, önümüzdeki günlerde Türkiye’yi ziyaret edecek olan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden’a “Türkiye’nin müdahale hakkının muhafaza edilmesi durumunda, bundan olumsuz etkilenecek olanlar Kıbrıslı Türkler de olacak” demiş. Yani Türkçesi, “Kıbrıslı Türkler de Türkiye’nin garantisini istemiyor”… Var mı böyle bir durum? Tam tersi. Anastasiadis, eğer bir yalan propaganda yapmıyorsa, Kuzey’deki kaynaklarını gözden geçirmeli. Çünkü politikalarını gerçek olmayan bilgiler üzerine bina edip, komik duruma düşüyor…
İSTENİRSE OLUYOR:
Nasıl ama, denetimler sıklaşınca, her gece bir araçta uyuşturucu yakalanmaya başladı. İşte budur. Suçu caydırmanın tek yolu denetimdir, sıkı denetim. Eğitim, şu, bu sonradan gelir. Adam sokakların sahipsiz olmadığını bilecek, hissedecek. Umarız bu denetimler dönemlik olmaz, süreklilik kazanır…
GREV HAK AMA:
Grev hakkı yasalarla çalışana verilmiş bir haktır. Ancak Ercan’daki Sivil Havacılık Dairesi’nin hafta sonu yaptığı baskın grevin ne yasalara, ne de vicdana sığan bir yanı yok. Hava trafiğinin en yoğun olduğu bir dönemde yaptıkları grev sabotaj gibi. O karmaşada bir uçak kazası meydana gelseydi, bunun vebalini kim ödeyecekti..? Mağdurken suçlu durumuna düşmek bu olsa gerek…
BİR GARİPLİK VAR:
Yüzlerce silahı alacak parası var ama, 10 bin liralık teminatı ödeyecek parası çıkışmadı. Mağusa Serbest Limanda ele geçirilen silahların sahibi olduğu iddia edilen Ali Küçük, teminat parasını ödeyemediği için cezaevine gönderildi. Bu işte bir gariplik yok mu sizce de? Belki de milyon değerindeki silahların sahibi olacaksınız ama, cebinizde teminatınızı ödeyecek 10 bin liranız olmayacak, tuhaf…
İDDİA CİDDİ:
Ekonomi eski Bakanı Derviş Kemal Deniz, “kimse Serbest Liman’a elini kolunu sallayarak mal sokamaz. Mağusa Serbest Liman’a gelen her malın bilgisi devlette mutlaka vardır” ifadelerini kullandı. Bu açıklama ile Deniz, yakalanan silahlarla ilgili olarak devletin bilgisi olduğunu mu iddia ediyor. Veya oradan birileri, bu silahların ülkeye girişine şu veya bu nedenle göz yummuş mu oluyor…
BECEREMEDİK:
Turistlerin uğrak yeri Arasta Çarşısı’nda, uzun yıllardır faaliyet gösteren esnaflar, birer birer işyerlerini kapatmaya başlamış. Başta devletin plan ve programsızlığı, sonra da esnafın cazibesi olmayan tapon malları satmaya kalkmasıyla olacağı buydu. Pis, karanlık ve insanı korkutan görüntüyle kim gelsin ki? Üç adım ötedeki Uzunyol da yıllardır aynı mücadeleyi veriyor ama, orası bizim tam tersimiz. Modern dükkanlar ve kafeler orayı çekim merkezi yapmaya yetiyor. Arastaya üzülmemek elde değil ama, suçu da biraz kendimizde aramalıyız sanırım…
ZİRVEDEKİLER
Birikim Özgür: “Hükümet sorunlarımıza kalıcı çözümler üretmeye odaklanmadığı ve bu kafayla devam ettiği müddetçe ciddi bir çöküş her an bizi bekliyor demektir. Çöküşü giderek artan düzeylerde hissetmeye başlayacağımız safhadayız. Yeni Erenköylüler kendilerini yalnız hissetmesin; ülkede topyekûn gidişat hiç ama hiç iyi değil…”.
DİPTEKİLER
Sunat Atun: “KKTC’nin hiç bir kuşkulu geçişe transit kapı olmasına müsaade etmeyiz.Transit silah sevkiyatı ile alakalı olarak, silahların limana transit beyanname ile aktarılmış olduğu bilgimize geldi. Gümrüklerimiz her türlü kaçak geçişi tespit edip gerekli müdahaleyi yapabilecek durumdadır. Konuya özellikle kamu alanından ismi karışmış mevki ve makamı ne olursa olsun kimseye müsamahamız olmayacaktır…”. Gözüme mi, size mi inanayım…
