Seçime artık çok az bir zaman kaldı.
Sokakta çok büyük bir sessizlik var.
Bu sessizliğin sandığa nasıl yansıyacağı doğrusu herkes tarafından merak ediliyor.
Değişim söylemi görünen o ki bu seçim kampanyasında öne çıkmış durumda.
Seçmenin sandıkta değişimi nasıl yorumlayarak oy kullanacağını Pazar günü göreceğiz.
Değişim derken seçmen tercihini yeniden ve yeni partilerden yana mı kullanacak, yoksa söylemini yenileyen eski partilerden yana mı, bu önemli ve belirleyici olacak.
İki köklü siyasi parti konumunda olan UBP ve CTP’nin bu seçimden önde çıkması bekleniyor.
Genel kanı bu yönde…
Halkın Partisi’nin ise bir sürpriz yapabileceği konuşuluyor.
DP’in ilk başlarda gündemde olan baraj sorununu aştığına inanılıyor.
TDP’nin seçimden nasıl bir sonuçla çıkacağı şu anda kestirilemiyor.
TKP ve YDP’nin baraj sorunu yaşayacağı iddiası ağırlık kazanmış durumda…
Tabii ki tüm bunlar şu an için bir var sayım.
Neyin, nasıl olacağı, sandıktan kimin nasıl çıkacağını Pazar akşamı hep birlikte göreceğiz.
Ancak seçim kampanyası süresince halkın çok sessiz kalması, sokakların bir türlü hareketlendirilememesi, partilerin tabanlarını eski seçim kampanyalarında olduğu gibi mobilize edememesi, bu seçimlerde ilginç ve sürpriz bazı sonuçlar çıkabileceği beklentisini öne çıkardı.
Özellikle Halkın Partisi’nin sandıktaki performansının sürprizin boyutunu belirleyeceği konusunda genel bir görüş birliği oluşmuş durumda…
Kudret Özersay başkanlığındaki HP’nin alacağı sonuç bu seçimde belirleyici olacak gibi.
Bundan önce özellikle 1993 yılındaki seçimde kamuoyunda yine büyük bir sessizlik vardı.
O seçimlerde yeni kurulan DP dönemin en güçlü partisi konumunda olan UBP ile eşit oranda bir oy ile sandıktan çıkmış ve UBP ilk kez hükümet dışında kalmıştı.
2003 seçim sürecinde ise sokaklar hareketli idi. Ancak sağ partilerin hitap ettiği tabanda bir sessizlik vardı.
Çözüm umutları en üst seviyeye çıkmış, statükoya karşı büyük bir toplumsal tepki oluşmuştu.
O seçimde çözüm yanlıları ile karşıtları parlamentodaki sandalyeleri yüzde elli-elli olacak şekilde paylaşmış, kısa bir süre sonra da ülke bir erken seçime gitmişti.
Şimdi yine bir sessizlik ve belirsizlik dönemi yaşıyoruz.
Elbette ki ülkedeki koşullar 1993 ve 2003’teki koşullardan çok farklı.
Ama bundan önceki son iki seçimde önce belediyelerde, sonra da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sürpriz sonuçlar çıkmıştı.
Bunu da bir kenara not etmekte yarar var.
Sonuç olarak aslında kimsenin sonucunu öngöremediği bir seçime gidiyoruz.
Sandıktan en köklü siyasi partiler daha da güçlenerek çıkabileceği gibi, yeni partilerin herkesi şaşırtacağı bir sonuçla da karşı karşıya kalabiliriz. Özellikle de HP’nin…
Yani sandık görünen o ki çok şeye gebe.
Pazar akşamı hep birlikte sonucu göreceğiz.
Sonucun ülkeye hayırlı olması dileğiyle…
