Şaka gibi memleket… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Şaka gibi memleket…

Tüm kurumları verimsiz…
“Maaş verme üzerine kurulu bir kamu sistemi var.
Maaş ödeyen devlet, “hizmet” veremiyor…
Birçok kurum, “maaş ödemesine” rağmen, ek mesai ödeyerek, onu da özel sektörün sırtına yükleyerek hizmet verebiliyor.
“Devlete partizan istihdam yok” dediğimi bir anda, bu kez de “halka ait kurumlar” partizanca istihdamlarla dolduruluyor.
Yetmedi, “parti çıkarı” değil, “kişisel çıkarlar” için istihdam yapan siyasetçiler bile türedi.
Ah o kadar umurunda değil bu memleket kimsenin…

Hepsi verimsiz
Kıb-Tek bir taraftan istihdam yapıyor…
Diğer taraftan “elektriğe zam” talep ediyor.
Bu ay da 250 TL ödedim… TV, buzluk, ışık dışında da bir abartılı tüketimim yok.
Ne klima, ne soba…
“Elektriği ucuzlatmak” birinin umurunda mı?
Kıb-Tek çalışanının değil… Zira, elektriğe zam geldikçe, çalışanının maaşı da artıyor.
Sadece “özelleştirmeme” üzerinden bir kavga var, o kadar.
Limanlar?
Tümü de ucube…
“Ek mesai üzerinden” liman çalışanlarına sağladığı katkı dışında, vatandaşa ne faydası var?
Daha çok turist gelir, yoksa daha ucuz mal?
Hiçbiri…
Telekomünikasyon Dairesi’nin hangimizin hayatında önemli bir yeri var?
Cep telefonları hepimize yeter oldu…
Su gelecek…
Ne değişecek hayatımızda bilen var mı?
Özel mi hizmet verecek, belediyeler mi?
Devletin su ile ilgili politikası nedir?
Ortada tek bir devlet projesi var mı su ile ilgili?
Tam bir muamma…
Allah aşkına, böyle bir “yönetim tarzı” mı olur?
Kıbrıs Türkü’nü “kendi kendini yönetmekten aciz, sadece Türkiye memurlarının aldığı karları uygulayan” bir “ucube” haline getirenler utansın…
Baksanıza…
Din eğitiminden, kurumların yönetimine kadar tek bir otorite yok, hepsinin kararını Kıbrıs Türkü vermiyor…


Yeni bir başlangıç
“Özelleştirme” demiyorum…
Ama böyle devam etmeyeceğini de biliyorum.
Bir vatandaş olarak ödediğim verginin karşılığını alamadığım gibi, cebimden fazladan çıkan paranın da haddi hesabı yok.
Eğitimden sağlığa…
Yerel hizmetlerden devlet hizmetlerine kadar…
Ne kalıyor elimde?
Kendi kendini yönetmekten aciz bir kamu yapısı…
Bitmek bilmeyen statüko kavgası…
CTP- DP’nin son hükümeti de “yaraya merhem” olmadı…
Olamadı…
Şimdi yeni bir süreç var…

***
Kalyoncu yapar mı?

Ömer kalyoncu yeni başbakan olacak.
Siyaseten güçlü bir figür.
“Talat söyleyecek o yapacak” modelinde çalışacak birisi değil.
Ülkenin geleceğine dair kaygıları var…
Partisinin geleceği ile ilgili kaygıları var.
UBP de iktidara hazır…
DP de…
İki parti de “reform hükümeti” mesajı veriyor.
Yeni hükümetin reform hükümeti olmaktan başka şansı yok.
Kalyoncu’nun bir sonraki seçim gaylesi yok.
Siyasette tek eksiği “reformist bir başbakan” olmak.
Olsun o zaman…
Güçlü bir hükümet programı ile birlikte…
Reforma inanan bir kabine bu toplumun hakkı…
“Statükoculara” inat…
CTP içerisindeki “düzen savunucularına” inat, geleceği inşa etme görevi var.
“Tek kurtuluşu” çözüme yükleme dönemi bitti.
Eroğlu, “siyasette son dönemim” dedi, Başbakan oldu, kamuyu tarumar etti…
Ardından İrsen Küçük geldi, “siyasette son dönemim” dedi, reform yapacağına, kaos yarattı…
Özkan Yorgancıoğlu başbakan oldu, “siyasette son dönemim” dedi, reform hükümeti göremedik…
Şimdi “siyasette son dönemlerini yaşayan” bir başbakan ile karşı karşıyayız…
Tüm kurumları “tarumar” edilmiş, verimsiz bir kamu yapısı bulacak….
İki yılı var…
İki yıl “değişim” için yeterli…
Umarım Kalyoncu için de “adamcılık” öne çıkmaz…
CTP’den daha fazla ülkeyi düşünür…
Bıraksın partiyi Mehmet Ali Talat ile Tufan Erhürman düşünsün…
Biz icraat görelim…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar