Karantina süreci sonrası, havaların da ısınması ile deniz sezonu açıldı. Ancak kıyılarımızda geçen senelerde çoğunlukla görmediğimiz yeni bir misafirle karşı karşıyayız.
Denizanası, sölenterler sınıfından bir hayvan türüdür. Zehirli olmayan türleri olduğu gibi çok zehirli ve tehlikeli türleri de bulunur. Özellikle şu an kıyılarımızı istila eden “Pelagia Noctiluca” türü denizanası, zehirli ve tehlikelidir.
Vücut yapısı mantar şeklinde olup, vücudundan 8 adet küçük, ağız çevresinden 4 adet büyük tentakül (hareketli uzantılar) uzanır. Rengi kırmızımsı sarıdan mora doğru değişebilir. Tentakül uzunluğu yarım metreyi bulabildiğinden dolayı, denizanasından olabildiğince uzak durulması gerekmektedir. Zehirleri tentakül kısmında bulunduğundan dolayı, denizanasının ölü olduğu durumlarda bile zehirlenme söz konusu olabilir. Tentaküllerin etrafında bulunan yakıcı kapsüller ile temas edildiğinde, vücutta acıya, temas edilen bölgede yanmaya, kızarıklık ve şişliğe yol açabilir. Belirtiler bölgesel olabileceği gibi, maruz kaldığınız zehirin süre ve miktarına bağlı olarak, kas krampları, bulantı, kusma, baş dönmesi hatta nefes alma güçlüğü bile görülebilir.
Denizanası çarpmasına maruz kaldıysanız, öncelikle sakin kalmaya çalışın. En önemli nokta olarak denizanasına temas eden bölge asla tatlı su ile yıkanmamalıdır. Tatlı su deri üzerinde kalan denizanası parçalarının içindeki zehri açığa çıkararak daha fazla zarar verebilir. Tatlı su yerine temas edilen bölge, alkol, sirke ya da deniz suyu ile iyice yıkanmalıdır. İlk çarpmanın etkilerini atlattıktan sonra en yakın sağlık kuruluşuna başvurup muayene olunuz.
Kıyılarımızı istila eden bu davetsiz misafirle ilgili mücadele başlatılmadan denize gidecek olan herkese dikkatli olmaları gerekliliğini hatırlatır iyi bir hafta dilerim.
