Şahali, Özgürgün'ü çok sert eleştirdi: Evine yaptırdığı peyzajı devlete ödetti - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
KıbrısManşet

Şahali, Özgürgün’ü çok sert eleştirdi: Evine yaptırdığı peyzajı devlete ödetti

Şahali'den paket açıklaması

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler (CTP-BG) Milletvekili Erkut Şahali, Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün devlet bütçesiyle yaptığı ödemeleri sosyal medya hesabından eleştirdi.

İşte Şahali’nin paylaşımı:

 

15,756.54 TL.
Rakam size az gelebilir ama anlamı çok büyük!
Bu tutar, ülkenin başbakanının, halkın parasından kullanarak katıldığı çocuğunun diploma töreninin toplam tutarıdır.
Evine yaptırdığı peyzajı devlete ödettiği gibi, ya da şahsi aracıyla işlediği trafik suçlarının bedelini ödememek için polis genel müdürlüğüne yazdığı yazı gibi bir şey bu da.
Arşivlerde yerini aldı ama, bu konu kamuoyuna yansır yansımaz, 16 ve 30 Haziran, 2016 tarihlerinde mecliste yaptığım konuşmaları aşağıya koyuyorum.
Okuyan çıkar mı bilmem ama yine de burada dursun.
Ben konuştuğum gün de çağırmıştım ama başbakanın istifa edeceği yok, bu çok belli.
Bugün de mecliste kabinesine çağrı yaptım, “onunla vedalaşıp gönderin” diye.
Bu olur mu?
Hiç sanmam.


KKTC Cumhuriyet Meclisi 8. Dönem 4. Yasama Yılı
70. Birleşim
16 Haziran, 2016

Erkut Şahali :
…Bugün basında da yer aldı. Sayın Başbakanın Haziran ayının üçüncü ve dördüncü gününde yurt dışına yaptığı bir seyahat vardır. Çok farklı, özel unsurlarıyla kamuoyunun gündemine gelmişti. Sayın Başbakanın açıklanan yurt dışı gezisinin sebebi; kızının diploma törenine katılımıydı. Sayın Başbakanın bu seyahati dönüşte pilot olan oğlunun kullandığı uçakla seyahat etmesiyle de ayrıca kamuoyunun gözünün içine girmiş vaziyettedir, gözlere batar vaziyette bilgimize gelmiştir.

Ben Sayın Başbakana da, iki çocuğuna da mutluluklar dilerim. Ancak bu mutluluğu kamu kaynakları ve kamu olanakları pekiştirmemeli. Kamunun yararlandırdığı unsurlar Başbakan dahi olsa bir hak ediş esasına dayalı olmalıdır. Sayın Başbakan 2 Haziran tarihli Bakanlar Kurulunda da ifade edildiği şekilde özel bir seyahate çıkmış. Ancak tuhaf olan taraf, bu özel seyahate kendisine yedi kamu görevlisinin de eşlik ederek çıkmış olmasıdır. Şimdi Başbakandır, sahip olduğu sıfat ve üstlendiği sorumluluğun hassasiyeti elbette sıradan bir yurttaş olarak değerlendirilmesini gerektirmez. Ancak bir koruma polisinin kendisine eşlik ederek gerçekleşecek bir seyahatte iki müdürle birlikte beş kamu görevlisinin üçü basın mensubu olmak üzere kendisiyle seyahat etmesinin bir izahı olmalı.

Bu ülke yardıma muhtaç, ki bu yardım tartışma konusu olmaktadır sürekli, fakir ve kıt olanakları olan bir ülkedir. Bu ülke bir krallık değildir. Bu ülkeyi Karum veya Karum’a akraba düşenler yönetmiyor. O zaman bu hava kime? Üstelik özel bir seyahat, bize yardıma en fazla istekli ve fedakarca yardımda bulunan bir ülkeye yapılan bir seyahatte bu gösteriş kime? Bunu anlamanın imkanı yoktur. Sekiz kişilik bir heyet Başbakanla birlikte seyahat ediyor Sayın Başbakanın da dahil olduğu ve bu Bakanlar Kurulu Kararında da özel bir davete katılmak diye ifade ediliyor.

Şimdi bunu yapan tabii Sayın Başbakan olunca, eski defterleri karıştırmak bir zorunluluk haline geliyor. Çünkü bu ilk icraatı değildir kamu kaynaklarını istismar eden bir biçimde davranışının.

Hatırlayacaksınız Dışişleri Bakanlığı olduğu dönemde Dışişleri bahçesi cangıla dönüşmüşken, bir mezbele halini almışken çok kabarık peyzaj faturaları bu Devletin muhasebesine dahil olmuştu. Üstelik ödeme gecikince, alışverişin yapıldığı satıcı bu konuda feryat figan ederek konunun kamuoyuna aktarılmasına yardımcı olmuştu. Devletin malı deniz demiştik. Sayın Başbakan belli ki bu mentaliteyle hareket ediyor.

Bir başka konu; Sayın Başbakanın sahip olduğu özel araçla işlenmiş trafik suçlarının devletin yazılı olarak Polis Genel Müdürlüğünden affedilmesini talep etmesi şeklindeki icraatıdır. Sayın Başbakan, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde kendi şahsi aracıyla trafik kurallarına uyma yükümlülüğünden kendini ari addetmiş olacak ki radar kontrolü olan noktalarda hızını azaltmadan ve kamu düzenini ihlal edecek, kamu güvenliğini tehdit edecek bir biçimde seyahat etmiş, oluşan ceza yükümlülüğünden de Bakan sıfatıyla resmi yazıyla muaf kılınmayı talep etmiştir.

Şimdi bu Devlet eğer Sayın Başbakanın zannettiği gibiyse, Sayın Başbakan 8 deyip 18 kişiyle kızının mezuniyet törenine katılmış olmalıydı. İnsaflı davrandı deriz. Ama burası Cumhuriyet Meclisidir. Burada esas faaliyet, bu Devletin daha müreffeh ve daha güvenli bir biçimde geleceğe uzanması amacıyla yasama faaliyetinin yürütülmesidir. Ve bir taraftan böyle bir misyonla burası çalışacak, öte yandan buradan çıkan yasal düzenlemeleri hiçe sayan bir mantıkla devlet, halk adına yönetilecek. Üstelik halka zarar veren bir biçimde yönetilecek. Böyle bir şey olamaz. Bu kabul edilebilir değildir.Sayın Başbakan, yine ifade ediyorum, herhangi bir krallıkta görev yapıyor olsaydı kral olarak, etrafına kimi aldığı ve ne şekilde seyahat ettiği haddimiz değil sorgulamazdık ama burası bir demokratik hukuk devletiyse Sayın Başbakan aile fotoğraflarını bedelini cebinden ödeyeceği bir fotoğrafçıya çektirmek durumundaydı. Ne devletin ajansında görevli basın mensubuna, ne de Başbakanlıkta görevli basın görevlilerine bu işi yaptırmamış olmalıydı. Üstelik bu personelin amirini de Başbakanlık Basın Müdürünü de beraberine alarak özel kalem müdürüyle birlikte bu seyahati yapmamış olmalıydı.

Bu yine Hükümete mensuplar tarafından muhtemelen čama bunlarla mı uğraşıyorsunuz” diye değerlendirilecek. Bunların her biri birer gösterge, değerdir. Bunların her biri bu devletin nasıl idare edilebileceğine dair ihtimalleri açığa çıkaran birer gösterge, değerdir. Böylesi bir hoyratlıkla kamu kaynaklarının güvenli ve adil bir biçimde kullanıldığını düşünüyor olmak mümkün değildir. O nedenle Sayıştay Yasasının parlamentoya gönderilmesi sırasında yaşanan anomaliyi hatırlayarak şunu söylemek istiyorum; Sayıştay bu devletin en önemli ve vazgeçilmez denetim organıdır ve dünkü komite toplantısında da sunuş sırasında yaptığım konuşmada ifade ettiğim gibi, umarım ki Sayıştaya etkinlik ve verimlilik kazandırma hedefiyle hazırlanmış olan bu Yasa Tasarısı Hükümetin de denetlenebilme istekliliğinin bir göstergesi olsun.

Yanıldığımı bilerek bu konuşmayı yapmıştım. Çünkü denetlenebilme istekliliği olan bir devlet, bir hükümet böylesi denetlemeden hakkında hüküm verilebilecek uygulamalara imza atmaz. Özel bir davete katılacak olan Başbakan giderlerini devlette ödetmez. Sayıştay’ın bu konuda ilave bir işlem yapması kanaatimce gerekli değildir. Dolayısıyla bu devlet halkın devletidir, bu Meclis halkın Meclisidir. Bu sorumluluğu taşıyanların görev yapması gereken Hükümet makamları bu Meclisin denetimine tabidir ve esas olan yasalar çerçevesinde icraat yapmak, yasaların günün koşullarının gerektirdiği bir biçimde dönüştürülerek refah düzeyinin artırılmasına hizmet edecek hükümet faaliyetini ortaya koymaktır. Bir elimiz dilenirken bir elimiz bolluk dağıtır olamaz. Üstelik bu bolluğu sadece kucağımıza bırakacak şekilde dağıtırsak hiç olmaz.

KKTC Cumhuriyet Meclisi 8. Dönem 4. Yasama Yılı
74. Birleşim
30 Haziran, 2016

Erkut Şahali
…Sayın Başbakan bir basın toplantısı sırasında dönemin eski Başbakanı Sayın İrsen Küçük’ün kulağına fısıldadığı şey gibi bir şey zannetmemelidir bizi. O kulağına fısıldadığı şey belki bilerek, belki bilmeyerek tüm kamuoyuna yansımıştı, çok ağır bir nitelemede bulunmuştu, biz o nitelemeyi hak etmiyoruz ve sahiplenmiyoruz, kendimizi o nitelemeye uygun insanlar olarak görmüyoruz. Sayın Başbakanın radar cezalarını sildirme girişimini bu toplum biliyor, belgeleri ile biliyor. Sayın Başbakan’ın Dışişleri Bakanı olduğu dönemde bakanlık bünyesine satın alınmış gibi görülen bitkilerin Bakanlıkta olmadığının tespit edildiğini de biliyor. Dolayısıyla Sayın Başbakan Bakanlar Kurulu kararında net olarak ifade edilen şekliyle söylüyorum özel bir ziyaret amacıyla veya özel bir davete katılmak amacıyla tam detayını unuttum ama özel ifadesi son derece anlamlıdır, özel nitelikli bir yurtdışı seyahatine eğer iki müdürüyle, üç basın mensubuyla, iki koruma ve şoförüyle birlikte gidiyorsa, bu ülkenin kamburu bu yükü kaldırmaz, ben bunu ifade etmeye çalıştım ve bu kamu kaynaklarını gözetmek bakımından ne denli duyarlı olunduğunun bir nişanesidir dedim. Sayın Başbakan elbette bu ülkenin Başbakanıdır, hak ettiği muamele en üst düzeyde hüsnü kabul görmektedir. Ancak bu hüsnü kabulü gösterecek olan taraf bellidir, biz beraberimizde götürdüğümüz şürekayla bu hüsnü kabulü sağlamayız, sağlamamalıyız. Çünkü gittiğiniz yer sizi sizden iyi bilen bir yerdir. Dolayısıyla Başbakanın şanına yakışır bir heyetle seyahat etmiş olması, üstelikte özel nitelikli bir ziyarette çok anlamlı değildir. O nedenle Sayın Başbakandan hassaten rica ettiğimiz şey o kendi Başbakanının kulağına fısıldadığı şey gibi birşey sanmasın bizi. Teşekkür ederim.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar