Turhan Feyzioğlu, 1978’de kurulan Bülent Ecevit hükümetinde Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olmuştu.
“Kıbrıs fatihi” Bülent Ecevit ona Kıbrıs’ın ekonomisine bakması görevi de vermişti.
Rivayet edilir ki laf ona aittir.
Saray Otel’in en süt katına çıkmış, bir Rum tarafına bir de bizim tarafa baktıktan sonra yanındakilere “sizin göreviniz bu sınırları iyi bir şekilde korumaktır, biz maaşlarınızı öderiz” demişti.
Yani Kıbrıslı Türkler işte o gün “serhat bekçileri” oldular ve üretimden koparıldılar.
Rum’dan kalma yüzlerce fabrika ve otel vardı.
Fabrikaların ambarları tavanlarına kadar ham madde ile doluydu.
Oteller bir tamam dokunulmamış, müşteri ağırlamaya hazır.
Fabrikaların bacalarından duman tütmesini, otellere turistlerin doluşmasını istemediler.
“Siz sınırları bekleyiniz, biz paranızı öderiz” dediler ve Kıbrıs Türkünü devlette çalışan veya devletten çek alan maaşlılar haline dönüştürdüler.
Nereye kadar?
“Bu para çok fazladır, maaşlarınızı bile biz ödüyoruz” diyene kadar.
***
İşte o gün sınır kapılarını araladılar ve Kıbrıslı Türklere “gidin, Güney’de çalışın” demeye başladılar.
1978’de kurulan düzenin iflasını ilan ettiler ama umursamadılar.
“Serhat bekçileri” düzeni çökmüştü.
Çünkü artık bekçiler “ödenmeyecekti.”
Ödenmeleri için Rum’a gönderileceklerdi.
Bu düzen de Annan planı referandumuna kadar devam etti.
Öncesinde zaten kapılar açılmış serbest geçişler başlamıştı.
Sonrasında inşaatlar patlamış, üniversiteler mantar gibi çoğalmış ve “serhat bekçileri” kendi paralarını kazanmaya başlamışlardı.
***
Şimdi yine başa döndük.
“Rumlar KKTC’yi tanısın” politikasıyla birlikte serhat bekçilerine dönüştürülme operasyonu ekonomik olarak çöktü.
Kıbrıs Türkü tarihinin en zor günlerinden geçiyor ekonomik olarak.
Bir gün içinde yüzlerce kişi Rum tarafında çalışma için başvuruda bulundu.
Rum tarafından tanınmayı bekleyen KKTC’ciler vatandaşlarını Rum’un ödemesi için göndermeye başladı.
Bu düzen sürdükçe de farklı bir şey olmayacak anlaşılan.
Eğri gemiden doğru sefer bekliyorlar 47 yıldır…
