Kıbrıs’taki şovenizm, yıllarca, her alanı tahrip ederek kirletti. Spordan, iş alanına, sanattan halk oyunlarına kadar, bölücü ve parçalayıcı bir çizgi, 1950’lerden beri Türk ve Rum halklarını zehirledi.
Milliyetler temelindeki örgütlenmeler, sendikal birliği parçalarken, futbolcular da, her iki tarafın teşkilatlarının baskısıyla ayrıştı. Şimdi ise 1960’lardan sonra, ilk kez, futbol, iki toplumu birleştirecek İLK ARAÇ olarak ön plana çıkıyor…
KOP ile KTFF’nin birleşmek için attıkları tarihi adımlar, Kıbrıs’ta yeni bir süreci başlatacaktır. Ancak, her iki tarafta da, bu tarihi adımlara şiddetle karşı çıkan güçleri de hesaba katmalıyız.
KOP ile KTFF yakınlaşmasının ardında, Türkiye ve Yunanistan’ın YAKINLAŞMA politikalarının yattığını mutlaka tespit etmeliyiz. Böyle tarihi bir kararı, Türkiye’nin dolaylı desteği olmadan, Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu’nun TEK BAŞINA atması mümkün değildi.
KOP-KTFF yakınlaşması, süreç içerisinde, her iki toplum arasında yakınlaşmayı sağlayacak önemli bir araç olacaktır.
Kıbrıs sorununun çözülmesini isteyen güçler, her iki tarafın Futbol Federasyonlarının birleşmesini sağlamak için, çok uğraşmışlardır.
Türkiyeli yetkililerin, Yunanistan ile yakınlaşma siyasetleri, Rum müzakereciyi Türkiye’ye davetleri, Eroğlu ve Denktaş ekibine fazla yüz vermemesi, yeni bir BM planından sık sık söz etmeleri, Ban Ki-moon Planı’nın Annan Planı’nın yeni bir versiyonu olarak konuşulması öncesi, ilk adımın futboldan başlaması, çok doğaldır.
Kuzey’de ve Güney’de, bu yakınlaşmayı engellemek için, her tür çaba ve tehdit ortaya konmasına rağmen, tarihi antlaşmanın imzalanması, çok büyük bir başarıdır.
Kuzey’deki çözüm karşıtı güçler, KTFF’yi, Rumlara teslim olmakla suçlarken, Güney’deki birçok güç ise bu anlaşmayla, ULUSLARARASI ARENADA, Kıbrıs Türklerinin, dolayısıyla, Türk otoritesinin tanındığından şikayetçidirler.
Güney Kıbrıs’ta, HUKUKSAL DAVALAR söz konusu oldu mu, en fazla tanınan hukuk bürosu, TRANDAFILIDIS’in başında bulunduğu hukuk bürosudur.
Alithia Gazetesi spor eki, Triantafillidis’in geçici anlaşma metnini inceledikten sonra değerlendirmelerde bulunduğunu yazdı.
ALİTHİA’ya göre Triantafillidis, ortaya çıkan futbolla ilgili anlaşmanın, gelecek günlerde futbol ve genel olarak ülke için olumsuz sonuçlara sahip olacağını savundu.
Bu anlaşmanın çok tehlikeli olduğunu ileri süren Triantafillidis, KTFF’nin ve kulüplerin faaliyetlerinin, uluslararası arenada etkili olacağı ve KKTC’nin tanınacağına sebep olacağını ileri sürmektedir.
Bu anlaşmayla, YABANCI KULÜPLERİN, “Kıbrıs Cumhuriyeti toprağı olan” Kuzey’e maç yapmaya davet edip Kıbrıslı Türk takımlarla oynamasının mümkün olmasıyla, Kuzey Kıbrıs’ın uluslararası arenada değişik bir meşrutiyete sahip olması yönünde ilerlemelerin olmasının kaçınılmaz olacağı, Triandafilidis’in diğer bir İDDİASI ve korkusudur…
Triantafillidis, Kıbrıs sorununun çözümlenmemesi durumunda bir sonraki adımın Kıbrıs Türk takımlarının FIFA ve UEFA organizasyonları ve diğer organizasyonlar çerçevesindeki kupa ve diğer müsabakalara katılmasının olabileceğini de savundu.
Triantafillidis, Kıbrıs sorununa ilişkin müzakereler hassas bir aşamada iken, Kıbrıslı Türklerin futbolunun meşrulaştırılmasını değil, sonucun görülmesi gerektiğini ileri sürdü.
Rum ve Türk tarafındaki uzlaşmaz güçler, gerçekte ikiz kardeşlerdir. Yakınlaşmanın her türünde, her iki taraf da, kendi halklarının karşı tarafa satıldığı iddialarıyla ortalığı karıştırmakta ustadırlar.
Artık eski bölücü şoven söylemler yerine, iş birliği politikaları dünyada itibar görmektedir. KTFF’yi, attığı cesur adımlarla, dünya ile bütünleşmede, Kıbrıs Türklerine önderlik ettiği için, içten kutlamalıyız.
