Rum Toplumunun Analizi... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Rum Toplumunun Analizi…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Güney Kıbrıs’taki “Kıbrıs Üniversitesi”, geçtiğimiz Nisan ayında Kıbrıs Rumları arasında bir kamuoyu yoklaması yapmış.

Görüşmelerin devam ettiği, ancak ilk kez tıkandığı sırada.


Federasyon, asker, garantiler konusunda çıkan sonuçlar bildiğimiz şeyler…

Hatta anketi Anastasiadis mi yaptırdı diye de düşünmedim değil. Çünkü o neyin üstünde durduysa, o konular çok yüksek oranda çıkmış…

Ama mesela, liderlerin onaylayacağı bir metine ne oy verirsiniz sorusuna “evet” diyenlerin oranı yüzde 46… Sonraki sırada, ‘evet de diyebilirim, hayır da’ diyenler var, yüzde 33. Kesinlikle reddedecek olanlar ise sadece yüzde 19… Bu bana ilginç geldi.

Anket, sadece son yaşanan müzakere süreciyle sınırlı değil. Genel anlamda güneyde yaşayan insanlar hakkında bir davranış analizi niteliğinde… Tabii bizimle direkt bağlantılı bir analiz…

Kıbrıslı Rumlar iki devletli çözümü kesinlikle reddediyor.

Ama adanın Yunanistan’la birleşmesini de öyle…

Yüzde 63, çözümün tavizlerle bulunabileceğine inanıyor… Buna karşılık, savaşın çözüm olduğuna inanan yüzde 8,5’luk bir kesim var…

Federasyonu değil ama, üniter devlet şeklini büyük oranda memnuniyetle karşılıyorlar. Federasyonu kabul ve reddedenlerin oranı aşağı yukarı eşit…

Meclis’in Enosis plebisitini anma kararına, Rumların yarısı karşı çıkmış.

İki tarafta tarih kitaplarının barış dilinde yeniden yazılmasını kesinlikle isteyenler toplumun dörtte biri, kesin reddedenler de buna yakın…

Kıbrıslı Türk ve Rum çocukların birarada eğitim göreceği okullar oluşmasını destekleyenler yüzde 57 oranındaymış ki, bu da ilginç…

Ama Kıbrıs Türklerine karşı hislerini derecelendirmişler, çoğunluk ortalarda… Sanki nötr gibi…

Kıbrıslı Türklere güven konusu da benzer oranda derecelenmiş…

Güvensizliği, “Türkiye’nin yayılmacı politikası” seçeneğine bağlayanlar yüzde 37 civarında.

Ancak, Kıbrıs Türk politikacılarının bir anlaşmayı uygulamasına yönelik güvensizlik daha büyük, yüzde 60’ın üstünde…

Sıradan bir Kıbrıslı Türk “barış isterim” dediğinde inanacaklarını söylüyorlar, ama Kıbrıs Türk politikacının ağzından çıkan “barış” sözlerine inanmayacaklarını söylüyorlar…

Yüzde 25 kadarı, bir Kıbrıslı Türkle komşu olmayı düşünemiyor… Ama Avrupalı ya da Türk olmayanlarla yaşamak istemeyenlerin oranı çok daha fazla…

Aynı şekilde, “Kıbrıslı Türklerle birlikte yaşayabilir misiniz” sorusuna, “hayır” yanıtı verenler toplumun dörtte biri…

Yarıdan fazlasının bir Kıbrıslı Türk arkadaşı var…

En ilginci, yüzde 87’si iki toplumlu bir etkiliğe katılmış durumda… Büyük bir oran…

Yüzde 72’si Kıbrıslı Türklerle temasta, yüzde 88’inin sosyal medyada bir Kıbrıslı Türk arkadaşı var…

Kuzey’e hiç geçmemiş olan yüzde 36’lık bir kesim var. Sadece bir defa geçenler de yüzde 19… Bu da ciddi bir gösterge… Acaba bizde nedir bu oran?

Kıbrıs Üniversitesi’nin kamuoyu yoklaması, seçimlere hazırlanan karşı toplumun temel davranış biçimini, düşünce yapısını, hislerini anlamak açısından çok değerli bir analiz olmuş…

Tabii eğer hala bu işlerle ilgilenen varsa…

 

Not: Dünkü, “Ne Talebi Yahu” başlıklı yazımızda, Milliyet’te Kıbrıs, Sefa Karahasan’dan sorulur diye, Bakan Recep Akdağ’a soruyu kendisinin sorduğunu yazmıştık. Haberi yayan yerel kaynaklar belirtmemişti ama, soruyu soran, Ankara’dan Bahar Atakan’mış. Düzeltiriz. Tabii bu, sorunun maksatlı olduğu görüşümüzü değiştirmez. (M.M)


YERİN KULAĞI VAR

 

SESSİZLİK YOK SAYIN ÖZGÜR: Birikim Özgür, ekonomik sorunlar karşısında hükümetin sessiz kaldığını, bunun da yaklaşan bir kaos anlamına geldiğini söylüyor. Keşke farkında olup da sessiz kalsalar. Hiç öyle değil. Aksine, sorunların farkında değiller. Daha geçenlerde Başbakan, ekonomide hiç sorun kalmadığını, halkın mutlu olduğunu, tüm borçların ödendiğini söylememiş miydi?

 

YÜZÜNÜZ KIZARDI MI?:

Rum Eğitim Bakanlığının okullara, Kıbrıslı Türkleri “azınlık” olarak gösteren belge dağıtmasına bizim tarafta her konuda ahkam kesenlerin sesi pek çıkmadı. Bu adadaki eşit ortaklardan biri olduğumuzu her fırsatta dile getirenlerin de tepkisini pek duyamadım. Biz, bu konuda sessiz kalmayı tercih ederken, bir Rum gazetecinin köşesinde bunu eleştirmesi ve bakanı istifaya davet etmesi karşısında yüzünüz kızardı mı, çok merak ederim…

 

İŞTE GÜZEL BİR HABER:

Tarım Bakanı Nazım Çavuşoğlu, kooperatifleşen üreticilere, daha çok destek verileceğini açıkladı. Ayrıca Bakanlığın, kooperatifleşmeye öncülük ettiğini,  6 yerleşim biriminde kooperatif kurma çalışmalarında bir noktaya gelindiğini de söylüyor. İşte budur. Dünyayı yeniden keşfediyor olsak da, olsun varsın. Hem aracının fahiş karına dur diyebilecekler, hem üretim maliyetleri düşecek, hem de birbirlerini denetleyecekler. Böylelikle belki zehirsiz gıdaya kavuşacağız. Keşke bu tür çabaları daha çok duyabilsek…

 

DEVRİM YAPADURSUN:

Bizim Sağlık Bakanı sağlıkta “devrim” yapmaya devam etsin. Hastahanelerdeki doktor eksikliklerine bir türlü çare bulunamıyor, Onkoloji Hastahanesi, birkaç hemşire ve onkolog olmayan doktorun özverili çalışmasıyla ayakta duruyor. Dün, Barış ve Ruh Hastahanesinde grev vardı. Hastanede  yeterli hekim ve  hemşire olmadığı, psikolog sayısının  yetersiz olduğu ve fiziki koşulların kötü olduğu vurgulandı. Belli ki bakanın devrimleri henüz buralara uğramamış… Ha bu arada, hastanelerin girişinde güvenlik zaafiyeti de var bugünlerde. Kim ne saat isterse girebiliyor.

 

BAFRA’DA AĞAÇ KATLİAMI:

Sosyal Medya’da Muhammed Fethullah Ömer adlı kullanıcının, Bafra bölgesinde sahilde, ağaçların çatır çatır kesildiğine dair gönderisi yayınlanalı 4 gün oldu. Tek bir yetkili de çıkıp, ya bilgimiz var, ya da haberimiz yok ilgileneceğiz falan demedi. O ağaçlar kesilmeye devam ediyor. Çevre’den sorumlu Bakansa, “denetimlere devam ediyoruz” açıklamasıyla, görevini yapmış olmanın rahatlığını yaşıyor.

 

BİZİM GÜNAHIMIZ NE?:

Bizimle hiç alakası olmayan sorunların cezasını çekmek kaderimiz… Yüzyıllardır bu toplum, başkalarının yarattığı krizlerin faturasını ödüyor. Son fatura, Türkiye ile ABD arasında yaşanan vize krizinde kesildi. Dövizdeki anormal artışla, geçerli para birimi Türk Lirası olmasına rağmen, herşeyin dövize endeksli olduğu KKTC’de yaşayanlar bir gecede borçlarına borç kattılar.


ZİRVEDEKİLER

Kostas Konstanidis:“Şimdi yazacağım şey, başka bir devlette yaşansa, Eğitim Bakanı çoktan evine gitmişti. Eğer gitmemişse, çıkıp özür dilemelidir. Kıbrıs’ta şu ana kadar herhangi bir istifa olmadı ve dağıtılan belge de henüz geri çekilmedi. Anket formunda çocuklar, ya da aileleri, herhangi bir etnik azınlığa sahip olup olmadıklarını beyan etmeye çağrılıyorlar: Kıbrıslı Türkler, Ermeniler, Maronitler ya da Latinler…Ülkenin Anayasası ihlal edilerek, azınlığa indirgendiler. Tıpkı aramızda bir çok kişinin hayalini kurduğu gibi…”

 

DİPTKİLER

Yokoluş… Yavaş Yavaş: Bazı değişimler zaman alır, alıştıra alıştıra ve zamana yayılarak.İşte bizi bekleyen büyük tehlike de böyle geliyor. Sessiz ve derinden. Önce kültürümüz, kimliğimiz gitti, şimdi de bir bir kalelerimiz düşüyor.  Belli ki bizim eğitim sistemimiz Türkiye’de beğenilmiyor. Eskiden ihtiyaçtan öğretmen gelirdi, şimdi bir öğretim yılında 167 tane birden… Üstelik ortada olarca işsiz öğretmen varken…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar