Lagaluga yapmaya gerek yoktur.
Mesele gayet sarihtir ve öyle “bayrak-millet” nutuklarıyla perdelenemez, “hainler-rumcular” iftiralarıyla da saklanamaz.
Durum ortadadır.
AKP hükümeti cumhurbaşkanlığı seçiminin intikamını alıyor.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin milli güvenliğini tehdit” kısmı tam bir palavradır.
Milli güvenlik gerekçesiyle Türkiye’ye girişleri yasaklanan 3 kişi bir araya gelseler değil Türkiye’nin güvenliğine tehdit oluşturma cürümleri kadar bile yer yakamazlar.
Bunu MİT de biliyor Reis de biliyor.
Biliyorlar ama hırslarına ve kibirlerine yenik düşüyorlar.
“Bu seçimi istediğimiz gibi kotardık, Akıncı’yı evine gönderdik, tamam konu bitti, kapandı” diyeceklerine ısrarla sürdürüyorlar.
Görünen o ki sürdürmeye de davam edecekler.
Çünkü, yapılan aklı selim uyarıları düşmanca açıklamalar olarak görüyorlar.
“Bravo Reise, nihayet Türkiye harekete geçti ve anavatan düşmanı Rumcu hainlere gereken dersi veriyor” şeklinde atılan intikam çığlıklarından memnun oluyorlar.
Öyle milliyetçilik müptelası üç-beş ihtiyardan bahsetmiyorum.
O koltuğa oturttuklarından bahsediyorum.
O müptelalarla birlikte aynı dili kullanıyor ve aynı seviyeyle kendini savunmaya çalışıyor.
***
Kendine cumhurbaşkanı diye hitap etmek anayasal bir zorunluluk olsa da Ersin Tatar henüz cumhurbaşkanı olamadı ve bu gidişle olamayacak da.
Ersin Tatar, yapılanın “intikam alma” ve meselenin kendi seçiminden kalma bir husumet olduğunu çok iyi biliyor ama papağanvari tekrarlar yapıp iftira atma, kara propaganda yapma yolunu tercih ediyor.
Yasaklıları çok iyi tanıyor, tarif edilenler gibi olmadıklarını çok iyi biliyor ama elinde kara boya ile habire kara çalıyor.
Cumhurbaşkanlığı makamının lafzına uygun davranıp, bütünleyici olup uzlaşma yoluyla bu sorunu çözeceğine, muhalefet liderine akıl almaz iddialarla saldırıyor.
“Be arkadaşlar bu konu geçti, bitti önümüze bakalım” şeklinde akil adam olma yerine, ipleri başkasının elindeymiş gibi sağa sola el ve ayak sağlamayı kendine münasip görüyor.
Ve tüm bunlardan dolayı da cumhurbaşkanı olamıyor.
Hala, Cumhurbaşkanı yapılmak için her türlü müdahalenin tertiplendiği bir aday olarak karşımızda duruyor.
Zaten şimdi yaşananlar da bunun sonucu değil midir…
