Realiteleri içermeyen idealizmle çözüm olmaz. - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

Realiteleri içermeyen idealizmle çözüm olmaz.

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Sn Akıncı “kararlı duruşa ihtiyaç var” diyor… “Tüm ilgili tarafların olumlu katkılarıyla özgürlük ve güvenlik içinde yaşanacak bir ada yaratmak mümkündür” diyor… “Çözüm için Konferansa katılanların kararlı desteklerini sürdürmeleri zorunludur” diyor… Ve altın vuruşu şöyle yapıyor:

“Kıbrıs’ta çözüm ancak Rum tarafının 1963’den beri bizi mahrum bıraktıkları siyasi eşitliğimizin federal bir çerçevede bize iade edilmesi ve bizim de 1974’den beri savaşın sonucunda onların mahrum kaldığı toprakların bir kısmını onlara iade etmemizle gerçekleşir…”


       İDEALİZM VE REALİZM: Sn. Akıncı her iki tarafa da bu   mesajını iletirken ayni zamanda “barışçı bir idealist devlet adamı profili çiziyor.” Dün de yazdığım gibi inandığı “çözüm yolunda” türlü çeşitli engellere karşın ısrar ve inatla yürümeye çalışıyor. Müzakerelerin tıkandığı yerde yeni bir kulvar açıyor. Bu konuda kendisini cesaretlendirenlerden biri de Anastasiadis oluyor çünkü onun da “çözümle elde edeceği beklentileri” var!

       ANCAK: “çözüme inancı bir idealizm haline getirmek var olan realiteleri ortadan kaldırmıyor.” Dolayısıyle ortaya şu sorun çıkıyor:

İdeal bir çözüm mü realist (fonksiyonel) bir çözüm mü? Ki ideal düşünce der ki “birleşik bir Kıbrıs’ta iki halk sınırları bile gerektirmeyecek bir iç içelikte “halkların kardeşliği” ilkesinde federal devleti paylaşabilirler, refah huzuru birlikte yaratırlar…”

Öte yandan yaşanan bir realite de vardır  ama: “Türk ve Rum halkları böylesi  ideal bir federal sistemi” oluşturmaya hazır mıdırlar?”  Hâlâ kurumamış kanlara, toplu mezarlara, yanan yıkılan evlere, köylere, göçlere,  devam eden ambargolara, baskılara karşın…                    Biri tanınmış diğeri tanınmamış iki devlet!   Biri AB, BM’ler üyesi diğeri 42 yıldır dünyaya illegal, işgalci, korsan olarak tanıtılan defakto bir devlet!

Sn. Akıncı’nın sözünü ettiği “ideal federalizm” işte bu iki devletten oluşacak! Oluşabilir mi?

“Evet oluşur” demek mümkündür zaten Sn. Akıncı da bunu söylüyor ve diyor ki “1963’den sonra Rum tarafı bizi siyasi eşitliğimizden mahrum etti!” Biz de onları 1974’den sonra Kuzey’deki topraklarından mahrum bıraktık.” Bu şu demek olmuyor mu?

“Ver siyasi eşitliğimi al topraklarını!”              Pekala ama ortada şu realite de yok mu? İade edilecek topraklar 1974’ün toprakları mıdır? Girne o günkü Girne mi? Mağusa, Lefkoşa, köyler, sahiller, olduğunca Kuzey.. Ayni olan tek taşı var mıdır ki?

İnsanlar böylesi bir yapılanmadan sonra bir yerlerden bir yerlere ancak savaşlar nedeniyle göç etmek zorunda kalırlar. Ki Kıbrıs’ta yıllardır yaşanan göçler Rum tarafının yarattığı o savaşların sonucudur! Şimdi barışçı bir ortam var, iki devlet var fakat deniyor ki Türk olmaktan başka suçları olmayan Kuzey’in insanlarına, “hazırlanın yeniden göç edeceksiniz?”

Realiteleri içermeyen “idealizmle” barışçı çözüm olmaz!

 


ŞU “KUZEY DAHA UCUZDUR” EDEBİYATI!

Henüz çözüm olmadı! Henüz AB’nin olmazsa olamazı olan müktesebatının “dört özgürlüğü” uygulanmaya başlanmadı!                  Henüz Çözüm ahkâmlarında bir kısım Rumlar Kuzey’e dönmedi! Henüz Rum sermayesi Kuzey’de yatırımlar yapmaya başlamadı!                                                            Henüz iki kurucu devlet arasında ekonominin kaçınılmaz kurallarında ticari ilişkiler gerçekleşmedi!

Henüz Kuzey’deki Türkiye sermaye ve yatırımlarının   Güney’le  nasıl bir ticari ilişki oluşturabileceğiyle oluşturamayacağı bilinmemekte! Vesaire…

BUNA KARŞIN. Önce Kıbrıs Türk Ticaret Odası açtı bayrağı, “Kuzey Güney’den daha ucuzdur” diyerek! Amaç belliydi. Kuzey’den Güney’e yönelik alışveriş müşterinin  akışını azaltmak. (Yoksa insanlar neden kör gibi gidip de Kuzey’de çok daha ucuz olan emtiayı Euro ödeyerek satın alsınlar ki?)  Tabi kaliteli mal olayını parantez içinde hatırlatıyorum: (Ve şunu da kabul ediyorum:  KTTO’sı İki bölge arasında ada ekonomisine  yansıtılacak Kuzey ve Güney  ekonomilerinin mukayesesini yapmış olabilir hepsi o kadar.) Öyle de olsa ben devam ediyorum:

Şimdi bu uyarılı çağrılara  Sanayi Odası da katıldı, Kuzey Güney’den daha ucuzdur diyor! Her halde öyledir diyoruz da farkında mısınız?

Bir yandan birleşik  federal  Kıbrıs çözümünü savunuyorsunuz, öte yandan “birleşik Kıbrıs” lafzına aykırı “Türk-Rum” ayırımcılığında açık seçik Kuzey’in daha ucuz olduğunu savunarak Türk müşterilerin Güney’den alış veriş etmelerinin önünü kesmeye çalışıyorsunuz!                                     Yarın çözüm olursa Türk-Rum  ticari rekabetinde de böyle alenen “Rumlardan alışveriş etmeyin” mi diyeceksiniz? Bu olay bana “Vakti zamanında Denktaş’ın  “Türkten Türke” kampanyalarını hatırlattı!

       KISACA:  Çözümsüzlük kabullenilecek bir kader değildir! Fakat “çözüm” de dikensiz gül bahçesi yaratmayacaktır! Adada eğer “kılı kırk yararak” iki egemen bölge oluşturmaz, Türkiye ile adadaki Türk halkını hem siyasi hem ekonomik yönden birbirinden kopartırsanız, size Güney’de zırnık şans tanımazlar üstüne üstlük Kuzey’i de monopollerine alırlar..


       KISACA TAKILDIĞIM:   (İNSAFSIZ GSM ZAMLARI!)           

Bir ses de geçtiğimiz günlerde GSM ücretlerine zam yapan şirketlerden geldi. Ki önce yazalım. “İki GSM operatörünün anlaşarak birlikte zam yapmaları rekabet kanununa aykırıdır. Ha, “bizde bu tip kanunlar vız gelir tırıs gider zaten yoktur” deniyorsa “ticari ahlâk” var diyeceğiz!

Tepkiler karşısında bu GSM şirketleri de “Güney’de tarifeler bizden daha pahalıdır” açıklamaları yaptılar!

Yani artık KKTC’nin miyarı Güney oldu! “O tarafı daha ucuz bu tarafı daha pahalı, yok o tarafı pahalı bu tarafı ucuz!”

Mesela ne dedi Meclis’te Ferdi Soyer: “Hayat pahalılığı yüzde 7.25 iken GSM zammı yüzde 9.58 oldu!” Var mı bir cevabınız?

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar