PROF.DR. SAMİ ZAN’I ANMAK... DEĞİŞİK BİR 14 MART TIP BAYRAMI YAZISI - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 27, 2024
Köşe Yazarları

PROF.DR. SAMİ ZAN’I ANMAK… DEĞİŞİK BİR 14 MART TIP BAYRAMI YAZISI

Tıp bayramı ve haftası önümüzdeki hafta kutlanacak. Kutlanacak dediğime bakmayın, aslında hepimiz biliyoruz ki gına getirir haldeki sorunları tekrarlama geleneği bu hafta içinde yoğun bir şekilde sürdürülecek. Her sene yaşanan tıp bayramı ritüelini  en azından kendimce bir yazı ile farklılaştırmak istedim.  Ben bu yazımla 14 Mart’ı bir öğretmenimi, Prof. Dr. Sami Zan’ı anarak her zamankinden farklı yaşayacağım.
Her dönemde  fakülte yıllarının efsanevi hocaları vardır. Bizim dönemimizin İstanbul Tıp Fakültesi’nin efsanevi profesörü de Anatomi kürsüsü başkanlığını yapan Dr. Sami Zan’dı. O bu sıfatı normal ders saatlerinden bir saat önce sınıfa gelerek, özellikle yaşam deneyimi ve cinsellikle ilgili konularda verdiği bilgiler sayesinde kazanmıştı. Dersleri o kadar ilgi görüyordu ki üç yüz kişilik amfilerde oturacak yer bulunamıyordu. Zira alt –üst sınıflardan gelen öğrenciler yanı sıra, başka okullardan gelen öğrenciler amfileri hınça hınç dolduruyordu.  Biz “Hocam sizi dinlemek bizim hakkımız oysa sınıfa bile giremiyoruz” dediğimizde ise , “Yavrularım. Benim anlattıklarım kitaplarda yok. Onlara kimse anlatmıyor. Ama bakınız, bizi diğer fakültelerden gelerek izlemek isteyen arkadaşlarınızın tamamına yakını yarın Anadolu’ya göreve gidecek. Onlara oralarda bunları soracaklar. Bilmezlerse, nasıl cevap versinler? Bırakın dinlesinler, onlarda öğrensin ki bu sorular karşısında mahcup kalmasınlar. Sıkışın biraz” diye cevaplardı.
Sami Hoca’mız 24 Aralık 1984 yılında vefat edene kadar temposunu hiç kaybetmeden çalıştı. Öğrencileri onu çok sevmişti. Ölümünden sonra onun ağzından çıkan birçok söz onun öğrencileri tarafından toplandı.
Katılırsınız katılmazsınız ama her biri ciddi bir yaşam deneyiminin ürünü olan bu sözlerin bir kısmını ( Çünkü bazı sözler bir yayın organında yer alamayacak kadar müstehcendir)  izninizle bende sizlere aktarıyorum.  Aktarması benden kıssadan hisse çıkarması sizden olsun…
İşte Dr. Sami Zan'dan inciler:
1. Yıkılmayan ağacın yeri belli olmaz!
2. Hıyara kıyasla turpa şükür!
3. Meyvesi çamura düşüyor diye ağaca mı lanet edilir?
4. Hekim hastasını nadiren tedavi, genellikle teselli eder.
5. Üniversiteye girip te çıkamayanlara profesör denir.
6. Okumak sanatı esasları hatırlamak, ayrıntıları unutmaktır.
7. Bence en acınacak insan, görevinde ücretten başka bir şey alamayandır.
8. Hayat denklemi: Çalışma (10) x Doğruluk (10) x Bilgi (10) x Güzellik (10)
      x Şans (0) = 0
9. Biz sidikle pislik arasından dünyaya geldik, öğünmemiz nedendir?
11. Hayat üstü pamuklarla örtülü bir kazık tarlasıdır.
12. Hayatta bütün setler üzerinden geçilmek için yapılmıştır, önünde durulmak     için değil!
13. Dilediğin gibi yaşa, nasılsa öleceksin!
14. Yükselmek için kendi ayaklarınızı kullanınız, başkalarının sırtı ve
ellerini değil!
15. İyilik belki unutulur ama ölmez. Kötülük ölür ama unutulmaz.
16. Göz medeniyetler yapar fakat medeniyetler göz yapamaz.
17. Moloz alma adam al. Adam yoksa hiç kimseyi almamak hırdavat almaktan iyidir.
18. Sevmek oturup birbirine bakmak değil, belki beraberce aynı yöne     bakmaktır.
19. Söndüremeyeceğin ateşi yakma!
20. Haftada iki senede yüz dört eder. Ne sana ne bana zarar eder.
21. Gülme bunlara, doktor gülmez, tebessüm eder!
22. Yaşlılık gözlerde başlar, genital organlarda biter.
23. Herkesin ter kokusu ayrıdır, parmak izi gibidir.
24. Yüksek makamlar yalçın kayalara benzer. Oralara nadiren kartallar, çoğunlukla kertenkeleler çıkar.
25. Yolun ilerisini göremiyorsanız dönemece gelmişsiniz demektir.
26. Aşk hayatta her yaşta insana musallat olan bir hastalıktır.
27. Kader size bir limon verdiyse, ondan limonata yapacaksınız!
28. Hekim olmak, her konuya hâkim olmaktır

VE ŞİİR…
Sevgili Feriha Altıok  şiir köşemizi bir kez daha onurlandırıyor.
SON TREN
Poşetlenmiş odalarda yüzlerimizi arıyoruz
girip çıkıyoruz aynalara
gecikmiş bir telâşla
hangi şiire sorsak adımızı
çocukluğunu hatırlamıyor
durup bakıyoruz öylece
alnımızda elyazması bir intihar
durup bakıyoruz ürkek ellerimizle
kolumuzu kaldırıp silesimiz yok …
zaman yurtsuz çocuklar dökerek
geçiyor üstümüzden
bahçemiz güllerini kusuyor
yaralı kuşlar gibi vurgun düşüyor
yarınlar dünden
kimsenin mektubu gelmiyor
hayal ülkesinden
oysa herkesin fısıltısında
bir son tren. ..
son tren. ..
son bilet son gişeden


ANLAYAMADIKLARIM
LefkoşA’da Küçük kaymaklı yolunun açılması ve trafiğin bir nebze olsun rahatlatılması çok iyi oldu. Yetkili kişilerin aynı anlayışla, LefkoşA – Bellapais yolunu da açmayı düşünmeye başlamasını diliyorum. Buna karşı olmanın nedenlerini ise Anlayamıyorum …

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar