Popülizmin Dibine Vurduk... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Popülizmin Dibine Vurduk…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Herkes KTÖS’ün okul sayısıyla cami sayısını karşılaştırmasına takıldı.

Oysa KTÖS açıklamasında, oraya buraya çekilmeyecek başka ciddi bir şey söylüyor.


KKTC’de 4 bin öğretmen işsiz…

Rakamlar felaket…

1100 civarında beden eğitimi öğretmeni…

900 civarında edebiyat öğretmeni…

Ve 2 binin üzerinde de İngilizce öğretmeni işsiz…

Buna bu yıl mezun olanları eklediklerini düşünmüyorum.

Geçtiğimiz günlerde dünyadaki İnsani Kalkınma Endeksi’ni elimizdeki verilerle karşılaştırırken, biz de aynı sonuca varmıştık…

Kişi başına düşen öğretmen ve hekim sayısı, dünya ortalamalarının üstünde.

Ama biz kalkınmış bir ülke değiliz.

Kalkınmanın adı bile geçmez buralarda.

Mesele açık…

Planlaması olmayan bir eğitim sistemimiz var…

Üniversitelerin çoğalmasıyla birlikte, herkesin elinde bir diploma var artık.

Lise döneminde ciddi bir yönlendirme ve denetim yok. Kimin ara eleman olacağı, kimin mesleki eğitim, kimin üniversite eğitimini alacağı belli değil.

Diğer taraftan, üniversitelere girişte de kolaylığın her türlüsü mevcut…

Bu durumda, sürüne sürüne liseyi bitiren de bir üniversiteye kolayca kapağı atıyor. Sonra da çoğu özel üniversitede, mezun olması zor olmuyor.

Bu bir…

İkincisi; devlet, ihtiyaçlarına göre kota uygulamasına gitmeyi reddediyor. Hatta YÖK’ün yaptığı kotayı bile uygulamıyor.

Ben eminim ki devletin bu planlamayı yapan birimleri var.

Hem Eğitim Bakanlığı’nın içinde, hem DPÖ’de belki de başka yerlerde de…

Ama o planlamaların uygulaması yok!

Bakkal dükkanları bile ihtiyaca göre açılırken, 5 metre arayla açılan eczaneler, avukat yanında çoğu zaman asgari ücretin altında çalışan hukuk fakültesi mezunları…

Öğretmenler için de aynı durum.

Ne olacak bu çocuklar..?

Arkaları varsa, arka kapılardan kamuya bir şekilde kapağı atacaklar. Belki hayatlarında hiç öğretmenlik de yapmayacaklar…

Ya da asgari ücrete özel sektörde buldukları işe talim edecekler…

Benim bildiğim onlarca öğretmen belediye memuru var…

Coğrafyacısından, beden eğitimi hocasına…

Zaten kısıtlı olan insan kaynağı bu kadar kolay harcanabilir mi..?

Biz harcarız…

Ya madalyonun diğer yüzü…

Evet ciddi oranda bir fazlalık var.

Tümünü istihdam edecek kadar olmasa da, öğretmen eksiği de var.

Sorsan, mali olanaklardan bahsedecekler.

Sonra da çıkıp, “bütçe fazla verdi” diye övünecekler…

Eğitimi planlama…

Ülkenin ihtiyaçlarına göre hareket etme…

Önceliklerini belirleme…

Sonra da “kalkınacağım” de…

Popülizmin dibine vurduk ki, neresinden tutsak elimizde kalıyor…

_______________________________________________________________________________

YERİN KULAĞI VAR

EMEKLİLİK ONA GÖRE DEĞİL:

UBP-DP ikitdarının icraatlarından memnun olmadığı anlaşılan Üçüncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Mevcut iktidarın başarılı olmasını istiyorum ama, bazı zafiyetlerin olduğunu onlar da biliyor” diyerek, seçim döneminde UBP’ye yardımcı olabileceğini, yok eğer istemiyorlarsa, keyfime bakacağını söylemiş. Belli ki emeklilik Derviş beye göre değil. Aslında siyasetten ve partisinden hiç kopmadı. Adamları vasıtasıyla de hem partiye, hem de ülke siyasetine yön vermekten hiç geri durmadı. Anlaşılan bu seçimlerde de önemli bir figür olacak…

_______________________________________________________________________________

BAŞBAKAN YİNE DALGA GEÇER GİBİ:

Ama ne saçmalık değil mi? UBP’nin Genel Başkanı ve Başbakan, kendi partisinin iktidarında bir inat bir murat geçirilen “göç yasası”nın etkilerini kaldırma müjdesi veriyor. Sanki başkaları gelmiş bozmuş da, onlar düzeltecek. Kendisi bu Yasa’yı geçiren hükümetin bakanı değil miydi? O kararın altında imzası yok mu? Sadece bu Yasa bile bugün bu şekilde konuşmasına engel olabilirdi. Tabii vatandaş sandıkta hesabını sorsaydı… Böyle başa böyle traş…

VATANDAŞ GÖRMÜYOR:

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, KKTC’nin 7 yıldır kesintisiz büyüdüğünü, bütçe açıklarının kapandığını ve bu yılın ilk 7 ayında da 242 milyon TL bütçe fazlası verildiğini söyledi. İyi de bu kadar bolluğun içindeysek eğer, vatandaş niye bunu hissetmiyor. Sokataki adam geçim sıkıntısı çekiyorsa, esnaf kan ağlıyorsa, ben böyle büyümeyi ne yapayım…

NASIL FAZLA BU:

Sürekli bir “bütçe fazla verdi” açıklaması. Oysa hükümetin dışından durumu değerlendirenler, kazın ayağının hiç de öyle olmadığını yazıp, söylemekteler. Hem de bizzat Maliye’nin sitesindeki rakamlara bakarak konuşmaktalar… En basiti, kamu borç fazilerinin ödenmediği, günden güne arttığı gerçeği. Onun dışında her gün yenilerini duyduğumuz piyasa borçları… O borç orada artarken, bütçe fazla verdi diye nasıl övünebilir ki insan? Bu durum; borç üstüne borç yapıp, lüks araba süren Kıbrıslının mentalitesi… Sokaktaki vatandaş neyse, hükümet de o…

ONLARIN NE İSTEDİĞİ ÖNEMLİ:

Son günlerde Kıbrıs konusunda bizden başka herkes konuşuyor, bir şeyler söylüyor. Esas konuşması gereken bizler ise, susup dinliyoruz. Türkiye Dışişleri Bakanı, AB Bakanı’ndan sonra eski AB Bakanı Egemen Bağış da konuştu ve “Çakıl taşı bile vermeyiz” dedi. İyi de, bu topraklarda yaşayan ve yaşamaya devam edecek olan bizlerin hiç mi söz hakkı yok. Kim çıkıp da “biz kendimize göre konuşuyoruz ama, bu insanlar ne ister diye soruyor muyuz” demiyor. Onlara göre bizim ne istediğimiz değil, onların ne istediği önemli…

AÇIKLAMA YAPMAYACAKMIŞ:

Üretici kuraklık haritası bekliyor, Tarım Dairesi Müdürü, “açıklama yapmayacağım” diyor. Aman yapmasın zaten. Yine “sanırım” filan deyip de bu sefer de çiftçileri kızdırır. Hem onlar zehir yediği halde sesi çıkmayan vatandaşa benzemez, dağıtırlar Lefkoşa’yı. Sanırım her konuştuğunda çam deviren bu arkadaş, beyanat vermemesi  için uyarılmış…

_______________________________________________________________________________

ZİRVREDEKİLER

Ahmet Okan: “Herhangi bir halkın kültürünü parçalamak, zaman içinde eritmek, yok etmek, yok saymak, alışkanlıklarını, hayat tarzını, eğitim sistemini dinamitlemek, bunların yerine başka kültürleri ikame ettirmek,  demokrasisini hiçe saymak, askeri ile parasal gücü ile nüfus politikaları ile bir toprak parçasında yaşananları başkalaştırmak, kendine bağlamak ve sömürgeleştirmek nefreti beraberinde körüklemez mi?”.

_______________________________________________________________________________

DİPTEKİLER

Yandaş Kıyağı: Önce ortalığı kiralık araç cennetine çevirdiler… Şimdi de 2004 yılından beridir KKTC’ye girişi yasak sol direksiyon aracın, 2016 yılında Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’nın verdiği “kişiye özel” izinle ülkeye gelmesine göz yumdular. Hatırlayacaksınız bir kaç hafta önce de “Malul gazi muafiyeti” ile getirilen lüks araç bir galeride satışa çıkarılmıştı. Önemli olan yasaların ne dediği değil, mevcut iktidara olan yakınlığınızdır…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar