Ulusal Birlik Partisi, Reform Hükümeti’nde yer aldı.
Hüseyin Özgürgün, tamamen kendisine yakın isimlerle yürüdü.
Daha önce de yazdım.
“Özgürgün kendi yolunu yürüyor…”
Neden?
Çünkü, kısa süre sonra Ulusal Birlik Partisi’nde bir kurultay var ve son derece kritik.
Hüseyin Özgürgün, iki önemli adım liderlik etti.
Önce UBP Tüzüğü’nü değiştirdi…
Sonra da UBP’yi hükümete soktu…
Her iki olaya da Özgürgün liderlik etti.
Derviş Eroğlu dışında, üç isim başkanlık yaptı.
Tahsin Ertuğruloğlu…
İrsen Küçük…
Ve Hüseyin Özgürgün.
Tahsin Ertuğruloğlu da…
İrsen Küçük de, “Eroğlu etkilerini” silmek için ciddi adımlar denedi.
Başaramadı.
Eroğlu’nun dediği oldu.
Şimdi Özgürgün, UBP içerisinde, “yeni bir liderlik hareketi” başlattı.
UBP’yi yeniden dizayn ediyor.
Peki bu yeniden dizayn hareketi “demokratik kurallara göre mi işliyor?”
Bu soru önemli.
Zira, Özgürgün’ün önünde kritik bir kurultay var.
Rakipleri var…
Rakiplerinin iddiaları var.
Yine mi eski yöntemler?
Peki, Hüseyin Özgürgün ne yapıyor?
Kabineyi tamamen kendi yakınları içerisinden seçti.
Burada bir kurultay hesabı var mı?
Bence var.
Tahsin Ertuğruloğlu, Özgürgün’e en yakın isim.
Suat Atun, Özgürgün’ün Genel Sekreteri…
Kutlu Evren, Girne İlçe Başkanı…
Kemal Dürüst, Güzelyurt İlçe Başkanı…
Faiz Sucuoğlu, Lefkoşa İlçe Başkanı…
Resmiye Canaltay da Mağusa İlçe Başkanı ama, neden kabinede yok, anlamış değilim. Pekala Turizm Bakanı olabilirdi… En azından Kadın doğum uzmanı bir isimden daha kötü görev yapmayacaktı…
Sulandırmadan, konuya döneyim ben en iyisi…
Özgürgün’ün seçiminde ciddi bir dışlama var
İlçe başkanı ve bakan aynı kişi…
Genel sekreter de görevine devam ediyor.
Tam da bu arada, özel kalem, müdür, müsteşar atamaları başladı…
Birçok kamu kurumuna atamalar var.
Herkes makam- mevki için el ovuşturuyor.
Bu hara-gürra arasında, UBP kurultayı öncesinde üyeler yazılacak.
O üyeler, UBP’nin geleceğine yön verecek.
Özgürgün, buna yönelik hareket ediyor, öyle de görünüyor.
Özgürgün’ün etrafındaki şekillenme de buna hizmet ediyor.
Nazım Çavuşoğlu, Ersan Saner gibi isimleri dışlama var.
Birçok isim gelişmeleri kaygıyla izlemeye devam ediyor.
Bu hükümetten, reform çıkmaz
Günlük hayatı düzenleyen, kolaylaştıran 3- 5 adım atılabilir.
Bir kere UBP ve CTP’nin öncelikleri farklı…
Kıbrıs sorunu mesela…
“Tek egemenlik tek devlet”… Oraya yazabilirsin ama UBP tabanına yediremezsin…
“Kıb-Tek’i özerkleştireceğim” diyorsun…
Nasıl olacak?
UBP “özelleşmesini” programa koydu, altına imza attı.
Eğitim konusunda fikir birliği var mı?
Orada yazıyor…
E atanan bakana sendikalar karşı.
Yat limanları yapılacak deniyor…
Devlet mi yapacak, özele “yap- işlet devret” ile mi yaptıracak?
Türkiye’den para talebi var mı yok mu?
Ön yargılı olmak da istemiyorum ama…
CTP, “CTP içi dengeler ve geçmişin hesaplaşmasına yönelik” bir kabine ortaya çıkardı…
UBP de kurultayına yönelik bir kabine…
“Şu bakan olsun da çok reform yapsın” diye kabineye kondu mu?
Ben görmedim…
İş görmek isterim…
Ama bildiğimiz terane…
Ya bakanlar daireleri ziyaret ediyor…
Ya sivil toplum örgütü kabul ediyor…
Sayfa sayfa hükümet programı da orada…
İş yapacak insanoğlu bekliyor…
Yapın da mahcup olalım…
