Internet sitelerine düşen haber önce heyecan verdi.
Vay be dedik, ilk kez Kıbrıs Türk ve Rum polisleri ortak operasyon yaptılar.
Haberde, “Ara bölgedeki karma köy Pile’de internet cafe ve bar adı altında faaliyet gösterdiği tespit edilen yasa dışı 8 kumarhaneye, bu sabah, KKTC Polisi ile Kıbrıs Rum Polisi’nin BM gözetiminde düzenlediği operasyonda 47 kişi gözaltına alındı” deniyor, gözaltına alınanların 6 KKTC, 1 Romanya, 3 Vietnam ile 37 Güney Kıbrıs vatandaşı olduğu belirtiliyordu.
Müzakere sürecine paralel faaliyet gösteren “İki Toplumlu Suç ve Suçlara İlişkin Teknik Komitesi”nin Eş Başkanı Hakkı Celal Önen de bir açıklama yaptı ve dün sabah saat 05.20’de başlayan ortak operasyonun saat 08.00’de tamamlandığını, kumarhanelere yönelik operasyonun hazırlık aşamasında, KKTC ve Kıbrıs Rum Polisi yetkililerinin, BM gözetiminde toplantılar yaptığını, teknik hazırlık ve koordinasyonun bu şekilde sağlandığını söyledi…
Hakkı Celal Önen, komitenin BM Polis Müdürlüğü koordinasyonuyla çalışmaların uzun süredir yürütüldüğünü, ortak polis operasyonunun tamamlandığını açıkladı.
Biz de heyecanlandık, memnun olduk.
Çünkü bir süredir Pile’nin kanunsuz bir bölge haline geldiği, suç örgütlerinin odaklandığı, haksız kazançlar elde edildiği iddiaları vardı.
Malum, bölgedeki herhangi bir olaya Rum ya da Kıbrıs Türk polisinin müdahalesine izin verilmiyordu. Bu da son zamanlarda kriminal işlerle meşgul olanlara cesaret vermişti…
Şeytan dürttü…
Yine de şüphelendim, bir de Kıbrıs Rum resmi haber ajansı CNA’in Türkçe sayfasına bakayım dedim.
Gözlerime inanamadım… Rum tarafı, ortak operasyonu reddetti…
Tam o anda, yalanlama haberi bizim internet sitelerine de düştü…
CNA’den, noktasına dokunmadan alıntılıyorum;
“Kamu Düzeni Bakanı Ionas Nikolaou, Pile’de yasadışı olarak faaliyet gösteren ve Kıbrıslı Rumlar tarafından yönetilen kumarhanelere Polis tarafından gerçekleşen operasyonu başarılı olarak niteledi.
Bakan, casinolardaki oyunlara katılan kişilerin gözaltına alındığını, çeşitli eşyaların ve paraların ele geçirildiğini, şu ana kadar toplam 31 kişinin gözaltına alındığını ve araştırmaların devam ettiğini söyledi.
Söz konusu operasyon Kıbrıs Polisi ile işgal rejimi polisi arasında ortak bir operasyon olup olmadığıyla ilgili bir soruya Nikolaou, olumsuz yanıt verdi.
Bakan, “Polis bir operasyon yaptı. Operasyon ara bölgede gerçekleştiği için Birleşmiş Milletleri bilgilendirdik” dedi.
Ionas Nikolaou, Kıbrıs Polisinin operasyon için işgal rejimi polisi veya başkalarıyla işbirliğinde bulunmadığını ifade ederek, “tek işbirliğimiz; Birleşmiş Milletlere bilgi vermek idi” şeklinde konuştu.
İşgal rejimi polisinin eş zamanlı bir operasyon düzenleyip düzenlenmediğiyle ilgili bir soruya Bakan, Kıbrıs polisinin bir operasyon yaptığını açıklayarak sözde polis tarafından da bir operasyon yapılmasının mümkün olduğunu ancak böyle bir operasyonun sonuçları hakkında bilgisi olmadığını söyledi”.
Ben şimdi kime inanayım?
Tabii ki bir kanun adamı olan Hakkı Celal Önen’e inanacağım.
Bir Rum siyasetçiye değil.
Yanlış anlaşılmasın, Rum olduğu için değil, siyasetçi olduğu için. Ve Güney’de kamuoyunun nabzını, siyasilerin de o nabza göre şerbet verdiklerini iyi kötü bildiğimiz için…
Evet, Bakan Nikolaou, çirkin bir şekilde siyaset yapmış.
‘Kıbrıs Türk polisiyle işbirliği yaptık’ diyememiş…. Bunu bile halkından gizlemek istemiş…
Korkmuş, doğruyu söyleyememiş…
Daha bu Anastasiadis’in Bakanı… Anlayın artık siz…
YERİN KULAĞI VAR
ANTİ PROPAGANDA BAŞLADI BİLE:
Türk ve Rum liderler 5 günlük zirve maratonuna hazırlanıyor. 7 Kasım’da İsviçre’nin Mont Pelerin şehrinde yapacakları görüşmeler sonrasında ya tamam, ya da devam diyecekler. Ancak her iki taraftaki aşırı uçlar daha şimdiden anti propagandalara başladılar bile. Haritalar, köy isimleri ne kadar aleyhte döküman varsa, bir bir ortaya dökülüyor. Ne diyelim Allah iki liderin de yardımcısı olsun…
AKEL’DEN AKIL YOLU:
Yunan Komünist Partisi KKE’nin, Kıbrıs’ta federasyon arayışından vazgeçilmesi gerektiği yönündeki cüretkar açıklamasının ardından, bir komünist partinin aşırı sağcılarla aynı dili konuşmasına şaştığımızı yazmıştık. KKE’nin açıklamasının ardından, gözler AKEL’e çevrilmişti. Öyle ya, kardeş parti olarak AKEL de mi böyle düşünüyordu… Nihayet açıklama geldi, AKEL’in tavrını değiştirmeyeceği vurgulandı, KKE’nin attığı adımdan geri dönmesi için yeni liderlikle görüşüleceği açıklandı. Ayrıca “iki bölgeli iki toplumlu federasyonun terk edilmesi üniter devlete değil taksime götürür” dendi. AKEL suçu şu andaki KKE yönetimine atsa da, böyle bir eğilimin yayıldığı da açık…
OLAN DAR GELİRLİYE OLUYOR:
Bundan sonra herşey daha güzel olacak dediler ama, altı ayda memleketi parsel parsel sattılar, zam üstüne zam yaptılar. Akaryakıt zamlarından en çok nasibini alan ürün oldu. Bu yılın başında 2.86 TL’den satışa sunulan mazot ve gazyağı, 55 kuruşluk artış ile 3.41 TL’ye yükseldi. Kış öncesi gazyağına yapılan zamdan en çok dar gelirli vatandaşlar etkilenecek…
İNŞAAT PATLAMASI:
İnsanlar, bir zamanlar İstanbul için, “taşı toprağı altındır” deyip göç eder, oraya yatırım yaparlardı. Ancak son yıllarda yaşanan terör ve baskılar bu göçün KKTC’ye kaymasına neden oldu. Özellikle artan üniversite ve öğrenci sayısı emlak sektöründe ciddi yatırımların önünü açtı. Türkiye’den birçok yatırımcı için KKTC, cazibe merkezine dönüştü. Arazi bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Bulduklarınız da ateş pahası. Kısacası İstanbul’un değil, KKTC’nin taşı ve toprağı altına döndü… Umarız hepsi spekülatif değildir…
KARŞILIĞINI VEREMİYORUZ:
Milli Eğitim Bakanı Özdemir Berova, üniversitelerimizde öğrenim gören öğrenci sayısının geçen yıla oranla arttığını söyledi. Keşke bu artışla orantılı olarak, eğitimdeki kalite, gelen öğrencilere sunulan hizmetler ve alt yapı da aynı oranda artabilseydi. O zaman bu artışın bir anlamı olurdu. Gelen öğrenciyi kelle hesabı ve para olarak gördüğümüz sürece bu artışların ne anlamı var ki…?
DERTLER ERTELENDİ:
Yıl sonu geliyor ya, memleket tüm dertlerini unutup, alacakları 13. maaşlara kilitlendi. Hele de Maliye Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Havutçu’nun, maaşların ödenmesinde herhangi bir sıkıntının yaşanmayacağını açıklaması, hem çalışanları, hem de piyasayı rahatlattı. Vatandaş bir-iki ay tüm sorunlarından uzaklaşıp, 13. maaşın hayalini kurmaya başladı bile…
ZİRVEDEKİLER
Cenk Mutluyakalı: “Sanki ‘birilerine rağmen’ verilen yurttaşlıkların, aslında ‘hak edilmiş’ değil ‘hak yenmiş’ olduğu görülüyor artık…Siyasete de propagandaya da popülizme de hiç gerek yok. Yurttaşlığı bu kadar mı önemsiyorsunuz? O halde, çağdaş ve evrensel bir yasayı getiriniz Meclis’e, bu süreci kurtarınız ‘iki dudak arası’ndan, görelim niyetinizi!…”.
DİPTEKİLER
Tek Derdimiz O Olsa: Arasta esnafı, olası bir anlaşmada Kuzey Kıbrıs’ta AB müktesebatı uygulanacağı için ellerindeki ürünleri satamayacaklarından dert yanmış. Keşke 40 yıldır çözülmeyen Kıbrıs sorunu çözülse de, tek derdimiz sizin sahte ürünleriniz olsa… Çözümde, korsanlık yok…
