Önal: O senin derinliğin, bana ne! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazartesi, Nisan 29, 2024
Magazin

Önal: O senin derinliğin, bana ne!

ayşe-hatun-önal

Podyumlar ve setlerin ardından müzik dünyasında iyice sivrilen Türkiye eski güzeli Ayşe Hatun Önal çarpıcı açıklamalarıyla dikkat çekiyor:

SIĞ SUDA YÜZMEKTEN MEMNUN:


Ayşe Hatun Önal Türkiye müzik piyasasıyla ilgili: “Ne kadar derin sözler olursa olsun, o senin derinliğin, bana ne yani. Ben sığ suda yüzmek istiyorsam senin derinliğin beni ilgilendirmiyor.” şeklinde konuşuyor.

Türkiye’nin mankenlikten oyunculuğa ve şarkıcılığa sıçrayan eski güzellerinden Ayşe Hatun Önal keyifli bir sohbetle dikkatlerimizi üzerine çekti. Daha çok müzik dünyasındaki hünerlerinden bahseden Önal açık sözlü ve samimi üslubuyla yine fark yarattı.

İşte Ayşe Hatun Önel’ın dilinden sayfalara dökülenler:

Şarkılarınıza yöneltilen eleştirilerle ilgili düşünceleriniz neler?

Güzel işler yapıyorum. Beğenmeyen ya kıskançlığından beğenmiyordur ya yapmak istediğini yapamadığından, hiçbir zaman da yapamayacağından ya da bilgisizliğinden bence. Çünkü yaptığım iş konusunda dünyanın en dahileri de yok bu ülkede. Beethoven’ın ülkesinde olursun da beğenilmezsin doğrudur ama yani hiçbir zaman bizden böyle bir yetenek çıkmadı. “Müzik piyasasında biz de varız” diye söyleyebileceğimiz bir durum, dünyada yön verdiğimiz bir müzik dalı yok açıkçası. O yüzden müzik de olsa bilim de sanat da ortalaması düşük bir ülkeyiz. Çıtası çok yüksek biri zaten etrafta yok. Yoksa ben yaptığım işi her zaman en iyi yapanlardan biriyim.

Bu iddialı şarkıları üretirken kendinize güveniniz her zaman tam mı?

Evet, “Beyaz Atletli” şarkısı da çok riskli bir şarkı fakat ben ilk dinlediğimde çok güldüm çok eğlendim. O yüzden de risk aldım. “Çak Bir Selam” için de çok düşündüm. Çünkü çok pop dinleyicisi değilim. Doğruya doğru, daha alternatif pop severim. Normal klasik Türk popunu bana dinletemezsin, kessen dinlemem, mümkün değil. İstediği kadar sözleri çok anlamlı olsun. Genelde bizde ritimden çok, müzikten çok laftan yürürler ya insanlar. Ne kadar derin sözler olursa olsun, o senin derinliğin, bana ne yani. Ben sığ suda yüzmek istiyorsam senin derinliğin beni ilgilendirmiyor. Benim yaptığım işlerin sevilmesinin sebebi de gerçekten insanları aptal yerine koymaya çalışmamam her şeyden önce. Yaptığım işe değer veriyorum, kıymet veriyorum bu da zaten görünüyor, biliniyor, anlaşılıyor, hissediliyor. Yerini buluyor daha doğrusu.

Kliplerinizin hikayesinde ne kadar parmağınız var?

Genelde hep konsepti ben bulmuşumdur. Bir tek “Beyaz Atletli”de karışmadım. Ona da şimdi bakıyorum mesela 10 tane ayrı klibe benzetmişler. Çok bariz bir şey var, o klipte yapılan bir tarz. Yani üstü açık eski bir arabaya ilk kez biri binmedi herhalde. Bu yıllardır yapılan bir şey, bu bir stil. Gettolarda yapılan çekimlerde apartmanları çekmeyeceksin ki, oradaki o eski dünyayı çekmektir amaç zaten. İnternette bakıyorum mesela bir sürü ayrı isme benzetiyorlar. 10 kişi taklit edilmez herhalde.

Türkiye’nin müzik kültürü ne durumda sizce?

Türkiye’yi yıllar önce kapatmışlar açıkçası, her türlü yeniliğe kapalıyız. Cinselliğe sıkışıp kalmış, oradan başını kaldırmayan bir toplum ne olabilirse o kadarız, ne kadar gelişebilirse o kadar gelişmişiz işte. Arada sırada işini çok iyi yapan ustalar da çıkıyor tabii ki ama dünya müzik sektöründe herhangi bir etkimiz, tesirimiz yok.

Üniversiteyi bırakmanızın sebebi neydi?

Okurken Çetinkaya Holding’in Halkla İlişkiler Müdiresi olarak göreve başlamıştım. Babamın da yıllarca emek verdiği bir holdingdi. Direkt tepeden başladığım için de, “Ne okuyacağım zaten beş sene sonra gelmek istediğim belki de gelemeyeceğim yerdeyim” diye düşündüm. Baba torpilli çat diye başladım. Daha ne okuyacağım, vakit kaybedeceğim manyak mıyım? Sonra halkla ilişkiler çok benlik olmadığı için dış ticarete geçiş yapacaktım. Ama bir gün güzellik yarışmasına katılmaya karar verdim. Zaten hep söylerlerdi, sokaktan insanlar çevirip güzellik yarışmasına katılmalısın derlerdi. Düşünsene insanların kolundan tutup “Güzellik yarışmasına katıl” dedikleri birisin, ne kadar zaten oralarda kalabilirdin ki. Son gün, ailemden habersiz başvurdum ben de. Ama ilk günden itibaren favori gösterildiğim için yalanım bir gün sürdü. Sonra da yarışmayı kazandım ve buralara kadar geldi olay.

Evlilik ve aile kurma fikrine sıcak bakıyor musunuz?

Şöyle bakıyorum, özellikle bu ülkede özgür bir kadın olabilme şansını elde edebilmiş kaç insan var ki? Gerçek anlamda diyorum. Yani hem işinin patronusun, hem başarılısın, hem istediğini yapabiliyorsun, istediğin yerde istediğin şekilde at koşturuyorsun. Allah şimdi bana böylesine güzel bir şey vermişken niye gidip de toplum böyle diye, bazı kodlamaların içinde kendimi yitireyim? Ama içimden gerçekten sağ tarafına yapışıp kalmak istediğim, ömür boyunca beraber olmak istediğim biri olursa da kendime evlenmek için izin veririm. Ancak ben kendi frekansımda bir insan bulamadım. Herhalde bu fikrin içine de çok girmek istemedim ya. Özgürlük varken ne gerek var bir kapanın içine gireceksin, sırf seviyorum diye. Ne alakası var yani.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar