Hali-vakti yerinde olan ama artık ülkelerinde değil de herhangi bir Avrupa Birliği ülkesinde yaşamak isteyen Suriyeliler, komşu ülke Lübnan’a geçip, Başkent Beyrut’tan Türk Hava Yolları, Pegasus veya Atlas Jet uçağına binip Türkiye üzerinden transit (İstanbul veya Adana) geçip Ercan’a geliyorlardı.
Suriye’den KKTC’ye geliş serbesttir.
O zaman da serbestti, şimdi de öyle.
Yani KKTC Suriye’ye vize uygulamıyor.
Bu nokta çok önemlidir.
Çünkü havayolu şirketleri uluslararası uçuş yapacak olanlara mutlaka vize sormak zorundadırlar.
Geçmişte yaşanan tecrübeyle, devletler havayolu şirketlerine vize sorma zorunluluğu getirdi.
Uçuş bileti alırken eğer vize yoksa konu şahıs uçağa kabul edilmez.
Bir adım öncesi, vize yoksa bilet bile kesilmez.
Beyrut’tan uçağa binen Suriyelilerin vizeye ihtiyacı yok.
Türkiye Suriye’ye vize uyguluyor ama Türkiye’den transit geçtikleri için Türkiye’de vize soran yok.
Nihai varış yeri Ercan olduğu için de ellerini-kollarını sallayarak geliyorlardı.
Geliyorlar fakat, buradaki muhaceret bariyerine takılıyorlardı.
Ercan’dan KKTC’ye giriş izni verme yetkisi polis muhaceretindi.
Polis muhaceret de sıkı bir sorgulama ile gelenlerin mülteci olmadıklarına karar veriyor ve geri gönderiyordu.
4 gün içinde geri göndermek zorundaydı.
Yolcunun uçağa bindiği ülke ancak 4 gün içinde geri gönderilirse ilgili yolcuyu kabul eder.
Bu süre 4 günü aşarsa kabul etmez.
Sonuçta sözkonusu Suriyeliler Lübnan vatandaşı değiller ve konu Lübnan için de ciddi bir sorundur.
Birkaç yıl önce, yukarıda özetlemeye çalıştığım sistemi kullanıp da KKTC’ye gelmeye çalışan Suriyeliler oldu.
Ercan muhaceret her defasında geri gönderdiği için de bu “güzergah” kapandı.
Veya kapandığını zannettik ama meğerse öyle değilmiş.
***
Kısa bir süre önce Dışişleri Bakanlığı Polis Genel Müdürlüğü’ne bir yazı gönderdi ve mealen “Suriye’den gelen iltica başvurularını artık polis muhaceret yapmayacak Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği yapacak” denildi.
Bu bildirimde anlaşılan şudur;
Dışişleri Bakanlığı Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile bir anlaşmaya vardı ve Beyrut-Ercan hattı üzerinden KKTC’ye gelen Suriyelilerin mülteci olup olmadıkları değerlendirmesini Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne bıraktı.
Nitekim öyle de oldu ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği uzmanları Ercan’a gidip, Suriyelileri sorguladı. Mülteci olduklarına karar verdikleri yaklaşık 200 kadar Suriyeliyi de beraberlerinde götürüp Güney Kıbrıs’taki mülteci kampına yerleştirdi.
Meselenin buraya kadar olan kısmı yaklaşık böyledir.
Bundan sonraki kısmı ise çok problemlidir.
***
Dışişleri Bakanlığı Suriye’den gelenleri barındırmak için Ercan Havaalanı girişindeki polis kontrol noktasının arka tarafında bulunan “rahmetli” Kıbrıs Türk Havayollarına ait ikram ve yönetim binasını “mülteci kampına” çevirdi.
Gelen Suriyeliler burada barındırdılar ve yaklaşık 200 tanesi mülteci olarak kabul edip Güney Kıbrıs’taki kampa gönderdiler.
Yaklaşık 40 Suriyeli de mülteci olarak kabul edilmedi ve Ercan’daki gayrı kanuni “mülteci kampında” kaldı.
Geri gönderilme süresi olan 4 günlük süre geçtiği için de bu Suriyeliler KKTC’ye kaldı.
***
Şeffaflık ve açıklık sözüyle göreve gelen “hocalar hükümeti” gizli ve kapaklı bir şekilde ülkeyi tehlikeye sürükleyecek bir icraat yapıyor.
Bunu herkesten saklıyor.
Ve başına bela alıyor.
Hem de ne bela.
Beyrut’tan gelen Suriyeli mülteciler için borsa çoktan kuruldu.
On binlerce dolar havada uçuşuyor.
Bazı hukuk bürolarının dolar zengini olduğu söyleniyor.
Hayırlısı olsun…
