Okur uyarıyor! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazartesi, Nisan 29, 2024
Köşe Yazarları

Okur uyarıyor!

Köş, MoreketMehmet Moreket

Bugün sayfamı iki değerli dostum, Öntaç Düzgün ve Özdemir Tokel’in yazdıklarına ayırmak istedim. Her iki yazı da, aslında son günlerde sadece bizim değil, tüm toplumun gündeminde tartışılan konular. Farklı iki konu olsa da, aslında ikisi de ülkenin geldiği, daha doğrusu getirilmek istendiği durumu çok net olarak özetliyor…

ATALAY’IN SÖYLEDİKLERİNDEN ENDİŞE DUYDUM!


Öntaç Düzgün
Öntaç Düzgün

Sayın Mehmet Moreket,

Sayfanızda okur mektuplarına da yer veren hoşgörünüze sığınarak beni rahatsız eden ve aslında hep beraber rahatsız olmamız gerektiğine inandığım bir konuda yazıyorum. Malumunuzdur ki; 18 Haziran tarihinde HAVADİS’te “Mağusa Şokta” başlıklı bir haber yayınlandı. İddiaya göre; ileri yaşlarda olduğu anlaşılan bir “din görevlisi dernek başkanı”, Kuran eğitimi verdiği 15 yaşındaki bir kız çocuğunun yaşadığı iddia edilen psikolojik sorunlarını istismar ederek onu, gecenin geç saatlerinde kendi evine götürerek cinsel saldırıda bulundu. Konu önce polise ve sonra da mahkemeye intikal etti. Adam tedbir olarak bir ay süre ile tutuklandı. Muhabir Nadire BAHADİ’nin hazırlayıp sunduğu haberin devamında, Din İşleri Dairesi Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay’ın da görüşlerine başvuruldu. Başkan Atalay iki konuda vurgu yaptı: Birincisi, bu adamın düzenlediği kuran kursunun kendilerinin bilgisi dışında yani “yasadışı” olduğu. Başkan’ın ikinci vurgusu ise haberdeki şekliyle aynen şöyleydi; “Kişinin kendi hatalarını dine bağlamanın da kötü niyetli bir tavır olduğunu belirten Atalay, dinin de çok kolay istismar edilebileceğini ifade ederek ÇOCUKLARIN DİNİ İNANÇLARINI ZEDELEYECEK DAVRANIŞLARDAN UZAK DURULMASI YÖNÜNDE UYARIDA BULUNDU”.

Sayın Moreket, kendisi aynı zamanda eğitimci bir profesör olan Din İşleri Başkanı’nın, dini istismar sonucu ruh sağlığı parçalanmış, travmaya sokulmuş bir kız çocuğu hakkında konuşurken insani duygularını ön plana çıkaracağını sanıyordum. Halbuki söyledikleri ne insani ne de dini etikle bağdaşmıyor. Çocuğun korumaya muhtaç hale gelen ruhsal ve bedensel durumu ile ilgileneceklerini söylemek yerine, çocukların dini inançlarının zedelenmemesi gerektiği üzerinde durmaktadır. “Bu çocuğa Sosyal Hizmetler Dairesi ile işbirliği halinde psikolojik destek vereceğiz” diyeceği yerde, aslında dinin felsefesinde de yer almayan bir ruhsuzlukla çocuğun sadece dini inancına ilgi göstermektedir. Onu dine müşteri gibi gördüğünü ortaya koymaktadır. Dinlerin insanlar için ortaya çıktığını bile unutabilmektedir. Bu bakış açısının gelecekteki meselelerde başımıza iş açacağından korktuğum için bu duygularımı sizinle paylaşmak istedim…(Öntaç Düzgün)


ÇIKMAZ BÜYÜK…

Aslında toplum, Koordinasyon Ofisi’nin ötesinde birşeyleri reddediyor… Bunu hala salt Koordinasyon Ofisi’ne bağlayıp olayı sadece bu pencereden yorumlamak büyük hata olur…

Özdemir Tokel
Özdemir Tokel

Bugünlerde, toplumun redci tavrının arkasında duruyor gibi görünen Koordinasyon ofisi buz dağının sadece görünürdeki yüzü…

Peki buz dağının geriye kalan kısmında neler var;

-Vatandaşlık politikalarını reddediyor.
-Türkiye siyasetinin bu coğrafyada giderek etkinleşmesini reddediyor.
-Kültürel erozyonu reddediyor.
-Dinsel temaları reddediyor.
-Ya benim dediğimi yaparsın ya da ödenemezsin tavrını reddediyor.
-İrade yoksunu olmayı reddediyor.
-Siyasi partilerin edilgenliğini pasifliğini seçilmekten başka hiçbirşey düşünmemelerini reddediyor

Ama yine aynı toplum;

Ürettiğinden daha çok kazanmaya, aradaki farkı kapatmak için ise iradesini ipotek edip borçlanmaya devam ediyor…Çıkmaz büyük… (Özdemir Tokel)

YERİN KULAĞI VAR

ÖZGÜRGÜN VE DENKTAŞ’A: Haber Hürriyet gazetesinden, “Devlete bağlı üniversite yurtlarında, gençlik kamplarında, gençlik merkezlerinde din ve değerler eğitimi verilecek, Arapça ve Osmanlıca kurslar açılacak; Kur’an kurslarındaki çocuk ve gençlere spor eğitimi verilecek…”. Bu haber, Koordinasyon Ofisi’ne yönelik endişelerimizin ne kadar haklı ve meşru olduğunu kanıtlıyor. Bunu yazanlar da mı, “Türkiye düşmanları ve AKEL’in kuyrukçuları” oluyor..?

O BİLE FAZLA: Sonunda doğru bir karar verildi. Ülkedeki belediye sayısı 28’den 15’e düşürülüyor. Yeni protokolde uygulamanın yıl sonuna kadar tamamlanması öngörülüyor. Bu durumu ile belediyeler bırakın bölgelerine yatırm yapmayı, çalışanların yatırımlarını yapmaktan aciz. Kimse kızmasın ama, inşallah bu uygulama da popülizme kurban edilmez…

ÖLDÜRDÜLER RAHMETLİYİ: Asgari Ücret Tesbit Komisyonu, yeni asgari ücreti bekleyen binlerce işçinin hayallerini yıktı. İşçi kesiminin itirazına rağmen yeni asgari ücret 104 TL artarak 1834 TL oldu. Artık tatile mi gidersiniz, yoksa bankaya yatırıp faizini mi alırsınız siz bilirsiniz. Bozdurup bozdurup harcayın…

HEP YAPIYORLAR: Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile KKTC Hükümeti Arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşması oy çokluğu ile kabul edildi. 26 kabul, 16 ret oyu alan yasa tasarısıyla ilgili oylamaya 8 milletvekili katılmadı. Katılmayanlardan biri hükümet, diğerleri ise muhalefet vekili. Koordinsayon Ofisi anlaşmasında da oylamada da 23 sayısına sahip muhalefet 17’de kalmıştı. Aslında bu kabul edilemez bir durum. “Zaten sayımız yetmez, geçer” bahanesine de sığınmasınlar. Önemli olan o duruşu sergilemek olmalıdır…

BİR ÖNERİM VAR: Sendikalara bakanlıkların önünde birer baraka yapılsın, yoksa maazallah başlarına güneş geçecek bu sıcaklarda. Her gün ellerinde birer kara çelenk, kapı kapı geziyor, mikrofonlara konuşuyorlar. Sonuç, sıfır… Haydi geçmişi bir yana bırakalım, on, onbeş yıldır herhangi bir iktidar döneminde, başardıkları, düzelttikleri, engelledikleri tek bir icraat var mı? Bu ülkede demokrasi tıkanmıştır. İktidarı da, muhalefeti de, sivil toplumu da göstermelik…

KOMİK BİR RAPOR: Meclis’e gelen komik bir rapor…. “KTHY’nin Uçuşlarının Sonlandırılma Sebeplerinin Araştırılması Hakkında Meclis Araştırma Komitesi”, hani bir kaç kez kurulup bozulan Komite, Aralık 2015’den itibaren yeniden “çalışmış” ama bir sonuca varamamış. Komedi burada zaten. Toplantılara çağrılanlara bakıyorsunuz, iktidara gelen tüm partilerin adamları sıradan hesaba çekilmiş. Böyle bir Komite’nin yüz yıl da sürse çalışmasını sonlandıracağını, birilerine hesap soracağını, sorumluları ortaya çıkaracağını beklemekten daha komik ne olabilirdi ki… Üstelik burası KKTC’yse…

BOŞ KONUŞMALAR: Meclis kürsüsünü şov yapmak için kullananlar, oylarını bu yolla arttırma derdinde olanlar öylesine belli oluyor ki… Her fırsatta gerginlik yaratanlar, birbirine zıt kutuplarda da olsalar, birbirlerinden besleniyorlar. Kimsenin dinlemediğini farkeden, sesinin tonunu yükseltiyor. Millet de hayatından memnun, tiyatro seyreder gibi seyrediyor. Tartışmalar incir çekirdeğini doldurmadığı gibi, toplum yararına da en ufak bir sonucu olmuyor…

ZİRVEDEKİLER: Belçika Hükümeti: “Mini Miss Belçika” adlı güzellik yarışması, “çocuk işçiliği yasalarına aykırı olduğu” gerekçesiyle yasaklandı. Fransa da daha önce yasaklamış. Sadece “çocuk işçiliği” konusu değil ki mesele…. Ortalık sapık doluyken, çocuk istismarına fırsat verilmiyor mu? Bizdeki festivaller de, artık eski günlerde olmadığımızı düşünerek, bu yarışmalardan bir an önce vazgeçmeli…

DİPTEKİLER: İnsanlıktan Çıkmak:  Trodos 4 gündür yanıyor. Bizim ciğerlerimizi de yakarak… Ama bu adada hala, “Türkler yardım edeceğine varsın yansın, sahte itfayeciler” diyenlerle, “beter olsunlar” diyenler olduğu sürece, hangi anlaşmadan, hangi uzlaşmadan söz edilebilir ki? Anlaşma olsa bile göstermelik olur, o kadar. Yazıklar olsun… Esas yangın, kafalarda…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar