Eğitimde paydaşların ağız ve gönül birliği önemlidir. Atılacak adımların hızlı ilerlemesini sağlar. Görünen o ki Eylül ayında okulların yüz yüze eğitime başlaması konusunda paydaşlar hemfikir… Hükümet adına Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu defalarca okulların Eylül’de yüz yüze eğitime başlayacağını duyurdu. KTÖS ve KTOEÖS yanlarına Tabipler Birliği’ni de alarak önerilerini açıkladılar ve yüz yüze eğitim konusunda ısrarcı olduklarını anlattılar. Veliler adına konuşan Eğitim Beklemez İnisiyatifi okulların yüz yüze eğitime başlamasına dünden razı…
Demek ki taraflar yüz yüze eğitime başlama konusunda istekli veya en azından öyle görünüyor. İki yıldır okulların yüz yüze eğitimden hiç vazgeçmemeleri gerektiğini söyleyen biri olarak “niye okulları kapattınız?” deme hakkım var diye düşünüyorum. Çünkü bugün 6 ay öncesinden veya 1.5 yıl öncesinde farklı değil… Vaka sayısı bakımında bugün durum daha kötü olduğunu söylemek bile mümkün.
Demek ki bundan sonra konuşulması gereken, vakalar varken okulları nasıl güvenli bir şekilde açabileceğimizdir. Mart 2019’dan beri yapılması gereken de bu olmalıydı. Olmadı, oldurulamadı, topluma gerekli güven verilemedi.
Şimdi Eylül’de yüz yüze eğitime başlayacağımız yönünde isteklilik var. Peki güvenli bir eğitim için önlemler hazır mı? Ben bir işaret göremiyorum. Hiç istemesem de sanki okulları açıp yeniden kapatacakmış gibi bir his var içimde…
KTÖS, KTOEÖS ve Tabipler Birliği’nin ortak açıklamasında çok önemli uyarılar var. Eğitimi yönetenler bu uyarılar doğrultusunda hareket etmeleri halinde yüz yüze eğitimin devam etmesinde bir sakınca yok. Yeni öğretim yılında planlı, güven veren ve denetimin üst seviyede olacağı bir anlayışın hakim olması gerekiyor. Bunları sağlayabildiğimiz oranda yüz yüze eğitim sürdürülebilir olacaktır.
Dünya bu süreci atlattı. Biz tekrar sıfırdan başlamak zorundayız. Bir buçuk yıl kaybımız var. Bu süreçte öğrencilerin davranışları ve tutumları değişti. Çocukların okula uyumu öyle tahmin edildiği gibi çok kolay olmayacak. Bizde zaten öğretmen, hem öğretmen hem psikolog, hem eğitim uzmanı olmak zorunda bırakıldığı için “elbet öğretmen bu sorunu da çözer” anlayışı hakim…
Hiç de kolay olmayacak yeni dönemdeki yüz yüze eğitim. Öğretmenin de ailelerin de işi çok zor. Burada en rahat pozisyonda olacak olanlar elbette yönetenler…
Zaten aileler çocuklarında yaşanan davranış değişikliklerini görüyor. Bir an önce yüz yüze eğitimin başlama istekliliği de bundandır. Online eğitim ihtiyaca cevap veremediği gibi bilgisayara bağımlı bir neslin yeşermesine vesile olduk.
Bu saatten sonra geleceği konuşmak gerekiyor. Eylül’de yüz yüze eğitime başlayacağız da ne yapacağız? Var mı bu soruya cevabımız. Yoksa hiçbir şey olmamış gibi Eylül’de normal eğitime başlayacak mıyız?
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil geçtiğimiz günlerde üç sendikanın düzenlediği ortak basın toplantısında şöyle dedi: “Doğruları ifade etmemize rağmen tamamen bir duvarla karşı karşıyayız. 3 hafta bakanlıkla görüşmeler yaptık. İş ola görüşüyoruz. Bakanlığın sunduğu somut öneri yok. Eğitim Bakanlığı okulları mevcut haliyle pandemi yokmuş gibi kabul ederek, açmayı planlıyor”.
Eğer durum bu ise işimiz çok zor.
