Okul hayatı ile tanışacak olan öğrenciler için hayatlarında yeni bir dönem başlıyorken ayni dönemi ebeveyinlerde yaşıyor. Okullu çocuklarımızı artık eğitim ve öğrenmeyle dolu, sınavlarla süslenmiş bazen mutlu bazen stresli zamanlar beklemekte. Bununla birlikte okula yeni başlayan çocuğunuzun bu maratondan henüz haberi yok. O önüne geldikçe zorluklarla mücadele edip keyifli zamanlar geçirecek. Sizler ise anne ve babalar olarak, o yollardan daha önce geçtiğimiz için az çok tahmin ediyorsunuzdur.
Okul öncesi eğitimin yaygınlaşması ile birlikte çocukların ilkokula uyum süreci geçtiğimiz yıllara göre oldukça kolaylaştı. Özellikle çalışan ebeveynlerin çocukları kreş eğitimi ile birlikte uzun bir okul döneminden çıkıp ilkokula başlamakta. Bu yüzden anne babalar, işiniz kendi anne babalarınıza göre daha kolay görünüyor. Bununla birlikte unutulmamalıdır ki okula uyum yine de çok önemli bir konu.
Okula uyum süreci okullar açıldıktan sonra en çok 1 ay içinde tamamlanmalıdır…
Çocuğun ağlamadan, mide bulantısı, karın ağrısı gibi bedensel semptomlar göstermeden, annesinden/babasından kolayca ayrılarak okula gidebilmesi,
Okul saatlerinin tamamında okulda durabilmesi,
Öğretmeni ve arkadaşları ile ilişki kurabilmesi,
Sınıfını, sırasını, yolunu bulabilmesi, kendi başına tuvalet, kantin, gibi yerlere gidip gelebilmesi.
Teneffüs kavramını anlaması, sınıf içindeki kurallara uyması ve ders kavramını kavraması,
Arkadaş edinebilmesi uyum sürecinin gerçekleştiğini gösteren en önemli faktötler arasında sayabileceklerimizdir. Bunlara baktığımızda aslında okula uyu sürecinin çok da kolay olmadığının zor ve zahmetli bir süreç olduğunu anlayabilirsiniz. Okula rahat gidebilmenin yanında en önemlisi okulda kendine yer edinebilmesidir.
Okula uyum sürecinde zorluk yaşayan çocuklarda en sık görülen durum, kaygıdır.
Bu durumu yaşayan çocuklar annesinden, babasından ve evinden ayrı kalmakla ilgili kaygı yaşar. Bu kaygı hali zaman zaman bedensel problemlerle kendini belli eder (karın ağrısı, kusma, mide bulantısı gibi) zaman zaman da çocuk ağlar, sınıfa girmez, servise binmez ya da zorla sınıfa girse bile sınıf içinde ağlamaya devam eder, bu süreç uzun sürerse derslerinde geri kalmaya başlayabilir. Böyle bir durumda anne-babalara, sınıf öğretmenine ve rehberlik birimlerine çok iş düşmektedir.
İlk gün çok önemlidir. Onu sınıf öğretmenine teslim ettikten sonra sınıf öğretmeni ne diyorsa onu yapmanızda yarar var. Orda çok uzun süre beklemeden ayrılmalısınız.
Tekrar tekrar geri dönüp sarılmak, ağlıyorsa onunla birlikte ağlamak ya da sınıftan çıkmamak işe yaramayacak tam tersine çocuğunuz daha da kaygılanacaktır.
Çocuğunuz ertesi gün okula gitmek istemeyebilir, ağlayarak sizden ayrılmak istemeyebilir. Bu durumda yapılacak tek şey onu alıp mutlaka okula getirmektir.
Çocuklar, anne-babaları kaygılı oldukça daha fazla kaygılanır. Bunu hissederler bu nedenle çocuğunuzu ve kendinizi okul sürecine hazırlamalısınız. O artık büyüdü ve ilkokula başlamaya hazır. Kendi ayaklarının üzerinde durur ve başına bir şey gelmeden evine geri dönebilir.
Siz çocuğunuza güvenirseniz onun da kendine olan güvenini arttırırsınız ve böylece sizden daha kolay ayrılır. Bunu daha önce test etmediyseniz şimdi fark edeceksiniz.
Okullar açılmadan çocuğunuzla birlikte gideceği okulu ziyaret edebilir, gelecekteki günlerde neler olabileceği ile ilgili onunla konuşarak, hayal kurarak onun merak etmesini sağlayabilirsiniz. Böylece çocuğunuz hem okula karşı merak uyanacak hem de kendini daha güvende hissedecektir.
Unutmamanız gereken bir şey okul öğretmeni bu konuda bilinçli ve daha önce böyle süreçleri sizden önceki ailelerle deneyimlemiştir. Onunla iş birliği içinde olmalısınız. Bazen fazla kaygılı ve hassas çocuklarda bu uyum süreci biraz uzayayabilir. Her ne olursa olsun bu sürecin doğal ve geçisi olduğunu unutmayınız. Baş etmekte zorlanıyorsanız bir uzmandan yardım alarak bu süreci daha kolay ve sağlıklı atlatabilirsiniz…
