Başbakan ve Ulusal Birlik Partisi Genel Başkanı, aynı zamanda Ekim’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinin iddialı adayı Ersin Tatar durup dururken “Ocak’ta erken genel seçime gidelim” deyiverdi.
Şükür ki “cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte milletvekilliği seçimi de yapalım” demedi ama bu “durup dururken” kısmı son derece mühimdir.
Hatta siyasi literatüre girecek denli mühimdir.
Biz siyaset cahilleri siddin senedir Başbakanların muhalefeti susturmak için erken seçim kozunu masaya sürdüğünü bilirdik.
Ya da tam tersi, kendine güvenen muhalefet partileri iktidara “hodri meydan erken seçime gidelim” derdi.
Başbakan yeni bir tür icat etti.
Ortağını terbiye etmek için erken seçim tehditi.
Üstelik de cumhurbaşkanlığı seçiminden sadece 2 ay sonra.
Yani tabbos seçim yapacağız.
Biri bitecek diğerinin seçim yasakları ve propagandası başlayacak.
Memleket seçime kilitli kalacak taş üstüne taş konmayacak.
***
“Türkiye’den para akacak, büyük yatırımlar peş peşe başlayacak” şeklinde büyük bir hevesle kurulan UBP-HP hükümeti, Başbakan’ın seçim açıklamasıyla fiziki ömrünü de tüketmiş oldu.
Zaten jet skandalında Büyükelçi müdahale etmeseydi yerle yeksan olacaktı ama en azından cumhurbaşkanlığı seçimine kadar idare ederler diye tahmin etmiştik.
Fakat bu kez İmar Planı ortakları çok fena bozdu.
Zaten bozuktular, bozum bozum oldular.
Başbakan bu durum üzerine ortağına ayar çekmeye onu hizaya getirmeye çalıştı ve “hade gelin erken seçime” dedi.
Dedi ama bir miktar daha kaybetti.
Kendisi de ortağı da.
Oy bazında kayıpları ne olur bilemem.
Fakat her türlü icraat yapma pozisyonlarını kaybettikleri nettir.
Bari cumhurbaşkanlığı seçimine kadar kıprışmadan durmasını becerebilselerdi.
Malum her ikisi de adaydır.
Ve halleri hiç de hayırlı değildir.
Bizden söylemesi…
