Bu aralar yüksek lisans talebelerimle NLP (Neuro Linguistic Programming) takılıyoruz. Her ders ders(!) niteliğinde bi’kitaplık sözlerle harmanlamaya çalışıyoruz var olan bilgilerimizi. İşte, az önceki toplantıda ortaya çıkan ve de hemfikir olduğumuz konu da bugünkü yazımıza kapak oldu. Problem cümlemiz; “Kuyu mu derin yoksa ip mi kısa?” şeklindeydi ve merkeze de spordaki teknik heyeti oturttuk. Şöyle ki; günümüz çağdaş teknik adamlık(!) kriterleri artık teknik alan dışına sızmış durumda. Bi’defa kitapmış gibi “oyunu okumak” veya “oyundan anlamak” gevezeliği artık bitmiştir. Takımına biraz kuvvet, biraz sürat, biraz dayanıklılık, biraz esneklik, biraz koordinasyon, biraz teknik, biraz taktik ve de çokça da para dayadın mı zaten artık ‘kazanan tavır’ sergileyen takımın tesis etmişsin demektir. Yeni nesil futbolcu bebeler ‘temel motorik özellikler’ gevezeliğini de zaten aşmış durumdalar. Delikanlılar artık fırtına gibi bireysel antrenmana dayanmış durumdalar. Ötesi mi? Ötesinde ise teknik adamın yemek yediği restoran, izlediği sinema filmi, gitttiği tiyatro oyunu, tatil yaptığı mekân, ekonomik ve siyasal gelişmelere bakış açısı ve de güttüğü kamu yararına faaliyetlere ilişkin pozisyonu sürekli olarak oyuncular tarafından dikizlenir ve de didiklenir. E bizim teknik adamın su yüzüne çıkmamış diğer yüzleri ve kirli çamaşırları ne durumda? E o da Google Hazretleri’nde yer alır bildik. İşte, bu yeni medya düzeninde yeni nesil sporcular da seyirciler de ilgili sportif branşa en az teknik adamları kadar hâkimdir. E hâl böyle olunca da günümüz teknik adamların en önemli özelliği de mental yönden hâkimiyetleri söz konusu oluyor. Bi’defa teknik adam iyi bir mentor/mentör (mental antrenör) değilse, yandı gülüm keten helva ve de bi’türlü olmayan cacık durumları aktifleşir. E n’napmalı? İşe NLP’den başlamakta fayda var a dostlar. Burada: ‘Nörolojik zihin süreçleri; Dil ve sözcükleri kullanma şekli; Yeniden programlanan düşünce ve davranışlar’ yer alır. Özetle NLP; 70’li yılların başından itibaren ‘Amerika’da geliştirilmiş bir davranış bilmi ve değişim teknolojisidir’. Günümüz NLP’si artık sporda da toplam kalite yönetimi geliştirme tekniği olarak da kullanılmaktadır. Sporcu bebeler; antrenörlerinin düşünce, dil ve davranış süreklerini sürekli inceler mi? E pek tabii ki de. İşte tam da burada psikolojik kriterler yer alır. Mükemmellik bir yolculuktur ve bunun özünde NLP, merkezinde insan vardır. E bunun yanında da o insanın eğitim durumları gözönünde bulundurulmalıdır. Bu süreçte aktifleşen NLP’nin kişiye ve kurumlara kazandırdırdığı faydaları özetle şöyledir; Çevreyle etkin bir iletişim kurma becerisi kazandırır… Kişisel akıl farkındalığı yaratır… Öğrenme sürecini hızlandırır… Bireyin kendini çok iyi anlamasını ve anlatmasını sağlar… Bireye iç kaynaklarını kullanmayı öğretir… Bireyin kendisini test etmesini ve keşfetmesine imkân sağlar… Yeniden motiveyi sağlar… Özsorgulama alışkanlığı kazandırır… Bireyin özgüven ve özsaygısını geliştirir… Duygusal zekaya katkı sağlar… Kurumsal başarıyı artırır… Takım ruhunu geliştirir… Örgütsel motivasyonu artırır… Yeni hedeflerin ortaya konmasını sağlar… Liderlik süreçlerini geliştirir… Örgütsel paylaşımı artırır… Ve örgütsel başarının mutlak olmasını sağlar. Mâlum, ‘başarı bir sonuç değil, yolculuk oldu’ artık. İşte, tam da bu süreçte Turgay Hoca’nın (NLP Eğitmeni Prof. Dr. Turgay Biçer) NLP tanımı ile konuyu şimdilik noktalayalım. Usta: “NLP; Yeni insan olmak için bir sistem ve değişim modelidir” demişti bi’sohbette. Bu günlük bu kadar a dostlar. Haftaya bu konuya balıklama devam inşallah…
