NEDEN DEĞİŞEMİYORUZ? VE BELEDİYE SEÇİMLERİ ÜZERİNE - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

NEDEN DEĞİŞEMİYORUZ? VE BELEDİYE SEÇİMLERİ ÜZERİNE

Eşref Çetinel

Seslerin bazen küfürlü kelimelerle bağırıp çağırmaya dönüştüğü KKTC’nin ajandasına bir daha baktım. Hep ayni görünüm! ÇEVRE kirliliğinden pahalılığa.. Çarpık yapılaşmalardan aramızdaki yabancı uyruklu misafirlerimize.. Trafikten ölümcül kazalara.. Yolların bozukluğundan yolsuzluklara.. Eğitimden ulaşıma.. Akaryakıttan elektriğin pahasın… varıncaya dek silsile halinde uzanan sorunlarımızla neden bu kadar sıkboğaz olduğumuzu düşündüm!

Ki Allah’ın büyük lütfu olması gerekir, gün 12 saat gök kubbemizden eksilmeyen güneşimize, tertemiz oksijenli havamıza, masmavi denizlerimize, yeşilimize karşın…


NEDEN bu ülkede “pisliklerin” içinde boğuluyor, sorunların altında canımız çıkacak kadar sıkılıyor, yaşamdan beziyor, hayata kahrediyoruz!”

NEDEN Dıştan gelen misafirler, turistler güneşe karşı gerine gerine gezinirler, tertemiz havamızı ciğerlerine çeker ve etraflarına mesut gülücükler salıverirlerken.. NEDEN biz böylesi meyus, asık suratlarımız, kasıntılı bedenlerimiz, gülmesini unutmuşluğumuzla bu kadar bedbin ve yorgunuz? NEDEN sorunlarımızın çözümünü ille de sendikal grevleri gerektirecek eylemler sonucunda anca çözeriz?

NEDEN trafikte peşi peşine ölümlü kazalar olmadan yollarımızın ne kadar bozuk olduğunu hatırlayıp görmeyiz?

NEDEN hemen her yıl okullar tedrisata başlamadan eksiklikleri tamamlamaz, gerekli olan öğretmen atamalarını yapmayız?

NEDEN sürekli çevreyi kirletir, çarpık yapılaşma yanı sıra toprak spekülasyonlarıyla rant peşinde koşarken sahtekârlıkları yaşam biçimimiz yaparız! Neden ama? Bakın:

***

BAKANLIK  yapmayanının kalmadığı vekiller gibi, koalisyonlar hükümetlerinde  iktidara gelmeyen siyasi parti de kalmadı! Ki hemen hepsi çarpılıkları eleştiren muhalefet de oldulardı, yapılması gerekenleri söyleyip önerip uyardılardı hatta söz konusu iktidara yol yordam gösterdilerdi de… NEDEN kendileri iktidara geldiklerinde gidenlerden tırnak kadarı bile olumlu denecek farklılıklar gösteremedilerdi? Hatta çoğu zaman “gideni arattılardı!

KISACA neden bozuk düzenleri değiştiremiyoruz? Diyorum ve geçiyorum yerel seçimlere:

***

BELEDİYE SEÇİMLERİ: Yıllardır ayni fasit dairenin içinde dönüyoruz. Ve çırpındıkça daha çok batarken seçim üstüne seçim tazeliyor birbirimizi aldatmak pahasına “vaatlerde” bulunuyor hatta “aydınlık yarınlardan” söz ediyoruz!

OYSA ol alem aynen devam ediyor! Ki şimdi de önümüzde Yerel Yönetimler Seçimleri var! Ve yine hatırı sayılır sayıda “Başkan” adayı var.

SONUÇTA birileri yeniden seçilecek “selefinin” yerine geçen “halef” olarak yoluna devam edecek! VE seçim kampanyası boyunca söz verdiklerini gerçekleştirmek için mi çalışacak? Bugüne kadar öyle olması gerektiği söylendi de oldu mu?

İŞTE SORUN! Çünkü her zaman olduğu gibi, görüldüğü gibi, denendiği gibi ne vaat ettiklerini gerçekleştirebilecekler ne de vaatleri kadar olabilecekler! Aynen Devleti yönetme yüceltme iddiasında iktidara gelen siyasi partiler gibi.. Koalisyon hükümetleri gibi!

***

BU NEDENLE olmalı doğrusu kaç dönemdir seçimlerde sandığa gidip gitmemekte çok tereddüt ediyorum da “hadi” diyorum kendime, bir defa daha kullan oyunu…

Kİ BENİM için “Belediyeler” çoğu zaman “Hükümet edenlerden” öte daha önemlidirler..

***

(BURADA bir parantez açıp bugüne kadar Mağusa’da görev yapmış Belediye Başkanları dolayısıyla belediye hizmetleriyle ilgili kısa hatırlatmalar yapmak istiyorum. ÇÜNKÜ bazı hallerde geriye dönüp geçen zamanların olaylarını yoklayıp kaşımak hatta kanatmak, geleceğe yönelik değer yargılarımızın akli dopingi olabilir.. Olayları daha iyi değerlendirmemize yarar.. Devam ediyorum: …1963’DEN SONRA kendi belediyelerimizin sahibi olurken ilk kez toplum olarak da kendi siyasi irademizin, yönetimimizin sahibi oluyorduk. Yani biz kendimizi yönetmeye 1963’lerde başladık da kör talih! Hâlâ yönetemiyoruz!

***

İLK Belediye Başkanı Naim efendiydi ve Mağusa’daki Sancaktarlıkla Müsteşarlığın (Kaymakalık) atamalarıyla gelmişti. İlk kez kendi Belediye Başkanlarımızla baş başa kaldığımız “yerel yönetimler dönemi” öteki ilçelerle birlikte başlıyordu..

VE o yıllardan başlayan ilgi ve gazeteciliğim nedeniyle sonrası çok uzun yıllar Mağusa Belediye Başkanları ile “uğraşıp dalaşacağım” yeni bir dönem de benim için başlıyordu. Kİ pek çoğuyla röportajlar yaparken yanı sıra çatışma yaratan yorumlamalarımla fakat her şeye karşın samimi arkadaşlıklar kuracak kadar da dürüstçe temaslarım olduydu.***

(O YILLARDAN yani 1963’lerden bugünlere gelene dek Mağusa’da Belediye Başkanlığı yapanlar htırladığımca  şunlardı: Mağusa askeri Yönetimi ve Müsteşarı tarafından Atama ile ilk görevlendirilen Naim beydi.. Ardından asıl mesleği Banka müdürlüğü olan emekli Kemal bey.. Sonra seçimle gelen Bora Atun, onun ardından Mustafa Adaoğlu.. Ve sonrasında yine yerel seçimler sonucunda Mağusa Belediye başkanı olan Necati Kadir, Oktay Kayalp (galiba dört kez üst üste seçilmişti) ve şimdilerde elan görevde olan İsmail Arter..

***

TÜM Belediye Başkan ve üyeleri tutun ki “ancak “yapabilecekleri kadarını yaptılar” fakat “yapıp başardık” dedikleri hiçbir zaman hızla büyüyüp gelişen Mağusa’nın ihtiyaçlarına yetmedi! Ayni sorunu Devlet olduk dediğimizde yaşadık hâlâ yaşıyoruz!

GEÇEN yıllar içinde hemen tüm Mağusa Belediye Başkanları ile sadece bir gazeteci olarak değil, arkadaşça ilişkiler de kurarak  geldim bugünlere. Bazıları rahmetlik oldu, bazılarını ben aramaz oldum derken… SADECE Mağusa’nın kalkınmasına, bayındırlığına yönelik o arkadaşça ilişkilerle söyleşiler sosyal örgütlenmeler dernekler falan… Gün geldi bitiverdi!

ŞİMDİLERDE görebildiğim kadarıyla  KKTC’deki öteki Belediyelerin de “büyük işlere, eserlere imza atamadıklarıdır!”

NİTEKİM nüfusun sürekli artmasıyla kentlerdeki üniversitelerden dolayı Belediyelerin görevlerinin daha çok artmasına karşın “verip oluşturmaları gereken hizmetlerinin hep gerilerinde” kaldılar. Bu yadsınamaz gerçeği ve gitgide daha çok artarken ağırlaşan sorunları bu günün “adaylarının” mutlaka görüp ciddiyetle çareler üretip çözüm yol ve yöntemlerini halkla paylaşmaları hatta değerlendirmeleri gerekir…

Kİ ASIL BÜYÜK sorunları “içinden çıktıkları siyasi partilerin “acenteleri” durumuna gelmeleridir!”  “Aş, iş, para” derken Belediyelere tıka basa partili memur atamaları toplumda sadece hoşnutsuzluk yaratmakla kalmıyor.. Hakça istihdam bekleyenlerin de partizanca istihdamlar nedeniyle  mağduriyetlerine toplum katlarında hoşnutsuzluklarla olumsuz tepkilere neden oluyor! Ve dahası Belediyelerin iflasını da getiriyor!

***

ÖNÜMÜZDEKİ seçimlerde seçilip Belediye Başkanı olacak sayın adayları belki “başkanlık etiketleri” mutlu edecek ama “isteseler de altından kalkamayacakları hizmet ve ihtiyaçlar furyaları” içinde ne kadar başarılı olacaklarını bugünden bilemeyiz! Her halde omuzlayıp altına girdikleri görev halterinin o kadar da hafif olmadığını göreceklerdir ama! Ve:

TAZİYEMDİR: Meslektaşım ve gazeteci refikim Hasan Hastürer’e başsağlığı, ağabeyine Allahtan rahmet dilerim.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar