Mütekabiliyet esassa: (Müzakerelere Türkiye uzmanlar heyeti de müdahil olmalıdır) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Mütekabiliyet esassa: (Müzakerelere Türkiye uzmanlar heyeti de müdahil olmalıdır)

Çipras ile Anastasiadis geçtiğimiz günlerde Atina’da görüştüler. Ve çektikleri rest sonucunda Türkiye’yi geriletmeyi başarmanın muzafferiyetinde şu karara vardılar:

“Türkiye’nin Barbaros Hayreddin Paşa sismik araştırma gemisinin Doğu Akdeniz’den ayrılması ve Navtex’in sonlandırılması nedeniyle müzakerelere yeniden başlama ortamı oluşmuştur…”
Malum Anastasiadis’in müzakereleri koparmasının nedeni TC’nin söz konusu bölgede sismik araştırma yapmasıydı…
Buna ek olarak Yunan Dışişleri Bakanlığı ile Anastasadis arasında bir mutabakata daha varıldı. Yunan Dışişleri Bakanlığı müzakerelerde Rum Yönetimi’ni takviye etmek için bir uzmanlar heyeti oluşturacak…
DİKKATİNİZİ ÇEKERİM. Güney Rum Yönetimi tanınmış bir devlettir. Siyasi iradesi yanı sıra AB ve BM’yle de istediği anda ikili ilişkiler kurabilecek, destek isteyecek, lobilerini çalıştıracak olanaklara sahiptir. Yunanistan’ın çok sıkışık durumda olduğu gerçeğinde “uzmanlarından” takviye talep etmesi yahut böylesi bir siyasi anlaşmaya varması ancak şu şekilde değerlendirilebilir:
“Evet GRY için Yunanistan anavatandır ve hep öyle kalacaktır. Bu Helenizm mefkûresidir. Amacına varana dek sürecektir…”
YA KUZEY? Güney komşumuzun çok da aldırmadığımız bu tutumuna karşın bir de bizim pozisyonumuza bakalım: Talat döneminden beridir süregelen müzakereler sürecince “sesleri yüksek” bazı kesimler Türkiye’nin “karıştırmacılığından” yakındı! “Ankara’dan tekmil alındığını, dolayısıyla Türk tarafının uzlaşmaz taraf pozisyonuna düşürüldüğünü yaydı! (O kadar ki son seçim kampanyalarında bile “Eroğlu için uzlaşmaz” dendi. Fakat daha Cumhurbaşkanı olup da masaya oturmadan fakat kazanacak hükmüyle Akıncı için “barışçı” sloganlarında vurgulamalar yapıldı!)
Tabi GRY ile KKTC’yi yan yana koyup “biz ve onlar” demeye gerek yoktur! Çünkü KKTC’nin bırakın müzakereleri, hemen her alanda TC ile çok yakın ilişkileri ve birliktelikleri olması gerekirken zaten doğal olarak öyle de olurken “niçin olmaktadır” diye şikâyet ve kınamalar ayyuka çıkartılmakta; Buna karşın Yunanistan’a hiç ihtiyacı olmayan GKRY’nin müzakereler sürecinde resmen bir Yunan uzmanlar heyetinden destek alacağı adeta “Helenizmin iş birliği gururu” olarak tüm dünyaya duyurulmaktadır!
MÜTEKABİLİYET ESASI: Yeniden başlayacak müzakerelerde masaya Akıncı’nın mı yoksa Eroğlu’nun mu oturacağını tabii 2. tur seçimleri belirleyecek. Hangi aday olursa olsun. Güney’in Yunanistan’la bu belirgin siyasi işbirliğine karşı “mütekabiliyeti” çalıştırması gerekir. Türk tarafı bugüne kadar müzakereler safhasında Ankara ile olagelen ilişkilerini, destek ve köstekleri, taktik ve stratejileri hep gizli tuttu… Görüşmelerdeki bu son rauntta eğer Yunanistan açık seçik müzakerelere müdahil oluyorsa, Türkiye de olmalıdır. Üstelik çok da hayırlı olacaktır…


**********       

Seçim sonuçlarına bir de biz baktık

Bugüne kadar hiçbir seçimin sonucunu tahmin edemedim. Dolayısıyla bu son seçimleri de “artık benim tahmin edememek” gibi iftiharlık bir olayım haline gelmişliğinde, yine iftiharla gördüm ki seçim sonucunu tahmin edememişim! Ancak bu kez yalnız değilmişim! Koskoca Başbakan Yorgancıoğlu bile tahmin edemedi! Doğrusu sevindim.
Pekala neydi benim tahminim? Çok basit: Akıl diyordu ki iki büyük partinin adayları yani Eroğlu ile Siber birinci ikinci olarak çıkacaklardı sandıktan. Onları iki kişi takip edecekti. Kudret Özersay’la Mustafa Akıncı.
SONUÇ ÇOK AÇIK: Siyasi partiler hantallaşırken geriden gelen genç jenerasyon daha değişik siyasi alternatiflere yöneliyorlar: Nitekim: CTP’nin o efsanevi blok yapısı çoktan delik deşik olmuş: Sonuçta “gençler ve yaşlılar” tartışmasını da aşıp ortaya yeni bir jenerasyon daha çıkınca oylar hem Yorgancıoğlu hükümeti ile hesaplaşma fırsatı bulan o “eskimiş kalantor partililer” hem de alttan yukarıya tırmanan yeni genç jenerasyon etki tepki kumpasında birleşerek oylarını Akıncıya kanalize ettiler! Buna Müzakerelerde Akıncı’dan kendi beklentilerinin gerçekleşeceğini umanların oylarını da eklemek gerekir! Mesela Maraş’ı Rum’a iade etmek isteyenler cephesi! Buna karşılık her zaman birinci parti olan fakat artık iyicene yaşlanmış, hantallaşmış, gençlik kollarını da yitirmiş UBP’nin seçmenleri, seçimi hem uzaktan seyrettiler hem de Eroğlu’nu kampanyasında yalnız bıraktılar! Doğrusu ikinci turda Eroğlu yanlıları ile birinci turda parmağını bile oynatmayan DP yerlerinden kıpırdamazlarsa Akıncı seçimi alır götürür.
ÖZERSAY’A GELİNCE: Hiçbir adayın başaramadığı bir işi başardı: Kendini kendisine oy vermeyen seçmenlere bile en çok sevdiren aday oldu! Bir politikacının geleceği açısından bu çok önemli bir kazanım. Ve bu nedenle seçimin açık ara açık siyasi galibi Özersay’dır.
ÖTESİNE GELİNCE: Gazeteci refiklerimizin de ortak değerlendirmelerinde birleştiklerince Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde CTP’nin zaferi değil, mağlubiyeti öne çıktı!
VE TDP’YE DİKKAT: TDP Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’dan sonra tutun ki açık seçik desteklediği Akıncı’yı tüm beceri kendisinde olmasa da sandıktan ikinci aday olarak çıkarma başarısı gösterdi. Bu arka arkaya gelen başarılar insanın zihnine “Yoksa TKP’nin ruhu geri mi geliyor” fikrini de sokuyor! TDP küçük ama etkin siyaseti ile zaten önde bir parti!
ANCAK: Unutmadık! TKP’yi harcayan nedenlerden birisi Akıncı’nın sol kulvarda CTP’i aşıp daha sol olmak iştahasıydı! O kadar ki o dönmelerde Erdoğan’a işgalci de dediydi Kuzey’i kolonize ettiğinden de söz ettiydi… Çok eskilerde kalan bu olaylar kapandı gitti diyecektik ama bakıyoruz şimdilerde bu seslendirmeler neredeyse Solun resmi ideolojisi olacak! Yazmış olalım dedik!

*****************

Kısaca takıldığım: (CTP cephesinde heyelan var!)

CTP Parti Meclisi bir çekimser oyla ikinci turda Akıncı’ya destek beyanında bulundu! Çok doğal olmalıdır çünkü kendi parti misyonuna en yakın aday Akıncı’dır. Ancak bu kararı öylesi tartışmasız külliyen birliktelik içinde almaları akılları karıştırmalıdır:
Bir: Kendi adayını kendi blok oyları ile ikinci sıraya taşıyamayan.
İki: Oylarının bir bölümünü Akıncı’ya kaptıran.
Üç: Kampanya sırasında Sibel Siber adını aşıp iddialı CTP görünümü veren.
Dört. Buna karşılık bu iddiasını sandığa gömen.
CTP’nin en azından beklerdim ki “oyları serbest bıraktık” desin! Hiç olmazsa harcadıkları Sibel Siber’e vefada!
Oysa kullu makka, “zaten biz Akıncı’dan yanaydık” imajı çakarak “işte size ikinci tur adayımız” kararı aldılar! CTP kuruldu kurulalı bu kadar büyük zafiyete düşmediydi. Siber’e fena kıydılar!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar