Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı


Önce Muratağa-Sandallar, 14 Ağustos
14 Ağustos’ta silahlı Rum askerleri ve EOKA’cılar tarafından önce Sandallar köyü basılmış, daha sonra bu köylüler Muratağa’ya getirilerek, burada Muratağa köylüleri ile birlikte kurşuna dizilerek öldürülmüşlerdir. Muratağa ve Sandallar köylülerinin birlikte gömüldükleri mezardan ise 89 kişi çıkarılmıştır. Köylüler öldürüldükten sonra buldozerler kullanılarak bölgedeki bir taşocağının yakınlarındaki bir toplu mezara gömülmüşlerdir. Katliam sırasında köy dışında bulunan az sayıdaki köylüler ise katliamdan kurtulmuştu. Muratağa köyünün imamı da kurtulanların arasındaydı.

Sonra Atlılar, 15 Ağustos


Muratağa ve Sandallar katliamından sonra ertesi gün 15 Ağustos’ta bu defa Sandallar ve Muratağa köylerine çok yakın olan Atlılar (Aloa) köyü basılarak katliam yapılmıştır. Silahlı Rum askerleri ve EOKA’cılar, Atlılar köyündeki insanları köy dışına çıkararak toplu mezarları kazdırıldıktan sonra hepsini kurşuna dizerek öldürmüşlerdir. Atlılar köyü toplu katliam mezarından 37 kişi çıkarılmış olup saklanarak kurtulabilen üç kişi dışında köy halkı tamamen öldürülmüştür.

Toplu mezarların bulunuşu
Atlılar köyündeki toplu mezar 20 Ağustos, Muratağa-Sandallar toplu mezarı ise 2 Eylül 1974’te bulunmuştur. Muratağa’daki toplu mezarı toprak üzerinde bir el gören bir çoban fark etmiştir. Kazıyı BM’ye bağlı İsveçli askerler de izlemiştir.

Toplam 126 kişi öldürüldü. Kim hesap soracak?

Muratağa-Sandallar köyü 89 kişi, Atlılar köyü 37 kişi toplam 126 masum silahsız kadın, erkek, çocuk toplam 126 kişi katledilmiştir. Şimdi soruyorum: Hangi uluslararası mahkeme bu öldürülen masum sivil insanlarımızın hakkını arayacaktır? Bunları kim ve nasıl tazmin edecektir? Rum yönetimi etnik temizlik ve katliam yaptığı için ondan hesap sorulmayacak mı? Bu katliamları “sorumsuz ve sinirli Rumlar yapmıştır” demekle sorumluluktan Rum yönetimi kurtulamaz.
Aynı şekilde Makarios’un iktidarda olduğu yıllarda 1963, 1964, 1965’te yollarda işine giderken “kaybolan” veya daha doğrusu “kaybettirilip öldürülen” Kıbrıslı Türklerin haklarını kim koruyacak? Bunların hesabı Rum yönetiminden sorulmayacak mı? Rumlar kendileri açılarından Türkiye’den hesap soruyorlar ve Türkiye aleyhine  mahkemelerden kararlar çıkarmayı başarıyorlar.

Peki bizi  mahkemelerde kim savunacak? Biz niye mahkemelerde niye dava açmıyoruz? Niye İnsan Hakları Mahkemesi’ne ve diğer mahkemelere başvurmuyoruz? Hep onlar haklı da biz haksız mıyız? Niye bu sessizlik? Anlamadım… Adalet herkese, her ulusa lazım…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar