Mühür mü karma mı? Mühür… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Mühür mü karma mı? Mühür…

Hüseyin Ekmekçi

Bir gazetecinin bu tartışmaya girmesi, “etik” mi, emin değilim.

Ama düşündüğümü de yazmayacaksam…


Millet beni “gazeteci” diye neden takip etsin?

Bir süredir tartışılıyor, “mühür mü karma mı?” diye…

Ben bu “karma” oyun, son yıllarda ülkemizde yarattığı yıkımı görerek diyorum zaten, “mühür” iyidir.

Ya sandığa gidip oy vermezsin, ya da gider, “programını beğendiğin, adaylarını beğendiğin” partiye mühür vurursun.

Budur.

Nedeni ne biliyor musunuz?

20 senedir, “karma” ile vekil seçiliyor bu ülkede…

Ben 2006’da isyan etmiştim, “böyle sistem olmaz” diye…

Ne ideoloji kalıyor insanlarda…

Ne siyasi etik…

Ne ahlak…

“Sana ne, ben her partiden en iyisine oy vereceğim” diyor arkadaş…

E ver…

Bu kadar senedir veriyorsun zaten…

Peki “karma” ile seçilen vekillerin neler yaptığının farkında mısınız?

Gece UBP’de, sabah DP’de…

Sabah DP’de, adaylık başlayınca UBP’de…

Biz ona “siyasi ahlak” diyoruz…

O da bize, “E ama beni DP tabanı değil, halk seçti. Ben karmalarla meclise girdim, DP oyları ile değil” diyor…

Yaşamadık mı bunları?

Dibine kadar yaşadık hem de…

 

Büyük ekmek yap, sat…

Ben de bu nedenle diyorum…

“Taban bu kaypaksa, siyasetçi de kaypak olur…”

En sağcı vekille aynı anda en solcu vekil adayına oy veren var yahu…

“Severim ne yapayım….”

“Doktorumdur ne yapayım…”

“Dairede işimi çözdüydü ne yapayım…”

Büyük ekmek yap da sat…

Deycem ama olmayacak…

Da… Günün sonunda zaten “karmadan” güç alan siyasetçi, “tatari gibi” dönüp duruyor.

Senin ensenden…

 

Oku, öyle oy ver…

Şaşkın şaşkın izledim.

Sandım ki, yeni yasa yapılırken, “karma oya son” verilecek.

Olmadı…

Vekilin de hesabı var…

Oysa…

Vatandaş gidecek UBP’ye mühürü vuracak, içinden de “en eyisini, en yenisini, belki de en kalitesini” tikleyecek….

Bitti.

Bu kadar…

Dünya görüşü ile harmanlayacak oy oranını…

Parti programını okuyacak.

Parti popülizm yapmayacak…

İyi adaya yönelecek…

Demokrasi tabandan tavana yayılacak…

Budur…

Kim, hangi partiye isterse oy versin.

Ama “ideolojiler” karışmasın.

Yoksa o siyaset olmaz…

Olsa olsa, karşımıza şimdi olduğu gibi, sabahtan akşama parti değişen vekil profilini getirir…

 

Vekilin de aidiyeti yok

“Sana ne ben karma kullanırım…”

Kullan…

Bana ne…

Ama ben de öyle düşünmüyorum…

Ya sandığa gitmeyeceğim…

Ya da adaylarına “tav” olduğum, programını okuduğum, “lider ve ekibine” güvendiğim partiye oy vereceğim.

Aksi, Özdemir Berova’dır…

Ahmet Kaşif’tir…

Turgay Avcı’dır…

Önder Sennaroğlu’dur…

“Parti değil, ben” diyebilen, “karmadan” güç alan vekillerdir.

Bir gecede parti değiştiren, kendisini partisinden, takım çalışmasından büyük gören vekillerin zırt- pırt parti değişmesi, “Hangi partiden aday olursam olayım, güç bende, halk benle döner” diyen vekiller yüzündendir.

 


Siyasi ahlaksızlık…

Sadık Gardiyanoğlu

İktidar partisini, kaç vekil çıkaracağını belirleyecek olan mühür oylarıdır.

Karma oylar, “mühürlerin belirlediği parti sıralamasının ardından”  kimin vekil olacağına karar verir.

Yani “karma oyların ülke parti sıralamasına” hiçbir etkisi yoktur.

Bunu bir kenara yazın…

Bir de, “partisinin mührünü kırarak” strateji yapanlar var…

“Bir bana, gerisi alt sırada kazanması mümkün olmayan parti adaylarına” diye…

300 mühür kır, partideki diğer adaylarla yarışa “300- 0” önde başla.

Dün öğrendim.

UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Sadık Gardiyanoğlu bu konuda net konuştu:

“UBP mührü kırıp kendisine  karma yaptıran parti başkanı olsa da deşifre edeceğiz Lefkoşa ilçesi olarak…”

Hoşuma gitti vallahi.

Bu diğer partilerin yetkilileri, de yapmalı…

Neden mi?

Seçim döneminde kazanmak için her türlü ahlaksızlığı yapanlar, seçildikten sonra mecliste kalma adına, iktidara parça olma adına her türlü ahlaksızlığı yapmaya devam ediyor.

Müsebbibi ise, “vekili partiden güçlü yapan karma sistemidir…”

Diyeceğim budur…

 


Polisi de madara ettiniz ya…

Seçim geldi ya…

“Peşkeş zamanıdır” ya…

Yıllardır tartışılan ama üstü örtülen bir konu hükümet tarafından meclis gündemine getirildi.

Bir anda 500 polisin emekliye çıkması…

Her yıl da buna 90- 100 polisin eklenmesi.

“Oy alma kaygısı” ile…

Hükümet meclise yolladı…

Muhalefet de komiteden geçirdi.

İş ciddiye bilince de…

“Ma hangi bütçe bunu karşılayacak” denilerek herkes ortadan kayboldu.

Mecliste çalışma yok.

Polisler ayaklandı…

Sonuç…

Polis içerisinde moraller yerde sürünüyor…

Oldu mu şimdi?

Ben 45- 48 yaşında emekliliği hayatta kabul etmiyorum.

Sektörel ayrıcalıklara karşıyım.

Bugün polis…

Yarın hemşire…

Zaten doktoru ayrıcalıklı…

Öğretmen…

Kıb- Tek çalışanı…

BRTK çalışanı derken…

Sonu yok. Gelecekten çalıyoruz zaten…

Ancak, bu tabloya bakınca, “siyasetiniz batsın” derim.

Derim yani…

Kemal Dürüst’ün, “2 bin arsa vereceğiz, herkese vereceğiz” mantığı var ya…

Polis olayında hükümetin ve ana muhalefetin yaptığı da budur.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar