Devlet dediğimiz ucube yapı, yurttaşına hizmet vermekten çok uzakta. AKP’nin emir erliğine soyunan ve hükümete atanmış olarak gelen partiler, arsızca ve azgınca bir kez daha seçilmenin telaşı içindeler. KAYNAKLARIMIZI halkı için değil;
- Yandaşlarını işçi kadrosu ile istihdam etmek,
- Adamlarını arpalıklara pardon kamuya üst düzey atamalar ile yerleştirmek,
- Arazileri parti ileri gelenlerine peşkeş çekmek,
- Devlet parası ile alınan hellimleri AKP propaganda modeli kopya edilerek parti eli ile vatandaşa dağıtmak,
- En son da fütursuzca, sorumsuzca ve hadsizce SARAY projesini hayata geçirmek için alabildiğince har vurup harman savuruyorlar.
- Koordinasyon ve yönetim becerisinden yoksun , ipleri başka ellerde olan bir hükümet ile baş başayız.
Bunları yaparken üstelik çalışanından fedakarlık ve özveri istiyorlar, isteyebiliyorlar. Hayat pahalılığını dondurarak. Öte yandan işsizlik ve yoksulluk içinde kıvranan insanlar ise sessizce olan biteni izliyor. İş yasasında çalışan hakları yine aldıkları talimat doğrultusunda tırpanlanıyor.
Peki muhalefet ne yapmalı?
Öğretilmiş çaresizlik ve statüko kalıplarını kırmalı öncelikle. Cesur olmalı muhalefet. Mevcut yapı içinde kalıp sadece sosyal medyada ve mecliste etkisiz söylemlerin artık hiçbir yararı yok. Olmayacak. Bu şekilde sürüklendiğimiz Nisan 2022 seçimlerinde UBP yine birinci parti çıkacaktır.
Bunu önlemek için muhalefet , yanına halkını da alarak;
- CTP, TDP ve HP derhal meclisten çekilmeli,
- Sendikalar ve sivil toplum ile birlikte halkı ayağa kaldırmalı,
- Eski Cumhurbaşkanları Sayın Talat ve Sayın Akıncı toplumsal harekete öncülük yapmalı ve halkı ile birlikte sokağa inerek Kıbrıs Türk’ünün kurtuluş ve varoluş mücadelesinde halkının yanında yerlerini almalılar,
- CTP herhangi bir birleşmeye yanaşmaz ama, CTP dışı sol TDP şemsiyesi altında asgari müştereklerde birleşmeli, tüm bu kesimler TDP’de genç ve vizyoner bir lider öncülüğünde bir araya gelmeli. TDP’de süratle örgütlenmeye gidilmeli ve bu partimiz kapalı bir kutu görünümünden çıkıp kadrolarını halkçı, vizyoner ve donanımlı kadrolara açmalı,
- Tüm muhalefet partileri , (CTP, TDP ve HP) halka umut olmaya ve onların güvenini kazanmaya dönük olarak, ekonomik kalkınma programlarını, kendi kendine yeten ekonomik modellerini, TL kullanımı nedeniyle oluşan kayıpları ortadan kaldıracak, T.C ile yeni bir anlayış ile protokollere yeni bir düzen getirecek, savunma giderlerini protokol dışına alarak periyodik düzen içinde kendiliğinden kaynak akışının sağlanacağı bir sistemi, kara para trafiğini önleme tedbirlerini, kayıt dışını engellemek, yönetime geldikleri zaman etkinlik ve verimlilik adına uygulanacak kamu reformunu , vergi düzenlemelerini, öte yandan faili meçhuller , mafya ve sebepsiz zenginleşmeler ile ilgili alacakları tedbirleri ve atacakları adımları, sahil şeridini işgalden kurtaracak, sözün özü toplum ve ülke yararına uygulanabilir icraat programlarını detaylı olarak hazırlayıp halka anlatmalıdırlar.
- Yurttaşlık yasasındaki ivedi değişiklik de ilk gündem maddesi olarak yerini almalı,
- Tüm muhalefet partileri Türkiye ile, AB ile, Güney Kıbrıs ve dünya ile nasıl bir ilişki kurguladıklarını topluma detaylı bir şekilde sunmalıdırlar.
- Tekrardan “Çözüm ve Barış” odaklı bir yönetime kavuşmalıyız. Güney Kıbrıs’taki barış ve federasyon güçleri ile birlikte hareket edilerek barış istencini ve toplumsal duyarlılığı tüm dünyaya haykırmalı ve sesimizi yükseltmeliyiz. Kıbrıs Türk’ünün esas çıkış yolunun Kıbrıs’ın birleşmesinden geçtiğini asla akıllardan çıkarmamalıyız.
SON AYLARDA MEYDANA GELEN, ÖZELLİKLE EKİM 2020 CB SEÇİMLERİNE YAPILAN AĞIR MÜDAHALE, HUKUK SİSTEMİMİZE TÜRKİYE YÖNETİCİLERİNDEN YAPILAN ÇİRKİN SALDIRI VE EN SON DA VAKIFLAR İDARESİ ELİ İLE SÖZÜM ONA “NAMAZA GİDECEKLERE BİSİKLET HEDİYE ETMEK” AYMAZLIKLARI TÜM MUHALEFETİN KENDİNE GELMESİ VE SİNE-İ MİLLETE DÖNMESİ İÇİN AĞIR UYARICI UNSUR OLMALI VE HAREKETE GEÇMELERİNİ SAĞLAMALI İDİ. HENÜZ OLMADI, OLAMADI. BİR KEZ DAHA ÇAĞRI YAPALIM O ZAMAN.
TOPLUMUMUZ İÇİN ARTIK ,HUKUKU VE TOPLUMSAL İRADEYİ ESAS ALAN BİR YÖNETİM ELZEMDİR. İDARECİLERİMİZ VE POLİTİKACILIRIMIZI ,SIRTINI AKP YÖNETİCİLERİNE YASLAYAN VE ORADAN MEDET UMANLARDAN DEĞİL, SIRTINI HALKINA YASLAYAN VE TOPLUMUN ÇIKARLARINI ESAS ALANLARDAN SEÇMELİYİZ. BU TOPLUM ONURLU YÖNETİLMEYİ HAK EDİYOR. EMİNİM Kİ, TOPLUMUN KARŞISINA UMUT VAAT EDEN VE GÜVEN VEREN SİYASETÇİLER VE PROGRAM İLE ÇIKILIRSA TOPLUMUMUZ BUNUN GEREĞİNİ YERİNE GETİRECEKTİR.
DEMOKRATİK VE SİVİL BİR YÖNETİM İÇİN, YOK OLUŞA DUR DEMEK İÇİN HAREKETE GEÇ…
ÇÜNKÜ BAŞKA KIBRIS YOK.