Müfredat değişiyor ama… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Müfredat değişiyor ama…

Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu’nun geçtiğimiz günlerde Yenidüzen’e yaptığı açıklamalar eğitim camiasında ve toplumda dikkatle takip edildi. Sayın bakan ilk ve ortaokul müfredatlarının değişeceğini söyledi. Her ne kadar da her eğitim sisteminde ihtiyaçlar ve gelişen teknoloji ile birlikte zaman zaman müfredatlar yenilenir. Tabii ki bizdeki durum bundan biraz daha farklı gelişiyor. Yani bizdeki durum “eşeği kaybedip sonra bulduğumuzda sevinme” durumuna daha çok benziyor.

Bu müfredat işinin son on yıldaki tarihçesini bakmak ve süreci hatırlamak gerekiyor. Bu ülkede 2005’te müfredatların değiştiği ve 80’in üzerinde bu ülkenin akademisyeni ve öğretmeni tarafından yazılan kitapların olduğu hatırlatmakta yarar vardır. Ki bu kitapların önemli bir çoğunluğu uluslararası ilgili kurumlarca da beğenilmişti. Ancak 2009’da yaşanan iktidar değişikliği ve o dönemin “her şeyi bildiğini zanneden” eğitim bakanı tarafından bu kitapların birçoğu rafa kaldırılmıştı. Ortadan kaldırılan kitapların yerine de Türkiye’den gelen kitaplar kullanılmaya başlandı. Aradan geçen 3-4 yıldan sonra ayni hükümetin bir başka eğitim bakanı yapılan hatayı kabul ederek müfredat değişikliği ve yeni kitapların yazılması için protokol imzalamıştı. Aralık 2012’de bu protokol ulusal basında şu şekilde duyurulmuştu; “İlköğretim Programı Geliştirme Projesi protokolü Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanı Mutlu Atasayan ile DAÜ Rektörü Prof. Dr. Abdullah Öztoprak arasında imzalandı. Yeni müfredat programı ve öğrenme sisteminin hazırlanması için bütçeye 1 milyon TL ayrıldı.”
Ancak tam bu çalışma başlamış ve komisyonlar oluşturulmuş, çalıştay yapılmışken Türkiye Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı Nisan 2013’te Kıbrıs’a yaptığı ziyarette; “karşılıklı olarak müfredatların uyumlu hale getirilmesi konusunda başlatılan çalışmalar sürdürülecek” demişti.
Avcı’nın bu açıklaması özelikle sendikalarda kaygı uyandırmış ve DAÜ Eğitim Fakültesi tarafından yürütülecek İlköğretim Programı Geliştirme Projesi’nin Türkiye’nin dayatmasına ile karşı karşıya kalınabileceği ifade edilmişti. Sendikalar bugün dahi ayni kaygıları taşımaya devam ediyor.
Her ne kadar da projeyi yürütenlerin “bu tür kaygılara gerek yok” demelerine rağmen Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu’nun “Türkiye bu işe 2 milyon 100 bin TL ayırdı” demesi kafaları karıştırdı. Ayrıca bizim eğitim sistemimizde hiçbir zaman “ilköğretim” kavramı 8 yıllık ilk ve ortaokul için kullanılmamıştı. Bu Türkiye’de 8 yıllık kesintisiz ilköğretim anlayışı içerisinde kullanılan bir kavramdı. Her ne kadar da Türkiye’de eğitim sistemi 4+4+4 şeklinde değişse de “ilköğretim” kavramı yine 8 yıl için kullanılıyor.
*******
Tüm bunlar bir kenara, ben iyimser olmaya çalışıyorum. Ortaya çıkacak üründen(müfredat) sonra konuşmak daha doğru olacak. Ancak kaygıların da dile getirilmesi ve projeyi yürüten kişilerin de bunu dikkate alması gerekiyor.
Müfredatın “yapılandırmacı” anlayışa göre hazırlanacağı söyleniyor. Öğrenciyi merkeze alan bu anlayışta “kolej sınavı” nereye oturtulacak. Yeni müfredatla birlikte “kolej sınavı” ne olacak? sorusunun da cevaplandırılması gerekiyor. Proje’nin komisyonlarında görev yapan akademisyenler ve öğretmenlerden elde ettiğim bilgiler, yeni müfredatın kolej sınavını dikkate alarak hazırlanmayacak olmasıdır.
Sayın Arabacıoğlu’nun açıklamalarından anladığımız yeni müfredatın bu yılsonunda tamamlanacağı ve kitapların basımına ondan sonra geçileceğidir. Bu da yeni müfredatın 2015-2016 öğretim yılında hayat bulacağı anlamı çıkıyor.
Başta da söylediğim gibi 2005’te başlayan müfredat yenileme çalışmaları ne yazık ki iş bilmez siyasetçiler tarafından on yıl sekteye uğratılmıştır. Eğitimde on yıl kaybedilmiştir. İşte bu nedenledir ki, eğitimi siyasetçilerin iki dudağı arasından kurtarmak gerekiyor.
Daha bilimsel bir yaklaşım lütfen…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar