MOSKOVA - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Seyahat

MOSKOVA

Rüzgara karşı yürüyorum

Yamalı caddelerinde bu şehrin.


Düşümde gülüşü deniz mavisi çocuklar

Bir memleket var düşümde dostlar

Mısralarıyla başlayıp devam eden ’Rüzgara Karşı ‘şiiri ile özdeşleşmiş şairlerimizden Nazım Hikmet Ran’ın mezarı, Lenin’ Mozalesi, Rus’ların ‘Kızıl Meydan’ı olarak adlandırılan şehirin bulunduğu yer pek tabii ki günümüzde Rusya’nın başkenti MOSKOVA’ dır.

Noel veya Yılbaşlarını karlı soğuk ülkelerde girmeyi tercih ettiğimden olsa gerek takvim yaprakları 20 Aralık’ı gösterirken biz de Noel ve Yeni yıl tatilini birleştirip Moskova’da geçirmek üzere yola çıkmıştık. Larnaka’dan tarifeli seferler ile Moskova’nın 3 havalimanı olan Domedova, Sheremetyeoo veya Vnukova ‘ya takriben 3 saat 20 dakikalık bir yolculukla uçuşunuzu yapabilirsiniz. Eğer tercihinizi aktarmalı olarak İstanbul’dan yapmak isterseniz tabii ki öylesi de mümkündür. Moskova şehri, Moskova Nehri’nin üzerinde yer alan ve Doğu Avrupa’nın önemli siyasi, ekonomik, bilimsel ve kültürel bir merkezi olması yanında en hızlı büyüyen turizm patlaması yaşayan yerlerdendir. Moskova, denize kıyısı olmayan ancak şehrin kapladığı alanın %40’nın ormanlar ile kaplı olması şehri dünyanın en yeşil şehirlerinden biri yapmaktadır.  Şehrin nüfusuna gelince banliyöleri ile birlikte burada yaşayanların 18 milyon civarında olduğu bilinmektedir. Kış aylarında etrafın buz tutması ile sıcaklıklar -25lere kadar düşer, nitekim bizlerde Moskova’da dolaşırken termometreler bu dereceleri göstermekteydi. Mademki bu şehri gezmek için kış ayını seçmiştik tabii ki gezip bilgi dağarcığımıza yeni bilgiler katacaktık.

Otelimiz metro durağına 100 metre mesafedeydi. Odamızın penceresinden baktığımız zaman ise karşımızda kocaman kule görünüyordu. Bu kule yükseklik sıralamasında Avrupa’nın 1.ci ama dünyanın 8.ci yükseklikte olan ‘Ostankino TV Kulesi’ idi… Gündüzün birçok ziyaretçinin gezdiği geceleyin ise rengarenk ışıklandırılarak etrafa renkli ışıklar saçan bu kuleyi de gezmemiz gerekiyordu.

Para birimi rubledir. Paranızı ya otelinizden ya da hemen hemen her köşede bulunan döviz bürolarından bozabilirsiniz.

Moskova’daki ilk günümüzde yer altındaki metro duraklarında in – bin yapmak programımızda başı çekmekteydi.  1931 yılında Stalin döneminde yapılmaya başlanan metro ağı günümüzde 190 istasyona bağlantı verir. Günde 9 milyon civarı insan bu metroları kullanır. Metroların yapımında komünist işçiler ve konsomel olarak nitelendirilen gençlik kolları emek vermişlerdir. Londra, Paris ve New York metrolarını incelediğiniz zaman ki ben bizzat bu şehirlerdeki metroları kullandığım için rahat kıyaslama yapabiliyorum hiçbiri asla Moskova metrosu kadar göz alıcı olup birbirinden güzel heykeller ve tarihin geçmişini anlatmamaktadır. Metro çalışma saatleri sabah saat 05.30’dan başlayıp sabahın erken saatleri yani 01.00’a kadar devam eder. Yerin kat kat altında bulunan metrolara ulaşabilmeniz için yürüyen merdivenler, iş saatlerinin yoğunluğuna göre giriş veya çıkış yönünde tek veya çift olarak görevli kişilerce ayarlanmaktadır. Gün içerisinde hangi saatte olursa olsun mutlaka hem metro çıkışında hem de istasyon çıkışında mutlaka görevlilere kolayca ulaşabilirsiniz. İstasyonlar o kadar sistemli çalışmaktadır ki her bir dakikada bir metroya yeni bir tren yaklaşır. Böylece metrolarda kuyruklar ve tıkanıklıklar engellenir. Metro’da 12 hat var ancak ne var ki tüm durak isimleri ve anonslar kiril alfabesinde yazılmış olan Rusçadır. Eğer gideceğiniz yeri daha önceden metro haritanızda işaretlememişseniz durağınızı bulmada zorlanabilirsiniz. İstasyon içindeki anonslar sürekli Rusça olarak yapılmaktadır. Ancak bu anonsların bir püf noktası var. Erkek sesi ile yapılan anonslar trenin yönünün Moskova merkeze doğru gittiğini, kadın sesi ile yapılanın ise trenin şehir dışına doğru yol aldığı anlamını taşımaktadır. Bu arada her hat farklı renktedir. İşte sizlerin de yolu Moskova metrosundan geçerse bu detayları sakın unutmayın!! Bu istasyonlar arasında bulunan ‘Belaruskaya İstasyonunda’ mozaiklerle Beyaz Rusyada’ ki hayat, Kievskaya İstasyonundaki mozaiklerle Rusya ile Ukrayna arasındaki dostluk, Ploşcad Revolyutsi İstasyonunda ise Sovyetler Birliğinin kurulmasında öncü olan kişilerin heykelleri vardır. Ancak bu kadarla da bitmiyor. Ben size birkaç örnek vererek bu sanat eserleri ile komünizmin ölümsüzleştirildiğini anlatmaya çalıştım. Eğer kısıtlı zamanınız yoksa dünyanın en hızlı metrolarına sahip bu istasyonlarda sadece birkaç saat değil de mutlaka bizim yaptığımız gibi bir gününüzü ayırmalısınız.

İkinci günümüzde Kızıl Meydan olarak bilinen Meydandaydık. Bütün günü dış mekanda geçireceğimiz için otelimizden çok iyi giyinip çıkmıştık. Başımıza ise bere yerine hemen hemen her köşede satılan Rus kalpaklarından almıştık. Artık -25 bize tesir etmeyecekti. ‘Aziz Vasili Katedrali’, ‘Lenin’in Mozolesi’ ve ‘Milli Tarih Müzesi’ne gitmek için nöbetçi askerlerin bulunduğu meydandaki kapıdan geçtik. Meydandaki kocaman ‘Gum Alışveriş Merkezi’ dışarda kalmıştı. Rus dilinde kızıl kelimesinin karşılığı ‘kravsaya’ dır. Bu kelime güzel anlamına gelmekteydi. Ancak bu Meydan çok kanlı olaylara; mitinglere, idamlara tanık olduğundan bugünkü gerçek anlamı bizim Türkçemizde bildiğimiz anlamda kullanılmaktadır. Günümüzde Kasım ayında eğer yolunuz Moskova’ya düşerse burada Kızıl ordunun geçit törenlerinin yapıldığını görürsünüz. Meydanda yürüyüp içeriye girişteki ilk durağımız hemen tam karşımızda bulunan:

Aziz Vasili’nin Katedral’iydi: Bu katedral, 1555 -1561 yılları arasında Rus Devleti’nin Kazan ve Astrahan Hanlıklarına karşı kazandığı zaferleri kutlamak amacıyla yaptırılmıştır. Katedralde ilk dikkatinizi çeken kubbeleridir. Sekiz kubbeden oluşan bu yapıdaki kubbeler sekiz ayrı zaferi simgelemektedir. Katedral inşa edildiği zaman bu kubbeler som altından yapılmıştı. Ancak 1670′ den sonra bu kubbeler mavi, kırmızı gibi değişik renklere boyanmıştır. Katedral ’Korkunç Ivan’ tarafından yaptırılmıştı. Ona ‘Korkunç Ivan’ denmesinin nedeni ise Katedrali yapan mimarların bu Katedral’ in benzerlerini başka yerlerde yapmamaları için gözlerinin oyularak kör edilmesinden dolayı bu lakap Ivan ’a takılmıştır. Günümüzde burası ibadet yeri olarak değil sadece bir müze olarak kullanılmaktadır.

Lenin Mozolesi: Önünde soğuk ve karlı havaya aldırmadan uzun kuyruklar oluşturanların arasında bizde Bolşevik Devrimi’nin Lideri, Sovyetler Birliğinin kurucusu Lenin’in Mozolesine girmek için sırada yerimizi aldık. Mozole Pazartesi ve Cuma günleri hariç sadece sabah saatlerinde ziyarete açık olup giriş ücretsizdir.  Kalabalıktan ötürü içerde izdiham olmaması için ziyaretçileri guruplar halinde alırlar. Mozole içerisinde fotoğraf çekmek yasak olduğundan kamera ve akıllı telefonunuzu emanete bırakıp içeri öyle girersiniz. 1924 yılında yapımına başlanan Mozole 1930 yılında açılmıştır. Ancak II.Dünya Savaşında daha güvenilir olacağı düşünülerek Lenin’in naaşı  buradan taşınarak saklanmış ve 1945 yılında savaşın sonlanması ile yeniden buraya nakledilmiştir. Mozolede sadece iki farklı renkte mermer kullanılmıştır. Kırmızı renkli granit komünizmi, siyah renkli granit ise yası temsil ediyor. Mozele ’nin içinde lobi ve yas salonu diye tabir edilen yerde ise cam Lahit’ in içinde Lenin’in mumyalanmış naaşını görürsünüz. Lahit’in her iki yanında sürekli nöbet tutan iki güvenlik görevlisi vardır. Lenin’in naaşını gördükten sonra mozolenin sağ tarafında bulunan kapıdan çıkarak mozole arkasındaki diğer Sovyet yöneticilerinin mezarlarını gezebilirsiniz. 1953 yılında Stalin’in naaşı da buraya konmuş ancak daha sonra naaşı buradan alınarak Kremlin duvarları önüne taşınmıştır.. Lenin’in naaşı 18 ayda bir yeniden mumyalanır ve ona yeni, temiz, siyah takım elbise giydirilir. İşte bu işlemler tamamlana kadarda Mozole ziyarete kapalı kalır. O nedenledir ki Moskova’ya ikinci gidişimde Mozele’ nin kapalı olduğu döneme denk gelmiştim.. Mozole UNESCO’nun korunması gereken eserler listesi ile Dünya Mirası listesinde yer alır.

Kremlin Sarayı:1495 yılında yapılmış olup adı ‘şehir içinde kale’ anlamına gelmekte olup Orta Çağ Kalesi olarak inşa edilmişti. Devrim öncesinde Rus çarlarının şimdilerde ise Rusya Devlet Başkanı’nın resmi ikametgâhıdır. Saray, 12.ci yüzyılda ilk yapıldığı zaman ahşap malzemeden yapılmış ancak Moğol saldırıları neticesinde 15.ci yüzyılda yıkılınca uzunluğu 2km. aşan savunma duvarı ile şimdiki halini almıştır. İçerisinde bulunan Büyük Ivan Çan Kulesinin yapımı 17.ci yüzyılda tamamlanmış olup kulede dünyanın en büyük çanı olarak bilinen 218 ton ağırlığındaki Çar Kolokol (Çanların Çarı) bulunur.

Dış mekanda geçirdiğimiz uzunca bir günün ardından soluğu yine hem dinlenmek hem de karnımızı doyurmak amacı ile ayni bölgede bulunan ‘Gum Alışveriş Merkezinde’ aldık. Birçok yabancı markaların bulunduğu dükkanlar burada toplanmıştır.

Hristiyan aleminin olmazsa olmazı olan Noel pazarları birçok Hristiyan ülkelerinde olduğu gibi bu dönemde burada kurulmuştu. Noel pazarlarını gezmek, cıvıl cıvıl çocuk sesleri ile karışık birbirinden güzel renkli ışıklandırılmış süslemeler arasında dolaşmak insanların yüzündeki o mutluluğu görmek bana inanılmaz haz vermektedir. İşte o nedenledir mümkün olduğunca tatilimi bu dönemlere farklı ülkelerde geçirmekteyim. Rus’lar Ortodoksturlar. Ortodoksları Katoliklerden ayıran en belirgin  özelliklerden birisi ise Hz. İsa’nın doğumudur. Katoliklere göre bu tarih 24 Aralık’ı 25 Aralık’a bağlayan Ortodokslar için ise 6 Ocak’ı 7 Ocak’a bağlayan gün olarak kabul edilmekte ve kutlamalar bu şekilde yapılmaktadır.. Moskova’da, Noel geleneklerine uygun olarak yapılan bu pazar Aralık ayının sonuna doğru başlayıp Ocak ayının ortasına kadar açık kalır. Bu yıl Noel kutlamaları için 40 çam ağacı ve şehrin değişik bölgelerinde olmak üzere toplam 430 Noel Pazarı kuruldu. Noel boyunca bu yerleri ziyaret edecek kişilerin ise 15 milyon civarı olması hedeflenmekteydi. Birbirinden güzel göz kamaştırıcı renkli süslemeler ve ışıklandırmalar yanında tezgahlar üzerinde sıcak şarap ve yerel hediyelik eşyalar satılmaktadır. Bu arada ışıklandırılmış devasa bir çam ağacı da bu Noel Pazarına ayrı bir güzellik katmaktadır. Yine bu dönemde çocukların buz pateni yapabilecekleri seyyar ama kocaman bir buz pisti de yine meydandaydı. Her gün Noel pazarları bebek, küçük çocuk hatta yaşlı demeden buz gibi havaya ve lapa lapa yağan kara aldırmadan sürekli ziyaretçi akınına uğramaktaydı. Bizde Noel arifesinde açık havada yağan karın altında soğuğa aldırmadan bankların üzerinde yerimizi alıp buz pateni ile yapılan ‘Fındıkkıran Balesi’ni izledik.

Moskova’da Yılbaşı kutlaması için bir arkadaşımızın önerisi olan ‘Taras Bulba’yı seçmiştik. Yerel giysiler ile sanatçıların şarkılarını yerel yemeklerden ise Borç çorbası, pelmeni, beef stroganoff ve tabii ki havyar menümüzün olmazsa olmazıydı. İçecekler arasında ise ‘Rus Vodkası’ başı çekmektedir.

Yine Moskova’da bulunan ‘Novodevichy Mezarlığı’nın ayrı bir önemi var. Ünlülerin mezarı olarak bilinen bu yerde eski Sovyet Devlet Başkanlarından Kuruşçev ve yazar Gogol da buraya defnedilmiştir. Ancak bizler lapa lapa yağan kara aldırmadan girişte gördüğümüz 147 numaralı mezara doğru yöneldik. Siyah granit taşından yapılmış bu mezarın önünde her gün günlük taze kırmızı karanfiller ve güller konmaktadır. 1902 yılında Selanik’te doğan şair, oyun yazarı, romancı ve anı yazarı, “Romantik komünist” olarak bilinen Nazım Hikmet Ran’ dı. Siyasi düşünceleri yüzünden pek çok kez tutuklanmış ve hayatının büyük bir bölümünü hapiste ve sürgünde geçirmişti. 1963 yılında öldüğü zaman Moskova’daki bu mezarlığa defnedilmişti.

 

Moskova şehrinde gezilecek yerleri bu kadarla sınırlayamayız. Rahatça her yerini gezip görmek istiyorsanız 7 gün sizin için ancak yeterli olur. O nedenle kış ayında yaptığımız bu seyahat sonrası bir başka yıl Nisan ayında yine Moskova’daydım.

 

Hediyelik eşyalar arasında Rus Votkası, havyarla birlikte ilk sırayı alır. Ancak siyah havyarın yurtdışına çıkarılmasında sınırlandırma olduğu için kotanızı aşmayınız. Tahtadan yapılmış renkli ve iç içe girmiş matruşka bebekler, eşarplar, kürkten yapılmış eldivenler, kalpaklar ve ceketler ilk sırayı almaktadır. Bu arada Moskova’nın pek çok yerinde özellikle de küçük marketlerde kasiyerler yoktur. Siz paranızı makineden atıp istediğiniz market eşyasını bu yolla alabilirsiniz.  Bu uygulamayı ilk gördüğümde ve hayretler içinde kaldığım kontakt lenslerde de ayni uygulamanın yapılması idi.

Dolu dolu geçen günlerimiz sonrası artık Moskova’dan ayrılmak zamanı gelmişti. Özelde Moskova, genelde Rusya komünist sistemden kapitalist sisteme ve serbest piyasa ekonomisine geçişte gençlerin çok daha hızlı uyum gösterdikleri gözlemlenmektedir. Oysa yaşlı kesim eski sistemi aramaktadır. Moskova ziyaret edilmesi gereken şehirlerin başında gelir. Eğer sizler hala ziyaret etmemişseniz bu şehri programınıza almanızı tavsiye ederim.

Haftaya bir başka Şirin’ce GEZİyorum yazı dizisinde buluşuncaya kadar sevgiyle kalın…..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar