Mevcudu korumak - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Mevcudu korumak

Kuzey Kıbrıs’ın önemli iş insanlarından biri ile önceki gün konuşuyordum.

Konu ülkenin durumu ile ilgiliydi.
Ve iş dünyasının yaşananlara bakışı…
Yıllardır ayni şeyleri konuştuğumuzu fark ettik bir süre sonra.
Ayni sorunları…
Bir kere yıllardır çok konuşulmasına rağmen Kuzey Kıbrıs bir türlü sürdürülebilir bir ekonomik yapıya kavuşamadı.
Ciddi ve kararlı bir şekilde yarınları kurtarma adına bir ekonomik program sonuç alıncaya kadar uygulanmadı.
Siyasi erki elinde bulunduranlar “günü kurtarma” yaklaşımı ile bir sonraki seçimleri düşünerek adımlar attılar hep.
Bunun için de kendilerini popülizm illetinden kurtaramadılar.
Her dönemde karşılıksız çek kesermiş gibi, karşılığı olmayan bir şeyleri çıkar gruplarını yanlarında tutmak için verdiler.
Kamu kaynaklarını tam anlamıyla tükettiler.
Özel sektörü büyütecek açılımlar ortaya koyamadılar.
İş çevrelerinden ve ilgili sivil toplum örgütlerinden gelen uyarıları kulak arkası ettiler.
Uluslararası rekabet koşullarının bize dayattığı değişim ve dönüşümleri gerçekleştirecek vizyon ve politikalar ortaya koyamadılar.
Üretmeden tüketen anlayışı sürekli bir şekilde cesaretlendirecek adımlar attılar.
Sonuç ortada…
Gelinen aşamada ne kamu, ne özel sektör çalışanları ne de iş dünyası durumdan memnun değil.
Tüm kesimler nasıl ayakta kalabileceklerinin hesabını yapıyorlar.
Herkes denizin bittiğinin ve geminin karaya oturtulduğunun farkında.
Türkiye’de yaşanan gelişmelerle birlikte dövizin Türk Lirası karşısında her yeni günde daha da değer kazanması memlekette yaşam koşullarını daha da ağırlaştırıp zorlaştırıyor.
Kimse önünü göremiyor.
Konuştuğum iş insanı karamsar bir şekilde, “Gelinen aşamada mevcudu korumak için çalışıyoruz. Büyümek, daha başka yatırımlara girişmek bu dönemde çok riskli” dedi.
“Mevcudu korumak” demek özetle “elindekini de kaybetmemek” demek aslında.
Çünkü böylesi dönemlerde hesapsız kitapsız atılacak adımlar elde avuçta ne varsa onu da alıp götürebilir.
Bu nedenle de iş dünyası alarmda.
Ekonomide fırtınaların koptuğu bu aşamada iş teknelerini batırmadan sakin bir limanda koruma altına almak için uğraşıp duruyorlar.
Yeni yatırımların askıya alındığı, “bekle gör” dönemlerinde ülke ekonomisi daralma yaşar.
Var olan işsizlik artma eğilimine girer.
Konuştuğum iş insanı “Biz elimizdekileri koruyarak onları sağlamlaştıracak adımlar atmaya yoğunlaştık. Bu arada dövizdeki artış insanların harcamalarında kısıntıya gitmelerini zorunlu kılıyor. Bunun sonucunda doğal olarak özellikle sabit gelirli olanlar temel ihtiyaçlarını karşılamanın dışında harcama yapmamaya özen gösteriyorlar. Bu da piyasaya düşen parayı azaltıyor. Günlük iş hacimlerini küçültüyor” diye devam etti.
Görünen o ki Türkiye’deki belirsizlik ekonomide sıkıntıları daha da arıtacak.
Yani daha da zor günler bizi bekliyor.
Ama bakıyorum da bizim hükümetin gündem ve öncelikleri çok farklı.
Ekonomide yaşanan olumsuzlukları rahatlatacak, vatandaşın sorunlarına çözüm üretecek bir hareket yok. Hareketi bırakın böyle bir gaile taşıyan birileri de yok.
Bildik siyasi tartışmalar, parti içi çekişmeler, kamu kaynaklarının kötü kullanımı devam ediyor.
Ortada halka ümit verecek bir hareket yok.
Bu arada “Biz yapmayacağız” dedikleri ne varsa yapmaya da devam ediyorlar.
Örneğin yeni müşavirler yaratacak adımlar atmaya…
Memlekette herkes mevcudu korumak için kıvranıp dururken siyasiler de yarattıkları bozuk düzenin devamını sağlama gayretinde…
Meşhur ‘Titanik’ filmindekine benzer bir şekilde millet can derdinde oradan oraya koşuşurken, siyasetteki aktörler hala her şey normalmiş gibi kendi bildiklerini yapmaya devam ediyorlar.
Filmdeki orkestra gibi…


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar