Araştırmacı Yazar Mete Hatay son günlerde ülke gündemi meşkul eden “Kormacit muhtarlık seçimi” ve “Maronit açılımı” konusunu irdeledi.
Mete Hatay’ın yorumu şöyle:
Makamında On yedi Türk Devleti ve bir de Fenerbahçe bayrağıyla oturmayı seven, hatta seçilmeden oturan birine bu keyfi karar verme yetkisini bırakan tüm siyasetçilerimiz suçludur.
Evet maalesef 1974’ten beri yaşatılan kısıtlamalara rağmen köylerine tüm güçleriyle sahip çıkmış 130 Maronite, bu yarım porsiyon demokrasi bile çok görüldü.
Sudan nedenlerle adaylığı engellenen Maria’dan sonra aza adayları da seçime katılmaktan vaz geçti. Artık Rum yönetimi tarafından atanan muhtar yürütecek işleri. Bir de hiç bir meşruiyeti kalmamış KKTC tarafından atanacak muhtar.
Maronitler yıllardır bu küçük adada dinmek bilmeyen iki kafatasçı milliyetçiliğin arasında ezilmişlerdir. 1960 Anayasası bile onlara temsiliyet vermemiş ve ille adadaki iki büyük cemaattan birini seçmeye zorlamıştır. 1940’larda, 50’lerde Enosis’e açıkça karşı çıkmış olmalarına rağmen. İngilizlerin adayı terk etmesiyle Rum toplumunun içerisine yamalanmaya çalışmışlardır. 10 yıl öncesine kadar dini bir azınlık olarak görülmüşler ve dillerini bile konuşamamışlardır. Siyasi temsiliyet olarak ise sadece Kıbrıs Cumhuriyeti Temsilciler Meclisinde oyu olmayan gözlemci bir sandalyeye sahip olmuşlardı. 1974’le birlikte üç köyleri askeri kampa, bir köyleri ise abluka bir hayata mahkum edilmiştir.
Kendi muhtarlarını bile seçemedikleri bir rejimde 30 yıl yaşadıktan sonra 2005 yılında onlara seçme seçilme hakkı değil de görece Dış İşlerinin keyfine bağlı bir seçilme hakkı verilmişti. Atama muhtarların yerine.
Evet sevgili dostlar Dış İşleri (Güvenlikle birlikte) bu işi eline yüzüne bulaştırmıştır. Ama suçun büyüğü bizdedir. Bugüne kadar tüm siyasi partilerin Maronit konusunu (diğer üç köyün açılması kararı olmasına rağmen) ileriye götürmemesi bizi bu tuhaf gündemle bırakmıştır.
Umut Ersoy’un dediği gibi Omorfo’da cinsiyet kotasını ayarlayamamış siyasiler nasıl bir gecede anlaşıp yasa geçirebiliyorlarsa, Adamızın bu otoktan halkına artık gerçek anlamda sahip çıkılması ve saygı gösterilmesi zamanı gelmiştir.
Sayın Akıncı döneminde Mevlut Çavuşoğlu’nun da desteğiyle alınmış Maronit açılımına bir an önce dönülmesi gerekmektedir. Böylece açılacak üç köyle, ikamet haklarının demokratik bir şekilde düzenlenip başlangıç olarak yerel seçimlerde oylarını kullanmaları sağlanmalıdır.
Yoksa kırdığımız bu pottan sonra son 20 senedir büyük çabalardan sonra Uluslararası toplumdan kazandığımız azcık saygıyı da kaybetmek üzereyiz.
