BAŞKAN YARDIMCILIĞI KAVGASI: UBP de DP-UG de meclis başkan yardımcılığına aday göstermek için hazırlanıyor. DP-UG Genel başkanı Serdar Denktaş, 1994’den beri meclis başkan yardımcılığının hep ana muhalefet tarafından yürütülmesi nedeniyle bu hakkın DP-UG’nin olduğunu savunuyor
ANA MUHALEFET DEĞİL İKİNCİ PARTİ: UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün konuya yaklaşımı ile daha farklı. Özgürgün, “Bu güne kadar sandıktan ikinci sırada çıkan parti bu görevi yürüttü. Bu nedenle UBP bu göreve devam edecek” ifadesini kullandı. UBP’nin adayı Ergün Serdaroğlu
CTP DP’DEN YANA AMA: CTP-BG Genel Sekreteri Tufan Erhürman ise demokrasi gereği ana muhalefet partisinden bir ismin meclis başkan yardımcı olması gerektiğini söyledi. Tufan Erhürman ancak bu konuda CTP-BG’nin henüz koalisyon ortağı ile bir görüşme yağmadığını ve karar vermediğini açıkladı
Cumhuriyet Meclisi 1 Ekim’de 3’üncü yasama dönemine hazırlanırken, öncelikli gündem meclis başkanı ve meclis başkan yardımcılığı.
Cumhuriyetçi Türk Partisi, en büyük parti olması nedeniyle meclis başkanını belirleyecek. Başkan yardımcılığı konusunda ise UBP ve DP arasında ciddi bir tartışma başladı. Düğümü ise CTP’nin oyları çözecek.
Cumhuriyet Meclisi’nde 1994 yılından beridir meclis başkan yardımcılığı görevi ana muhalefet partisi milletvekilleri tarafından yürütülmesi, DP’nin en büyük dayanağı.
Ancak ekim ayı başında başlayacak yeni dönemde hükümet ortaklarından UBP, Girne Milletvekili Ergün Serdaroğlu’nu meclis başkan yardımcılığına aday göstermeye hazırlanıyor. Ana muhalefet partisi DP-UG ise Meclis başkan yardımcılığının kendi hakkı olduğu görüşünde.
Kriz nasıl çözülecek?
Cumhuriyet Meclisi’nde, CTP 21, UBP 18, DP 8 ve TDP ise 3 milletvekili ile temsil ediliyor. Milletvekili dağılımına göre, DP’nin başkanlık divanında temsiliyetinin, meclis başkan yardımcılığı için yeterli olmadığı iddiası var.
Serdar Denktaş ise, teamülün önemli olduğunu belirterek, “DP şu anda ana muhalefet partisi. Gerekirse, puanlamalarla ilgili değişimi milletvekilleri yapabilir” dedi.
CTP- BG Genel Sekreteri Tufan Erhürman geleneğin ana muhalefet partisinin meclis başkan yardımcılığını yürütmesi olduğunun altını çizerken, “Yine de koalisyon ortağımız UBP ile bu konuyu değerlendireceğiz” dedi.
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün ise, bugüne kadar hep ülkenin ikinci büyük partisinin meclis başkan yardımcılığı görevini yürüttüğünü söyleyerek, olaya farklı bir bakış açısı getirdi.
Denktaş: Aday gösterme niyetimiz var
DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, Meclis Başkan Yardımcılığı’na aday gösterme niyetleri olduğunu açıkladı.
Denktaş, konunun önce başkanlık divanının ele alınması gerektiğini ve divanda yeterli vekil sayısının DP’nin milletvekili sayısına eş, 8 milletvekili olarak belirlenmesi durumunda meclis başkan yardımcılığına aday gösterme haklarının doğacağını anlattı.
“1994’den beri böyle”
Denktaş, 1994’den beridir meclis başkan yardımcılığının hep ana muhalefet partisine bırakıldığını hatırlatan Denktaş, zaten 1994’de de bu kararı alanın CTP ve DP olduğunu söyledi. Serdar Denktaş, “Meclis başkan yardımcılığı konusunda talebimiz var. Biz bugüne kadar böyle davrandık. Şimdi aynı davranışı bekliyoruz” dedi.
“CTP’nin ayıbı olur”
CTP’nin 1994 yılından beridir devam eden taahhüdü bozması durumunda bununla ilgili gerekçeyi topluma açıklaması gerekeceğini kaydeden Denktaş, “Benim beklentim taahhüdün devam etmesi yönündedir. Eğer bu taahhüt bozulursa bu CTP’nin çok bir ayıbı olur. Benim beklentim taahhüdün devam etmesi yönündedir” şeklinde konuştu.
***
Hüdaoğlu: Konu gündemimizde
TDP Genel Sekreteri Suphi Hüdaoğlu Meclis Başkan yardımcısı konusunun TDP’nin gündeminde olduğunu ancak henüz bu konuda nasıl bir adım atacakları kararını vermediklerini açıkladı.
Hüdaoğlu, “Yetkili kurullarımızda değerlendirip gerekli kararı alacağız” dedi.
***
Erhürman: Ana muhalefette olması demokrasi gereği
CTP-BG Genel Sekreteri Tufan Erhürman, meclis başkan yardımcılığı konusunda henüz koalisyon ortakları olan UBP ile görüşme yapmadıklarını açıkladı.
Erhürman ancak bu güne kadar bu görevi ana muhalefet partilerin üstlendiğine dikkati çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Meclis Başkan yardımcısının ana muhalefet partisinden olması demokrasi açısında da dikkati gerektiren bir teamüldür.
Şu anda UBP kurultayı çerçevesinde yaşanan tartışmalara bir başka parti genel sekreteri olarak karışmak istemiyorum.
Ancak bir hukukçu olarak meclis başkan yardımcısının ana muhalefetten olmasının önemli olduğu ve bu konuda dikkatli davranılması kanaatindeyim.
Yine de, elbette bu konudaki karar koalisyon ortakları arasında yapılacak görüşme sonucunda belirlenecektir.”
***
Özgürgün: Durum farklı
UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün şu ana kadar kurulan hükümetlerin hep en çok milletvekili sayısına sahip birinci ve üçüncü parti tarafından kurulduğunu hatırlatarak, “farklı bir tablı ile karşı karşıyayız” dedi.
Son 21 yılda ana muhalefettin hep mecliste ikinci en çok milletvekili sayısına sahip parti olduğuna işaret eden Özgürgün, bu bağlamda meclis başkan yardımcısının ikinci en çok milletvekili sayısına sahip olan ana muhalefet partisi tarafından olmasında bir sakınca olmadığını kaydetti.
Özgürgün ancak durumun şu anda farklı olduğunu ve en çok milletvekiline sahip ilk iki partinin hükümette olduğunu belirtti.
“UBP pasifize olur, buna hakkımız yok”
UBP’nin meclis başkan yardımcılığı görevini almaması durumunda UBP’ye başkanlık divanından sadece 3 tane İdare Amirliği düşeceğine işaret eden Özgürgün şu ifadeleri kullandı:
“Mecliste puanlama sistemi var. O puanlama sistemi çok rahat şekilde buna imkan veriyordu. Şu anda birinci ve ikinci partiler koalisyonda hükümet kurduğu için yeni bir yapı var.
Ayrıca üçüncü partinin milletvekili çok fazla olmadığı için oylama ve puan sisteminde anomali doğuyor. Düşünün ki zorlayarak bir meclis başkan yardımcılığı vermeye kalksak meclis başkanlık divanında UBP’ye sadece 3 tane idare amirliği düşecek.
Bu partimizi pasifize etmek demek. Normal olarak baktığınızda meclis başkan yardımcılığı yine UBP’de görünüyor. Düşünün hükümetin bir kanadının hiçbir katibi yok.
Birçok görüşmede o divan katiplikleri özellikle bütçe ve uzun görüşmelerde sorun yaratıyor. Biz tamamen orada dışarıda kalmış oluruz. Meclisin yönetilmesinde de dışarıda kalırız. Bu da tamam değil. Zorlama formüllerle bir şey yapacak değiliz.”
