Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Meclis genel kurulunda yaptığı konuşmada, muhalefetin üretim sektörü üzerine yaptığı konuşmalara teşekkür ederek, bu zor sürecin hem sağlık hem de ekonomik konularda hep birlikte hareket edilerek aşılacağını söyledi.
Oğuz, ülkenin iyi durumda olduğunu, başarılı bir ilk sürecin geçildiğini, ikinci olması muhtemel olaya karşı da hazırlıklı olunması ve tedbirin elden bırakılmaması gerektiğini ifade ederek, bu salgınla mücadelede tüm ülkelerin aynı ve benzer süreçleri izlediğini, bir takım öncelikli ve hızlı adımlar sayesinde de KKTC’nin ağır bir hasar almadan süreci yürüttüğünü kaydetti.
Hükümetin, Sağlık Bakanlığının aldığı hızlı ve kararlı kararlar sayesinde sürecin başarılı yürütüldüğünü, “hükümet hiçbir şey yapmadı” demenin haksızlık olduğunu belirten Oğuz, ülkeyi ilk önce halk sağlığını düşünerek, ekonomik akla göre yönettiklerini söyledi.
Ülkenin yeniden ayağa kalkması için çalıştıklarını, bu sıkıntıların aşılmasının kolay olmayacağını, lokomotif sektörler olmadan alınan tedbirlerle ülkenin bu süreci atlatmasını sağlamaya çalıştıklarını ifade eden Oğuz, iş yerlerinin, toplumun alınan kararlara ve tedbirlere uyması halinde sürecin daha hızlı atlatılacağını, hükümetin bakanlıkların tedbirleri denetleyeceğini kaydetti.
Oğuz, “devletin her tarafa yetişemeyeceğini” ifade ederek, ekonomide bir daralma olduğunu, ancak örneğin patates konusunda Türkiye ile yeşil hat tüzüğü kapsamında da AB ile görüşüldüğünü anlattı.
Süt konusunda Türkiye’nin sıkıntılarını çözdüğünü, ihraç kapısını araladıklarını, narenciye işçilerinin Türkiye’ye gitmesi için gerekli çalışmaların sürdüğünü ifade eden Oğuz, temennilerinin sorunsuz bu çalışanların peyderpey Türkiye’ye dönmesi olduğunu kaydetti.
İş yerlerinin açılması konusunda herkesin bir talebi olduğunu ifade eden Oğuz, Türkiye ve Güney ile de ilişkilerin süreceğini, ancak şu anda kapıların açılmasının söz konusu olmadığını belirtti.
Oğuz, şu anda ülkede karantina olduğunu, dünyada da bunun böyle olduğunu ifade ederek, tedbirlerin elden bırakılmadan toplumsal olarak buna devam edeceklerini söyledi.
İnşaatların da denetlendiğini ifade eden Oğuz, bazı iş verenlerin işçilere verilen bin 500 TL’lik desteğe “göz diktiği” gibi bir durumu varsa bunun Çalışma Bakanlığına bildirilmesini istedi.
CANDAN
Güncel konuşmaların yapıldığı bölümde söz alan CTP Milletvekili Armağan Candan, “açılma sürecine girerken” konulu konuşma yaptı. Candan, salgın önlemleri sonrası açılan iş yerlerinin Covid-19 testlerine ulaşımının kolaylaştırılması gerektiğini ifade ederek, aslında şimdi en kritik noktaya geçildiğini söyledi.
Yerel yönetimlerin bakanlıklarla yakın işbirliğinde sektörlere yönelik testlerin uygulanması ve bu kritik dönemin de atlatılmasının önemine işaret eden Candan, Güzelyurt bölgesinde narenciye sektöründe çalışan geçici işçilerin Türkiye’ye dönmesi ve Güney’de çalışan insanların normalleşme sürecinde işlerine nasıl gideceğinin değerlendirilmesi gibi sorunların çözümlenmesi için ne gibi adımlar atıldığını sordu.
Candan, yeni süreçte işyerlerinin işçi azaltmasına gitmesinin beklendiğini, bu yüzden Güney kapısının büyük önem taşıdığını ifade ederek, Güneyle ilişkilerin yeniden geliştirilmesinin ve kapıların bir şekilde belli kriterler dahilinde açılmasının önemine işaret etti.
ANGOLEMLİ
TDP Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli de, “basın yayın ve haberleşme özgürlüğü” konusunda konuşma yaptı. Angolemli, ilk olarak kürsüye çıkmadan önce Sağlık Bakanı ile görüştüğünü ve “Covid-19 testlerinin ücretsiz yapılacağını, dün pozitif çıkan 6 kişiden 5’inin de negatif çıktığını, 1 kişide test sürecinin beklendiğini” öğrendiğini söyledi.
Angolemli, önceki günlerde bir televizyon kanalının, Diyalog TV’nin yayınının RTÜK tarafından durdurulduğunu, karartıldığını ifade ederek, bu konuda devletin ne yaptığını sordu. Angolemli, bu konuda Başbakan Ersin Tatar’ı eleştirerek, Tatar’ın yaptığı açıklamanın kabul edilemez olduğunu söyledi.
RTÜK’ün kararını ve uygulamasını da eleştiren Angolemli, bu olayın KKTC’nin Türkiye ile devlet ilişkililerinin duygusal yapıldığını gösterdiğini, ancak ilişkilerin iki devlet esasına dayalı yapılması gerektiğini vurguladı.
ZAROĞLU
YDP Lefkoşa Milletvekili Bertan Zaroğlu da, hükümetin salgında aldığı ve almadığı kararlar üzerine yaptığı konuşmada, normalleşme sürecini vatandaşların tam olarak anladığını düşünmediğini ifade ederek, salgının ikinci dalgasının daha vahim sonuçları ortaya çıkaracağının unutulmamasını istedi.
Zaroğlu, bu süreçte gerekli denetimlerin yapılması ve devlet otoritesinin hissettirilmesi gerektiğini, bazı iş yerlerinin gerekli tedbirlere uyduğunu ancak bazı iş yerlerinin uyumadığını ifade ederek, denetimlerin caydırıcı olacağına inanç belirtti.
Hükümetin muhalefete bu süreçte çok önem vermediğini, ilk aşamada fikir alışverişi yapıldığını ancak son dönemde bunun yapılmadığını ifade eden Zaroğlu, hükümetin, açılıma rağmen iş yapamayacak işletmelere yönelik ne gibi tedbirler aldığını sordu.
Diyalog TV olayına da değinen Zaroğlu, Diyalog TV’nin yayınının program sunucularının sözlerinden dolayı durdurulmadığını, gazetecilik sınırlarını aşan bir konuğun ısrarla sürdürdüğü yorumları yüzünden durdurulduğunu kaydetti. Bu konuda bu tür açıklamalara izin verdiği gerekçesiyle Yüksek Yayın Kurulunu da eleştiren Zaroğlu, RTÜK’ün devlet uydusu üzerinden Türkiye cumhuriyeti devletine hakaret edilmesine izin vermemesinin hangi yüzle eleştİrilebileceğine işaret etti.
Zaroğlu, burada yapılanın kapatma değil sözleşmede de yer alan durdurma kararı olduğunu ifade ederek, basın veya ifade özgürlüğünün kimseye bir Cumhurbaşkanına televizyonlardan hakaret etme hakkı vermediğini söyledi. Zaroğlu ayrıca kimsenin de alt yönetimi veya baskısı altında olmadıklarını kaydetti.
Aynı şahsın oğlunun yakın tarihte ülkeye geldiğinde karantinaya alınmadan kendi oteline de götürüldüğünü ifade eden Zaroğlu, bunun sorumlusunun kim olduğunun Meclis kürsüsünden açıklanmasını istedi.
