Maraş’ın mülkiyet-toprak ve Kıbrıs Sorunu’na etkisi - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Maraş’ın mülkiyet-toprak ve Kıbrıs Sorunu’na etkisi

Necdet Ergün

Genelde vakıf mallarının, özelde Maraş’ın mülkiyet-toprak ve Kıbrıs Sorunu’na etkisi

Vakıflar İdaresi ‘nin başına geçtiği günden itibaren müthiş işler çıkaran İbrahim Bender, şimdilerde 2009 yılında başlayan Vakıf Emlaklarının envanteri ile ilgili çalışmayı tamamladı. Ortada, 2 bin 443 kütük defteri, 8 milyon belgenin gözden geçirilerek oluşturulan  bilimsel, tarihsel süreçleri, aşamaları kesin verilerle-kanıtlarla  ortaya koyan bir dökuman var.


Bu saatten sonra bu dökümana karşı aklı başından hiçbir Kıbrıslı Türk kayıtsız kalamaz; kalan olursa da hem ülkesine ve hem de bu vakıf mallarının esas sahiplerinin ruhlarına ihanet etmiş olur. Şahsen beni en çokta konunun vicdan tarafı rahatsız ediyor.

Özetle çalışma diyor ki; İngilizler, 1878 anlaşmasına,uluslararası hukuka ve de  Evkaf hukukuna aykırı olarak Evkaf malları üzerinde yönetsel-idari, hukuki oldu-bittilerle  yanlışlar yaptı.Ve bizzat İngilizlerin yarattığı  bu defacto uygulamalarla Vakıf mallarınının çok önemli bir bölümü Rumlara peşkeş çekildi.Buna artık inandık ve bu kesin…NOKTA….

Yapılan çalışma, tüm Kıbrıs adasındaki özel mülkün % 14’ünün VAKIF MALI olduğunu ortaya koyuyor, hatta MARAŞ’ın % 100’nün 3 vakfa ait olduğunu da ortaya koyuyor. Peki bu kesin veri-bilgi ve kanıtlara dayalı raporun bundan sonra mülkiyet-toprak ve Kıbrıs sorununa etkisi nasıl olacak ?  Bence epey direkt ve indirek etkisi olabilir.

Ama bu yeni etkiyi çözümsüzlük için değil, çözüm için yönetmek ve kullanmak lazım. Belki, bu konunun müzakerelerdeki mülkiyet rejimine, yani sorunun çözüm prensiplerine(takas-iade-tazminat vs) direkt etkisi olmayabilir ama indirekt olarak müzakereleri MÜLKİYET ve TOPRAK olarak etkileyebilir ve bu da haliyle Kıbrıs sorununa da yeni bir boyut getirebilir.

Daha da önemlisi, eğer bu yeni gerçeğe bugünden müdahale etmezsek, çözümle MARAŞ’ta öngördüğümüz ekonomiyi de olumsuz etkileyebilir. Ki, bu her iki taraf içinde önemlidir.

Hale hazırda, mevcut ihtilafsız olan mallarla ilgili mülkiyet rejiminde Vakıf ve Kilise malları konusunda genel bir mutabakat var. Her iki kurum kendisine ait dini-kültürel malları iade olarak alacak ama ticari emlaklar, muhtemelen mülkiyet rejimindeki özel mülk çözüm prensiplerine göre olacak veya iki kurum arasında bu mallar karşılıklı takasın parçası olacak.

Peki VAKIFLARIN şimdilerde ortaya koyduğu ve kendisine ait olduğunu iddia ettiği mülklerle ilgili nasıl bir prosedür uygulanabilir ? Muhtemelen, bu yeni verilere dayanan mülkler de genel mülkiyet rejimine tabii olacak. Yani, bu çalışmada ortaya konan Vakıf malları,   “ malın esas sahibi ile son kullanıcıları arasındaki çözüm prensiplerine göre” dizayn olacak kriterlere göre sonuçlanacaktır.

Vakıflar İdaresi, bu malların esas sahibi olarak kurulacak Mülkiyet Komisyonuna başvuracaktır. Lakin bütün mesele de budur. Çünkü,  bu davaların bazılarına MÜLKİYET KOMİSYONU aleyhte karar verirse ,o vakitte süreç AİHM’de devam edecektir. Dolayısıyla, Maraş, bu uzayan davalardan dolayı ciddi bir belirsizlik yaşayabilir ve bu her iki taraf içinde, federal ekonomi-devlet içinde iyi bir şey olmayacaktır.

Çünkü, bugüne kadar Rumlara ait olduğu iddia edilen ve toprak düzenlemelerinden dolayı hemen kendilerine devredeceğimiz MARAŞ,  Rumların üzerinde çalıştıkları projelerle hemen ekonomiye kazandırılacaktı. Fakat, yeni verilere-iddiaya göre bu kez ciddi bir belirsizliğin parçası olabilir ve (esas sahibinin kim olduğu ortaya çıkana kadar) bundan dolayı da kolay kolay kimse buraya yatırım yapmayabilir.

Ki,bu bizim içinde iyi bir şey değildir. Bugüne kadar, bizlerde MARAŞ’ın çözümle Rumlara devri halinde Kuzey-Güney ekonomisine olumlu katkısı(impact) olacağını öngörüyorduk ve buna göre makro düzeyde çözümün ekonomisine bakıyorduk.

Ama Maraş toprak olarak,şimdi ciddi bir sorunun-belirsizliğin parçası olabilir. Dolayısıyla bununla ilgili ortak akılla bugünden bir şeyler yapmalıyız…Peki çözüm ne olabilir ?

Bana göre mantıklı çözüm modeli şudur  ;  hale hazırda, “ kendilerini esas mülk sahibi olarak tanımlayan mevcut Son Kullanıcı Rumlara ,  bu mallar 49 yıllığına kullanım hakkı ile kiralanabilir, onların kullanımına verilebilir”. Böylesi bir açılımla, esas sahip yerine son kullanıcı olduğunu iddia ettiğimiz Rumlar, gerekli yatırımlarını bu hukuki zemine göre yaparlar ve böylelikle Maraş’ı ekonomiye kazandırmış oluruz. Aksi halde, MARAŞ, hayalet şehir olarak uzun yıllar atıl kalabilir.

Ötesinde, böylesi makro bir açılım MARAŞ için düşünülen ve ekonomik olarak çok önemli olan BÜTÜNLÜKLÜ PROJE’nin zemini olabilir ,aksi halde bireysel bazda olursa, MARAŞ’ın bütünlüklü ve Kıbrıs’ın tümüne entegre-tamamlayıcı etkisi azalır. Bu süre içerisinde de malın mülkiyetinin kime ait olacağı konusu Mülkiyet Komisyonunda veya AİHM’de netleşebilir.

Son tahlilde, VAKIFLAR İDARESİ’nin ortaya koyduğu bu bilimsel rapor, bu saatten sonra Kıbrıs sorununda MARAŞ ile ilgili yeni bir dinamik yaratacaktır. Bu yeni dinamiği, iki taraf çözümsüzlüğün parçası olarak değil, çözümün parçası olacak şekilde kullanmalı ve burada da iki lidere çok büyük görev-sorumluluk düşmektedir.

Her halukarda, VAKIFLAR İDARESİ’nin bu çalışması TOPRAK başlığındaki müzakereleri de etkileyebilir ve haliyle bu etki başka bölgelerin verilmesini de gündeme getirebilir, genel olarak Kuzey’in idari sınırlarında kalacak toprak miktarındaki müzakere pozisyonunu da değiştirebilir. Özetle,VAKIFLAR İDARESİ’nin bu raporu ile KIBRIS sorunundaki bir çok parametre eskisi gibi olmayacaktır.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar