Fransa’da gelecek hafta bir yasa taslağı görüşülecekmiş.
Konu fuhuş.
Tasarı, fuhuş müşterilerine cezayı öngörüyor…
…
Fuhuş müşterileri kim?
Parasını ödeyip seks yapmak isteyenler.
Orası Fransa.
Erkek veya kadın fark etmez…
…
İki yetişkin insan seks yaparsa bu fuhuş mu oluyor?
Hayır.
Para ile yapılırsa olur ancak…
…
Yani caba olursa mesele yok.
Paralı olursa, fuhuş…
…
Fransa’nın önde gelen sanatçıları bu yasa tasarısına karşıymış.
Bu sanatçılar arasında Charles Aznavour da varmış.
70 ünlü kişi bir metne imza koymuşlar ve “Amacımız fuhşu övmek ve desteklemek değil, bu işi yapanların ve müşterilerinin suçlu gibi değerlendirilmesine karşı çıkmak” demişler…
…
Yani fuhşu öngörmüyorlar ama yapanları, müşterileri de suçlu görmüyorlar…
…
Caba olursa mesele yok demiştik.
Yani parasız seks fuhuştan sayılmaz…
…
Peki hediye?
Bu hediye para olursa?
…
İnsanlık oldu olalı bu iş hep yapıldı ve her zaman bir bahane bulundu, bir yol ayarlandı…
…
Eskiden bizim köy kahvelerine gidildiğinde, misafire durmadan lokum verilirdi.
Lokumlar caba.
Ziyaretçi ta kahveden çekip kaçsın, tepsisi lokum dolardı.
Bir lokum, iki lokum, üç lokum…
Lokumlar caba…
…
Kahveci yüksek sesle söylerdi:
-Süleyman Efendiden caba…
-Tahir Efendiden caba…
Bir de ekstradan kahveci kordu tepsiye…
…
Bilindiği gibi bu lokumlar Kıbrıs’a özgüydü.
Ambalajı sanki mumlu bir kağıttandı ve üzerinde bir de kağıt kuşak vardı.
O kağıt kuşakta imal yeri falan yazılıydı…
…
Lokumlar caba…
…
Lokumlar renkliydi.
Beyaz, nar rengi falan…
…
İnsanın içini kıpır kıpır eden ve çok beğenilen biri için “Lokum gibi” yakıştırması yapıldığı bilinir.
Lokum yakıştırması genellikle kadınlara yapılırdı.
Erkeklere değil…
…
O caba lokumlar pipisi kesileceği anda sünnet çocuklarının ağzına tıkılırdı nedense.
Çocuk, ağzındaki lokuma mı baksın, pipisine mi yansın?
…
Bir zamanlar sünnet törenleri lokum gibi geçerdi.
Lokumlar caba…
…
Fransa’da fuhuş için yasa tasarısı hazırlanmış.
Müşterilere ceza getirilmek isteniyor.
Bizde de ceza var.
Müşterilere değil.
Onlar erkek!
Yaparsa yapar, kime ne?
Ceza, parayı alana.
Lokum gibi iş…
…
Mesele fuhuştu ama lokuma döndü.
İkisi arasında bir bağlantı kurulabilir mi diye düşündüm.
Pek kurulamaz ama kaleme geldiği gibi yazıyoruz.
Hani şu fuhuş işi.
Caba olsa!
Lokum gibi olacak.
Her iki taraf için de…
…
Hasan Efendiden caba…
…
Bu caba iş Osmanlı’nın hareminde geçerliydi.
Görevliler cariyeyi hazırlar, hamamda yıkayıp paklar ve padişaha sunarlardı.
Caba.
O fuhuş değildi…
Bir cariye, iki cariye, üç cariye…
Cabaydı…
Cariyeler fethedilen ülkelerden toplanırdı.
Genç ve güzel kızlar.
Her milletten.
Hepsi caba…
…
Yere göğe sığdırılamayan şanlı tarihin sayfaları, savaşlardan gayrı budur…
…
Falan Paşa’dan Cihan Sultanı’na caba…
Gemiler dolusu…
…
Arap’a ne demeli?
O beş kadın almanın helâl olduğu Arap’a?
Bir kadın, iki kadın, üç kadın…
Bitmez!..
Fuhuş değil…
Helâl…
Caba…
…
Müslümanlıkta da var, Hıristiyanlıkta da.
Tevrat’ta kendi kızı ile yatan Peygamberlerden bahsedilir.
Müslüman Peygamberler arasında 9 yaşında kızla evlenenler var.
9 yaşında!..
Lokum gibi!..
Caba!..
…
Araplar lokuma meraklıdır.
Lokum kelimesi de onlardan geliyor.
Kelime anlamını araştırdık:
Lokum, “Rahat-ül Halkum” kelimesinden bozmaymış.
Boğazını rahat tut demek.
Halkum “boğaz” demekmiş.
Yani bunlar hem rahatlarına düşkün, hem de boğazlarına…
…
Ne diyorduk?
Müşterilere ceza…
Süleyman efendiden caba…
Beş kadın helal, 9 yaşında falan…
Lokum ve caba…
