Korkular, kutuplaşmalar artık prim yapmıyor... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Korkular, kutuplaşmalar artık prim yapmıyor…

Toplumları kutuplara bölmek suretiyle iktidar sahibi olma dönemleri çok geride kaldı…
Ne evrensel politikada, ne ulusların içinde artık aşırı kutuplaşmayla, bölünmeyle prim yapmak mümkün değil artık…
Özellikle de Sovyetler’in yıkılışı ve soğuk savaşın bitişi bir kırılma noktası oldu.
Belli kamplar devam ediyor, ama dikkat edin o kamplar arasında bile, gün geliyor, akıl almaz anlaşmalar sağlanabiliyor. En son örneği de geçtiğimiz hafta, ABD ile İran’ın yaptığı nükleer konusundaki  tarihi anlaşma. Hem de ABD’nin bölgedeki başta gelen müttefiki İsrail’in karşı çıkmasına rağmen…
Ülkelerin kendi içinde de bu böyle.
Artık radikal çıkışlarla ya da korkular yaratmakla, onu, bunu tehdit olarak göstermekle taraftar kazanılmıyor…
Bilemiyorum, bunda barış, huzur ortamında yaşamanın etkisi mi var acaba..?
İnsanlar ülkelerine yönelik bir dış tehdit olmadığı sürece,  refaha yoğunlaşıyorlar.
Daha iyi yaşam koşullarına, daha iyi iş ve geçim şartlarına, daha iyi sağlık servislerine, daha iyi eğitim olanaklarına…
Bunu sağlayacak olanın kim olduğuna inanırlarsa, ona yöneliyorlar.
Ya da belki eğitim düzeylerinin yükselmesinin, dünyaya açılmanın, iyiyi kötüyü kendi aklıyla mukayese etmenin sonucudur…
Birisi eline mikrofonu alıp, sürekli olarak size birilerini kötülediğinde, asıl kendisi itibarını kaybediyor.
Bunu yapmakla onun niyetinin pek de iyi olmadığını düşünmeye başlıyorsunuz.
Size korkudan başka bir şey vaad etmeyenin, gizlediği bir şeylerin olduğunu hissediyorsunuz.
Sürekli kötülenen tarafların aslında hiç de öyle olmadıklarına dair tecrübeleriniz oluyor, o noktada siz de sorgulamaya başlıyorsunuz.
Ya da mesela, size kötü gösterdikleriyle, daha sonra bir şekilde ortaklık yaptığına tanık oluyorsunuz, inancınızı kaybediyorsunuz….
Bizim özelimizde de artık “Faşistler” ve “Vatanı satanlar” söylemleri, özellikle de genç nesiller arasında tam bir alay konusu.
Çünkü onların gündemi bu değil…
Gençler geleceklerinin derdinde…
Bakmayın siz, siyasetten ne kadar uzak görünseler de, kimin ne şartlarda bir anlaşma yapabileceğini, kimsenin kimseye zorla bir şey yaptıramayacağını çok iyi biliyorlar.
Kendilerine saygıları var ve seçtikleri kişinin de kendilerine o saygıyı göstermesini bekliyorlar…
Onları geçtim, mücadele yıllarının insanları bile artı, eksi kutuplarda değiller…
Sol mücadelenin içinde olanlar da, milliyetçi mücadelenin içinde olanlar da geçmiş saplantıları hala ısrarla kullananların bunu sadece kendi çıkarları için yaptıklarının farkındalar.
Toplumun içinde bir tarafa eğilimi çok iyi bilinen aktörlerin bile, çağa ayak uydurarak yer değiştirdiğini hepimiz görüyoruz.
Bugün geçerli olan, önce dürüstlük… Söylediğinin arkasında duracağına inanılan insanlar aranıyor.
Toplumsal olarak sahip olduğumuz varlıkların adaletsizce dağıtılmayacağına inanmak istiyor insanlar.
Ondan sonra aranan ntelik, dediğim gibi, daha iyi bir gelecek için geniş bir vizyon…
Bağnazlığa, saplantılara, eski teranelerde boğulmaya prim yok…
Yıpranmış, geçmişi sorgulanmış olanın, topluma tepeden bakanın söylediği söze itibar yok…
Kim bana en güzel geleceği sağlayabilir, kim bunun için yeni yollar, yeni bakış açıları, yeni formüller üretebilir, onun mukayesesi yapılıyor bugünlerde.
Ne mutlu bize…
Toplumları ileri götürecek olan da bu arayışlar değil midir zaten…

 


YERİN KULAĞI VAR
TEHLİKE BÜYÜK:
Derviş Eroğlu’nun seçim afişlerinden birinde yer alan “Devlet demek Eroğlu demek” sloganı beni çok etkiledi ve kara kara düşünmeye sevk etti. Eminim benim gibi herkes de aynı kaygıyı taşıyor. Varsayalım Eroğlu seçimleri kaybetti. O zaman ne olacak? 32 yıllık devletimiz KKTC’yi de mi kaybedeceğiz bu durumda. Devlet demek Eroğlu demekse, o kaybedince devleti de kaybetmiş olmayacak mıyız..?

OLAN TATAR’A OLDU:
UBP’ye Genel Başkan olma hayalleri kuran Ersin Tatar, sahibi olduğu TV yüzünden bu hayallerini ertelemek zorunda kalacak anlaşılan. Eroğlu’nu kendi kanalına çıkarmayı bir türlü başaramayan, aksine TV’deki programcıların bazı sözleri nedeniyle hedef haline gelen Tatar, bugünlerde oldukça dertli. Eroğlu’nun her ziyaretinde yanında olmaya özen gösteren Tatar’ın, kanalı ile Eroğlu arasında yaşanan krizden sonra nasıl bir tavır alacağı merak ediliyor… 

TEMKİNLİ OLMAKTA FAYDA VAR:
Cumhurbaşkan adayı Mustafa Akıncı katıldığı bir TV programında, “halkın rüzgarı fırtınaya dönüşüyor” değerlendirmesinde bulunmuş. Yıllarını politikaya adamış bir siyasetçi olarak Akıncı çok iyi biliyor ki, bu fırtınalara fazla güven olmaz. Bir bakmışsınız ki, sizi de önüne alıp süpürebilir. Bugüne kadar gördüğümüz fırtınalar kimleri alıp götürmedi ki…  

ÖNCE FARELER TERK EDER:
Biraz da mesleğimizden dolayı etrafı koklamayı, nabız yoklamayı severiz. Ülkenin tek gündemi olan cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik öyle şeyler duyuyorum ki, insanın inanası gelmiyor. Kelli felli isimler, eski siyasiler ve daha niceleri. Oy tercihlerini duyunca insan, “yok artık” demekten kendini alamıyor. Hani bir söz var, “batan gemiyi önce fareler terkeder” diye. Bugünlerde yaşananlar da aynen öyle… Kokuyu alan başka tarafa kaçıyor…

DÜŞÜŞE GEÇTİ BİR KERE:
Uçaklarda en büyük tehlike, uçağın burnunun aşağı doğru düşmesi olarak biliniyor. “Uçağın burnu bir kez düşüşe geçti mi, yukarı çevirmek oldukça zor, neredeyse imkansız” derler. Bizim adaylardan birisinin uçağı da son haftalarda burun aşağı gidiyor. Tüm uğraşlara rağmen, burunu bırakın havaya kaldırmayı, yerinde tutmayı bile başaramıyor. Seçimi kimin kazanacağı belli değil ama, kimin kaybedeceği belli oldu gibi…

GÜNLER YAKLAŞTIKÇA, GÜÇLER NETLEŞİYOR:
Anketlere inanmam derim ya, çünkü bana göre insanlar oylarının rengini sandığa saklarlar.  Burası küçük memleket. Fanatikler dışında, sonuçların asıl belirleyicisi olan çoğunluk, son güne kadar sessiz kalmayı tercih eder. Nitekim, artık son 10 güne girilir girilmez, trendler netleşmeye başladı. İnsanlar daha açık konuşur, ortada görünür oldular. Keşke anketler son güne kadar yapılsa, eminim daha doğru sonuçları tutturabilirler…

 

ZİRVEDEKİLER
Önder Sennaroğlu: Doğrudan Gelir Desteği ödemesinde sıkıntı olduğunu belirten Sennaroğlu, üreticinin haklı olduğunu kaydetti. Sennaroğlu, “Hem dünkü hem bugünkü hükümetler enflasyona göre bütçede artış getiremedi, bu nedenle ödemelerde sıkıntı yaşıyoruz” dedi ve “Sıkıntıları aşamazsam ceketimi alır giderim” diye de bitirdi. Son yıllarda siyasilerden böyle sözler duymaya pek alışmadık. Bakalım Sennaroğlu sözünün eri mi, yakında göreceğiz…

DİPTEKİLER
Ses Kirliliği: Seçimlere az bir süre kala sokakları işgal eden dev posterlerden sonra şimdi de vatandaşlar olarak ses kirliliğine maruz kalıyoruz. Kiralık arabalara konan dev mikrofonlarla sokakları turlayıp bağırta bağırta adayların seçim şarkılarını çalanlar, bunu duyup da o adaya oy verileceğini mi sanıyor… Aldanı

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar