Kolejlere giriş konusunu bugüne kadar hep sınav üzerinden tartıştık. Böylesi bir sınavın doğru olmadığını hep anlatıp durduk. Çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu vurguladık. Yalnız son yıllarda önemli bir konu daha var ama bir türlü eğitimi yönetenlerin gündemine gelmiş değil…
Kolej sınavını kazanıp da kayıt yaptırmayan öğrenci sayısının her geçen gün artması, üzerinde düşünülmesi, kafa yorulması gereken bir konu… Son 3-4 yılda özellikle TMK’da ciddi sayıda öğrenci sınavı geçmesine rağmen okula kayıt yaptırmıyor. Son iki yılda 25 civarında öğrenci okula kayıt yaptırmayıp özel okulları veya Güney Kıbrıs’taki kolejleri tercih ettiler. Bu yıl bu rakam şu an itibarı ile 39. TMK’ya 130 öğrenci alınacağı açıklanmıştı. Sınavı kazanan 130 öğrenciden 39’u eğer “ben bu okulda öğrenim görmek istemiyorum” diyorsa ortada bir sorun var demektir. Bunun üzerinde Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı yetkilileri düşünmesi gerekir. İki binin üzerinde çocuğun kolejlere girmek için yarıştığı bir ortamda, en eski, en köklü ve en başarılı kolej olan TMK’ya 39 öğrenci( sınavı kazanmasına rağmen) kayıt yaptırmıyorsa bu konu tartışılması gerekmektedir.
Bu konuda diğer bölgeler Lefkoşa’daki TMK kadar değilse bile, Mağusa TMK’da 9 kişi, Girne 19 Mayıs TMK’da 5 kişi ve Güzelyurt TMK’da da yine 5 kişi okula kayıt yaptırmamış ve başka okullarda öğrenim görmeyi tercih etmiş.
Hiç unutmam 2009’da kolej sınavını 8’inci sınıftan, 5’inci sınıfa çekerek çok önemli bir iş yaptığını zanneden dönemin eğitim bakanı o günlerde bu girişimini “özel okullara ve Güney Kıbrıs’daki kolejlere giden öğrencileri engellemek” olarak topluma yutturmaya çalışmıştı. Yedi yılda geldiğimiz nokta ortada… En başarılı koleji kazanan çocukların %33’ü o okulda öğrenim görmekten vazgeçip özel okulları ve Güney Kıbrıs’taki okulları tercih ediyorsa, artık eğitimde konuşmamız gereken başka şeyler var demektir.
Bazı özel kolejlerin hiç eğitim ücreti talep etmeden üstünden de öğrenciye para verdikleri bir dönemi yaşıyoruz. Kolej sınavında üst sıralarda yer alan çocuklar 3-4 yıldır özel okulların takibinde. O öğrencileri kendi okullarına çekebilmek için tüm olanaklarını seferber etmiş durumda… Haksız da sayılmazlar. 2015 verilerine göre TMK’da öğrenim gören öğrenciler arasından 59 kişi A Level sonuçları ile Avrupa’daki üniversitelere, 17 öğrenci de Türkiye’deki üniversitelerde öğrenim hakkı kazanmıştır. Bunlara ek olarak da çok sayıda öğrenci LYS aracılığı ile Türkiye’de öğrenim hakkı kazanmıştır. Kuzey Kıbrıs’ta hiçbir özel okulun böyle bir başarısı yok. Aslında özel okulların TMK’ya ilk sıralarda girmeyi hak kazanan öğrencileri kendi bünyelerine çekmek istemelerinin bir başka göstergesi, bugüne kadar TMK’nın elde ettiği başarılar olsa gerek…
Özel okullar yanında hatırı sayılır bir öğrenci kitlesinin de Güney Kıbrıs’taki kolejleri tercih ettiğini de göz ardı etmemek gerekir. Vatandaşın kalite arayışı devam ediyor. 2009’da dönemin eğitim bakanının “özel kolejlere giden öğrenci sayısını düşüreceğiz” iddiasının aksine, geçen 7 yıl içinde özel okullara giden öğrenci sayısı artmış, bugün Kuzey Kıbrıs’ta özel okula giden öğrenci sayısı %20’yi aşmıştır.
Kolejlerin tüm bu başarısına rağmen, toplumda bunu tam olarak içselleştirilememişse ve “özel okullar daha iyidir” algısı her geçen gün yaygınlaşıyorsa, toplumun tercihlerinin sadece “başarı” odaklı olmadığı anlaşılıyor. Toplum daha farklı şeyler de arıyor demektir. Kalite gibi, farklı olanaklar gibi, tam gün eğitim gibi…
Eğitimi yönetenlerin genel ortaöğretimi yeniden organize ve değiştirme zamanının geldiğini anlaması için daha ne gibi gelişmelerin olması gerekir merek ediyorum. Devletin en iyi okulları tercih edilmez noktada ise, değişim ve dönüşüm kaçınılmazdır.
