Kolej Sınavı da ülkenin tamamında olduğu gibi Covid-19 salgınından nasibini aldı. Alışılmışın dışında bir sınav ortamı vardı ancak çocuklar için değişen bir şey yoktu. Yine endişeli yüzler, korku içindeki küçük yürekler ve stresli bedenler… Buna ek olarak çocuklardan daha endişeli ve stresli anne-babalar… Tabii ki bunlar daha önce de gördüğümüz, alıştığımız görüntüler…
Covid-19’un etkilerini ciddi bir şekilde yaşadık bu kolej sınavında… Sınava girmek için yaklaşık 2 bin öğrenci kayıt yaptırmıştı. Dün yapılan sınava 400’ün üzerinde öğrenci katılmadı. Benim hesaplamalarıma göre %21.5 öğrenci sınava katılmadı. Gerek Covid-19’dan çekindiği için gerekse sınavı kazanacağına olan inancını kaybettiği için… Ancak her ne olursa olsun bu ciddi bir rakamdır. Bazı bölgelerde bu rakam %30’un üzerine çıktı.
Sınavın bir diğer dikkat çekici tarafı beklenenin aksine genel olarak notların birinci sınava göre daha düşük olması idi. Beklenenin aksine diyorum çünkü genel kanı, sınav konularının ağırlıklı olarak ilk dönem konuları olması ve çocukların bunları daha iyi bileceği algısı vardı. Ancak durum pek de hiç öyle olmadı. Bu Covid 19 döneminde belli ki çocuklar sınava iyi hazırlanamadı. Okulların kapalı olması elbette bu durumu yaratan etkenlerden biriydi. Genel olarak birinci sınava göre yaşanan puan düşüşleri, bu bazı bölgelerde taban puanı da etkiledi ve taban puanda ciddi düşüşler yaşandı ancak bazı bölgelerde bu düşüş yaşanmadı. Örneğin geçen yıla göre Mağusa ve İskele bölgesinde taban puanlar 2.5-3 puan düşerken, Girne bölgesinde 1.5 puan arttı. Tabii burada Girne bölgesi için ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Girne bölgesinde artan nüfus oranı ve o bölgede başka kolejin olmaması Girne 19 Mayıs Koleji’ne olan talebi artırıyor. Örneğin Girne 19 Mayıs Koleji için sınava giren öğrenci sayısı, Mağusa TMK’ya göre 200 öğrenci daha fazla olmasına rağmen, her iki okula aynı sayıda(100) öğrenci alınıyor. Gelecek yıllarda Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bu eşitsizliği değerlendirmesi gerekmektedir. Bu eşitsizliği gidermek için ya imkan varsa okulda kontenjan artırımına gidecek ya da bölgedeki diğer lise ve ortaokullarda kolej sınıfı açacak. Bunun başka yolu yok.
Hazır bu konuyu açmışken bölgeler arasında bir kontenjan adaletsizliği olduğunu da kabul etmek gerekiyor. Düşünün ki Lefkoşa TMK için sınava giren öğrencilerin %26.6’sını, Mağusa TMK’ya %37.5’ini, Girne 19 Mayıs TMK’ya %21.6, Güzelyurt TMK’ya % 38.9’unu, İskele Bekirpaşa Lisesi Kolej Sınıfı’na %23.5’ini okula alıyoruz. Ortada ciddi bir dengesizlik ve haksızlık görünüyor.
Gördüğünüz gibi bu sınavın neresinden bakarsanız bakın ortada ciddi bir adaletsizlik var. Sınavın kendisi adaletsiz olduğu gibi, kendi içinde de adaletsizlik var. Bir tarafta katılanların %21.6’sını alacaksın, diğer tarafta %38.9’unu… Nerdeyse iki katı oranında…
Sınavın en başından başlarsak, zaten dar gelirli ailelerin çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocuklar bu yarışa 1-0 mağlup başlıyor. Bu çocukların özel dershanelerden yararlana imkanları yok. Örneğin Karpaz bölgesinde öğretmenler bir yıl var ertesi yıl yok. Çoğu zaman öğretmen atamaları geç yapılır. Dolayısı ile bu bölgedekiler için bu sınav en başından adaletsiz.
Hani fırsat eşitliği, hani herkese eşit eğitim hakkı! Hani devlet herkese eşit eğitim hakkı tanırdı. Devlet eli ile ortada tutulan sınav sistemi kendisi adaletsizlik yaratıyor. Karpaz köylerinde yaşayan bir çocuk ile Lefkoşa Yenikent’te yaşayan bir diğer çocuk bu sınava eşit şartlarda mı giriyor?
Nerden baksan, nerden tutsan elinde kalıyor bu sınav sistemi. Değişmenin zamanı geldi. Daha çok çocuğun yararlanacağı bir kolej modeline geçmek en doğrusu… Belki o zaman daha az çocuğu üzmüş oluruz.
