KKTC’Yİ KURTARAMIYORUZ! (VE NİÇİN BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAY OLUNUR.) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

KKTC’Yİ KURTARAMIYORUZ! (VE NİÇİN BELEDİYE BAŞKANLIĞINA ADAY OLUNUR.)

Eşref Çetinel

Şimdi “yurt” diyorlar. Ben “vatan” demeyi çok seviyorum. Çünkü bizim kuşak yetişirken henüz şiirlerle şarkılarda, siyah beyaz filmlerle tiyatrolarda falan hamasetin yanı sıra “vatan” kelimesi çok söylenip yazılırdı.. Nitekim hâlâ “insan vatanını sever” derim.

Namık Kemal’in şiirlerinde “vatan” kelimesi çok geçer.. Doğrusu ve güzeli de budur zaten.. İnsan doğup büyüdüğü ırksallığıyla soyunu dürüttüğü, ekip biçtiği, rızkını toraklarından çıkardığı hatta günü geldi mi uğruna kanını akıttığı vatanını sevmez mi?


KESİNLİKLE sever ama bizim de KKTC de yaşattığımızca o ne biçim bir sevgidir ki yoksa sevgisinden midir bilinmez.. Horlar da yıkar da yakar da!

Kİ Vatan ediğimizin uğruna yıllarca ulusal mücadelesi gerçekleştirildi. İnsanlar öldü, insanlar Güneyden Kuzeye göç etti. Ve dünyada ilk kez Türkiye dışında bir Türk Devleti Kuzey Kıbrıs’ta kuruldu.. Hem de Sovyetler Federasyonundaki Türk Devletlerinden önce..

NEYİ ANLATMAYA ÇALIŞIYORUM? Bu vatanı kuramadığımızı! Bayındır ve mamur bir ülke haline getiremediğimizi! Aradan yarım asrı aşkın süre geçti hâlâ altyapısını oluşturamadık! Hâlâ yollarından çarpık yapılaşmasına, elektriğinden suyuna, ormanlarından dağlarına, köylerinden kentlerine  varıncaya kadar olagelen sorunlarından şikâyetlerimiz vardır ve doğrusu vatanımızı hiç beğenmiyor hatta kendimizden bu nedenle utanıyoruz!

Şöyle ki ne yollarımız yoldur ne imar iskânımızla planlı programlı düzenimiz vardır! Çevresinden de şikâyetçiyiz tertipsizliğinden de! Üstelik ne dedikleri kadar yeşiliz ne de güzeliz! Kısaca şimdi “yurt” dediğimiz beldemizi eğer misal vermek gerekecekse Güney gibi yaratamadık! Ki anlamakta zorlanıyorum çünkü Türkiye’de yeniden ve yeni inşa edilen Şırnak bile bizdeki kentlerden daha bayındır ve moderndir dediğim yerde doğrusu Ankara’nın onca parasal ve maddi yardımlarına karşın neden bu kadar ilkel kaldık anlamıyorum..

***

HELE şimdilerde mesela Mağusa’da daha yedi sekiz yıl önceydi! Kanalizasyon şebekesi yapacağız diyerek kazılmadık yolunu, açmadıkları çukurlarını, hendekler misali yer altı tünellerini “kanalizasyon” niyetine yapıp bitirdilerdi de daha  aradan o sekiz yıl bile geçmeden “olmadı tıkanmalar var hadi  tu baştan” deyip yolları yeniden kazıp beterince delik deşik ederlerken… Mağusalının çektiği sıkıntılarla katlanmak zorunda bırakıldığı fedakârlıklardan hiç sual etmiyorum! Üstelik  kimse yitip giden yolları kaldırımları yeniden ne zaman trafiğe uygun hale getirmek için asvaltlayacaklarını, trafiğe uygun hale getireceklerini de bilmiyor!

***

YOLLAR DİYORUZ.. Çarpık yapılaşmalar diyoruz.. Bir türlü dürütemediğimiz “yeşil” diyoruz.. Ve çok ayıp! Hâlâ hem de bu devirde “çevre kirliliğinden söz ediyoruz!”

OYSA ne diyordu Atatürk? Türk milleti zekidir, çalışkandır, kanı asildir… Eee hani? Yıkıp yakmaktan, kirletip yalaşık bulaşık yapmaktan öte değiliz! Ki artık “ne olacak bu yollarımızın halleri” şikâyetleri medyanın manşetlerinde ayazlanıyor? Trafik kazalarının bir nedeni de yollarımızın bozukluğu oluyor ama hep “para yok” deniyor!

***

“ALLAH doyursun” diyeceğim ayıp olacak! TC’nin onca para pompalamasına karşın bırakın yolları doğru düzgün hale getirmeyi daha önce de yazdığımca deniz ötesi ülkelere açılan kapıları ile iki limanımız da dökülüyor! Hem Mağusa’daki hem Girne’deki! Hele de Mağusa’daki! Bir ucunda bir tersane öte ucunda bir başka tersane olanca pisliklerini denize boca ederlerken yıllardır marinadaki iskelesinin bir metrelik yıkılan yerini bile tamir edemiyorlar! Ki bu limanın Devlete sağladığı geliri ile nice iskeleler inşa edilir limanlar restore edilirlerdi.

KALDI ki üç dört kişiden ibaret kalan ve kadük duruma düşen “KKTC Limanlar Şirketini” bile fesih edemeyecek bir hükümet Bakanlığından söz ediyorum..

YANİ bu kadar çaresizlik ve ihmal gösterisinin asla izahı olamaz!

***

TABİ temcit pilavı gibi ayni sorunları tekrarladığımızı biliyorum. Demek ki hâlâ çözüme kavuşamadılar! Aksine “mesela” dediğimizce olanlara şimdi de bir yenisini eklediler ki daha çoğalsınlar! Nedir o “yeni?” “TC ile alış verişleri bundan sonra TL ile yapalım kararı! Amaç pahalılığı düşürmekmiş!

O zaman emlâk sektörünü de bağlasanıza TL’ye.. Ki bir evin yada bir dairenin fiyatı önce sterlinle saptanır..

VESSELAM yıllardır iki yakamızı bir yere getiremiyoruz! Ki yazımı yazarken günlük gazetelere baktım onlar da şaşkın! Kimileri TL ile alış veriş olumlu bir karardır derken kimileri de “beter olacağız” demekte!

Kısaca bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete!

***

VE YEREL SEÇİMLERE AZ KALA: Zaten küçük ülkede adaylar çoktan biliniyordu da resmi açıklama beklendi.. Önümüzdeki günlerde ateşin yalazları seçmenleri de ısıtmaya başlayacak!

Hizmet aşkı ile dolu fakat seçilip Başkanı olacakları Belediyelerin çoktan iflas ettiğini bile bile görev devralmaya hazır fedakâr adaylar köşeleri tutmaya başladılar!

DOĞRUSU hangi icraatları gerçekleştirip hangi plan programlarını uygulayacaklarını bilmiyoruz ama hemen tüm yeni seçilen Başkan ve üyelerinin ödenmesi gereken büyük bir borçlar yığını altına gireceklerini herkesler bilir.

DOLAYISIYLE SORALIM: Belediye Başkanlığına iflasa dayanmışlıkta borçları ödemek için mi aday oldunuz yoksa seçileceğiniz yörelerin “Başkanı” olarak hizmetlerde bulunmak için mi?  “Beni borçlar falan ilgilendirmiyor ben hizmete bakarım” diyorsanız “fakat” denecek: “Siz neye isterseniz bakınız da ödenmesi gereken borçlar da ya ödenecek ya ödenecek!”

ARTI “hizmet” dediğiniz, söz konusu borç yükü altında gerçekleştirilemez! Bu durumda geriye tek nitelikli nicelik kalır. “Başkan” lafı! Yoksa tüm bu seçimler harcanacak paralar kampanyalar falan sadece o “Başkan” sıfatı için midir? Göreceğiz tabi!

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
1
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar