KKTC’nin Dostlarını Artırma Zorunluğu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mart 19, 2024
Köşe Yazarları

KKTC’nin Dostlarını Artırma Zorunluğu

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Dün Kıbrıs Türk halkının “siyasi arenada” yalnızlığa düşmesinden dolayı “korkuyorum” dediydim.. Bu nedenle “korku duygumu” garantörüm ve hamim Türkiye’ye bağladıydım. Şöyle ki:

“Türkiye askeri yönden ne kadar güçlü olursa” değil; uluslar arası ilişkilerde ne kadar geniş bir yelpazede ve doğru kulvarda koşarken, doğru politikalarla güçlü olur..


Böylesi güçlü bir Türkiye’nin varlığına yapışık KKTC de o kadar güçlü olacaktır.. Bu cümleden hareketle Mısır Devlet Başkanı Sisi’ye yeniden dönüyorum:

GÜNEY’İ  ziyaretinde Çipras’ın da katıldığı bir dizi toplantılardan sonra Rum tarafının kendisine ne kadar büyük önem atfettiğinin ispatında Rum Meclisinde de konuşturuldu. Ve çoktan beridir unuttuğumuz   bir hatırlatma yaptı: “Rum ve Mısır halkları bağlarının ne kadar güçlü olduğunu bu dostluğun temelini de   Makarios ile Abdül Nasır’ın attığını söyledi! !

DOLAYISIYLA biz de hatırladık. “Bloksuz ülkeler” dayanışmasında BM’ler Güvenlik Konseyinde Makarios ve hempalarından neler çektiğimizi, yıllarca hep aleyhimize kararlar çıktığını!”

Ve Sisi şunları da ekledi: “Kıbrıs ikinci vatanımızdır!” Allah Allah, bu ne muhabbet diye sormaz mısınız?

Devamında da  “halklarımızın ve bölge halklarının güvenliğinin güvenceye alınması için Kıbrıs Hükümeti ile işbirliği irademizi teyit ediyoruz” dedi!

(Sisi’nin öteki laflamalarını “Köşeme” aktarmayacağım. Olayın esprisi şu: Mısır Türkiye’nin bölgedeki etkin politikasını Güneyde büründüğü   Truva Atı rolü ile  ekarte etmeye çalışıyor! TC’nin Kıbrıs’taki garantörlük hakkı ile güvenliğini, Rum ve Yunan dostlarıyla “Kıbrıs Hükümeti ile işbirliği” vurgulamasında “teyit ederek”  adada hâlâ  1960   Kıbrıs Cumhuriyetinin geçerli olduğunu söylüyor ve tabi ki o da TC’ye işgalci yakıştırmasında yaklaşıyor! Tabi ki Rum’un Doğu Akdeniz’deki gazına da!”

BAŞA dönüyorum.  Demek ki adadaki Türk ve Rum halklarının sadece “anavatanları” dedikleri Türkiye ile Yunanistan yoktur!

Ayni zamanda Güney’in yanında yer almış dost ülkeleri de vardır.. Fakat “KKTC’nin  yanında yer alan dost ülkeler” maalesef yoktur!

       NİTEKİM vakti zamanında Türkiye’nin neredeyse uğruna İsrail’le savaşacak kadar kayırdığı Filistin’in Arafat’ı bile Güney Kıbrıs’a resmi ziyaret yaparak Makarios’a saygılarını sunduydu!

       İŞTE bunu söylemek istiyoruz. Neden Sisi Güney yerine kuzey’i ziyaret ederek dünyaya ne  kadar haklı olduğumuzun teyidinde Meclis’imizde konuşmasındı?

Türkiye dostlarını çoğaltmadan Kıbrıs sorunuyla ilgili korkularımız devam edecektir!

                           **********                                     

SATHI MAİLİNE GİRERKEN…

Tüm partilerin adayları açıklandı tabi müşerref olduk! Artık her sandık mahallinde seçmenleri eğitmek için  gerekirse muhtarlıkların mekânlarında, gerekirse geçici olarak oluşturacak prefaprik odalarda falan  “kurslar” açabilirsiniz.. Yoksa kimse öyle gazetelerden yahut yasasından falan bu seçim sisteminin tek başına üstesinden gelemeyecek!      Öte yandan:                                     Seçimle ilgili  “ihtimaliyatlar” üzerinde ahkâm kesmek için (en azından kendi açımdan) henüz erken. Kaldı ki bugüne kadar hiçbir seçim sonucunu da doğru tahmin edemedim! Buna karşın hani ben derim ya “adam gibi adamları seçmek istediğim için karma oy kullanırım!”  Bu konuda da kuşkularım vardır çünkü KKTC’de seçimler “adamlıktan değil bakın hangi kuraldan  geçer:

VER yiyim seni öveyim! Seçimlerde en geçerli “vaat” budur! Daha önce de çok yazdık. Bu ülkenin derdi “aş, iş, paradır.” Üstelik sadece gençler için değil. Onların aileleri yakınları için de…

Nitekim Yıllar önce bir partili arkadaşla bir “bakanın Lefkoşa köylerinden birine yaptığı ziyaretine “hadi gidip göreyim” diyerek ben de katıldıydım” Bir yaz akşamıydı ve üç dört saat sürdüydü ve  “köylülerin bakana yönelik saldırılarının nedeni köylerinden tek bir gencin bile her hangi bir devlet dairesine istihdam edilmediğiydi!”

Yani “aş, iş para” deyip geçmeyin, bazan bir  koca köyün oyları bile adaylara veya bir partiye ambargo olur!

ÖTE yandan   bakıyorum da “yıllardır KKTC-TC mali ve ekonomik protokollere karşın gelip giden iktidarlar “özelleştirmeleri” savsaklayıp Türkiye’nin gözünden saklamaya çalışırlarken; bu seçim listeleri ansızın işinsanlarıyla doldu! Hatta CTP bile turnayı gözünden vurdu,  gitti “KTTO’sının tahtında oturan zat’ı muhteremi “aday” yaptı!

Ne yani yapamaz mıydı” demek başka da “işçinin asgari ücretiyle emekçinin sabit maaşı memleketin işverenler karşısında derdi sorunu olurken, Sol’un yaramaz partisi sermayenin şah damarında atan zatla nasıl bir sosyoekonomik  düzende buluşacak? Merak işte!

       BİR sorun da Artık sandıklardan hükümeti tek başına kurabilecek bir partinin çıkmamasıdır!  Bu seçimde de Koalisyon yine kaçınılmazdır!

Tutun ki UBP ile CTP artarda art arda çıksalar da sandıktan, artık anlaşılmıştır ki  “iki büyükten” bir Hükümet çıkmıyor! O zaman şöyle diyebilir miyiz, CTP’ye gene “muhalefet görevi” kalacak!

       Neyse henüz tahminler için zaman erken diyelim..                                                                                         **********

       KISACA TAKILDIĞIM: (ALLAH KORUDU!)

Ulaştırma bakanımız Sn. Dürüst bir süre önce dedi ki “maliye elimizde olsaydı bakın neler yapardık!”

Trafikten biliyoruz! Allah Kıbrıs Türk halkını bir büyük felaketten korudu!

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar