Gölgeler Dünyası - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Gölgeler Dünyası

Ahmet OkanAhmet Okan

Albert Camus’nun “Badem Ağaçları” adlı deneme yazısında şöyle bir giriş var:

“Napolyon, Fontanas’a şöyle demiş: Bilir misiniz dünyada en çok sevdiğim şey nedir? Sadece kaba güçle hiçbir şeyin kurulamaması. İki şey dünyayı egemenliğinde tutar: Biri kılıç biri düşünce. Kılıç, eninde sonunda düşünceye yenilir.”


Bu düşünce üzerine Camus şöyle der:

“Demek fatihler de kederleniyor zaman zaman. Bunca boş şan şerefi biraz olsun ödemeleri gerek elbet.”

Kılıçların olmadığı günümüzde durum nedir?

Fransız düşünür Albert Camus 1960 yılında bir trafik kazasında ölmüştü.

Birinci ve ikinci dünya savaşlarını görmüştü.

Bu savaşlarda, özellikle ikincisinde, bir savaş ve ölüm makinesi olan tanklar oldukça önemliydi.

Kılıç yerine tank.

Camus bunun farkında olarak şöyle devam eder sözüne:

“Ama yüzyıl önce, kılıç için doğru olan bu söz, bugün tank için pek o kadar doğru görünmüyor…”

Görünmüyor…

Milenyumdayız ve tarih 2017.

İnsansız hava araçları var.

Tanklar da geride kaldı.

Hazar denizinde Suriye topraklarına füzeler fırlatılabilmekte.

Tek bir parmak marifeti ile…

Bu yüzyılda ölüm makineleri ile susturulan ya da şekillendirilmeye çalışan dünyada, “düşünce” bütün bunların üstesinden gelebilecek mi?

Napolyon, düşüncenin kılıç karşısındaki üstünlüğünü kabul etmiş,

Camus, düşüncenin tank karşısındaki üstünlüğü hakkında karamsarlık belirtmişti…

Madem Camus’dan başladık, onunla devam edelim.

Bir başka yazısında şöyle der:

“Karşılıklı konuşma olmadığı yerde yaşam da yok.”

Bu görüş biraz kafa karıştırıcı!

Konuyu bir şablon olarak Kıbrıs’a uyarlayacaksak olursak belki daha iyi anlaşılır.

Kapılar açıldıktan sonra birbirine gidip gelemeye başlayan ahali dostluklar, arkadaşlıklar edinmiş, karşılıklı konuşmalar yapar hale gelmiştir.

Bir yaşam belirtisi.

Görüşme süreçlerindeki başarısızlıklardan kaynaklanan suskunluk ise, insanların yarattığı yaşam belirtisine darbe indirir durumdadır.

Camus’un ne demek istediği daha sonraki sözlerinde açıklık kazanır:

“Karşılıklı konuşma olmayan yerde yaşam da yok” dedikten sonra devam eder:

“Ve dünyanın en büyük bölümünde, bugün, karşılıklı konuşmanın yerini tek yanlı çatma almış, diyaloğun yerini polemik tutmuştur.”

Yeterince açık…

Öyle açık ki, onun görüşlerine devam ederek yazımızı bitirelim:

“XX. Yüzyıl tek yanlı çatma ve kötüleme çağıdır. (Bu yüzyılın başı için de geçerli. A.O) Uluslar ve tek tek insanlar arasında, eskiden pir aşkına görülen işlerde bile, bugün, çatma konuşmanın yerini almıştır. Gece gündüz binlerce sesin, tek yanlı bağrışmaları, ulusların üzerine aldatıcı sözler, taşlamalar, savunmalar, coşkunluklar yağdırmaktadır. Peki ama polemik nasıl bir makinedir, nasıl işler? Karşısındakine düşmanmış gibi bakacaksın, onu basitleştirecek, hiçe sayacaksın, yani görmek bile istemeyeceksin. Kötülediğin kimsenin artık gözünün rengini bile bilmez olacaksın. Hiç güldüğü olur mu, gülerse acaba nasıl güler diye düşünmeyeceksin. Polemik yüzünden, çoğumuzun gözünü perdeler bürümüş, artık insanlar arsasında değil, bir gölgeler dünyasında yaşıyoruz.”

 

 

 

 

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar