Kongre (konferans) turizmi dünyada giderek artan bir turizm çeşididir. Bu turizm türünde, özel şirketlerin, devlet kurumlarının, siyasi partilerin, holdinglerin vs toplantıları otellerin konferans salonlarında yapılmaktadır.
Ulaşımın ucuzlaması ve çoğalması, konferans turizmini son 10 yılda bütün dünyada en hızlı gelişen turizm kollarından biri haline getirmiştir. Kongre turizmi pazarı hızla büyüdükçe ve bu pazarda pay almak isteyen ülkeler arasında da kıyasıya rekabet yaşanmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre, kongre turizmin de, turist başı harcama ortalaması, normal turistin 2-3 katına kadar ulaşabilmektedir. Ayrıca, konferans turizminin herhangi bir sezona bağlı olmaması da çok önemli bir avantaj sağlamaktadır.
Kongre organizasyonunda, dünyada ilk 3 sırayı ABD, Almanya ve İspanya alıyor. Türkiye dünyada 20. sırada bulunmaktadır.
Şimdi de konferans (kongre),toplantı, organizasyon turizminde KKTC’nin durumuna bakmak istiyorum. KKTC’ de son yıllarda kaliteli otellerin yapılmasıyla, konaklama ve konferans tesislerinde zenginleşme yaşanmıştır. Özellikle Türkiye’den birçok firma KKTC de kongreler düzenlemektedir.
Kongre turizmi, Türkiye pazarı merkezli çalışmaktadır. Türkiye ye yakınlık, iklim güzelliği ve düşük maliyet KKTC’yi diğer Avrupa ülkelerine göre daha cazip hale getirmektedir. Ülkemizde bugüne kadar yapılan konferans organizasyonları 5 yıldızlı otellerde gerçekleşmiştir. 2006 yılından beri ülkemizde profesyonel anlamda kongreler, konferanslar ve toplantılar düzenlenmektedir.
Ağırlıkla, ölü sezon dönemlerinde gerçekleşen Kongreler, konferanslar ve toplantılar otellerimize ve ülke turizmine özellikle turistin az olduğu kış aylarında önemli katkılar yapmaktadır.
KKTC’de düzenlenen kongre ve toplantıların önemli bölümü sağlık ve özellikle ilaç konularında gerçekleşmektedir. Türkiye’de Ağustos 2011’de yayınlanan ve 1 Ocak 2012 tarihinde yürürlüğe giren bir yönetmelikle özellikle sağlık sektörüne yönelik olarak bir doktorun yurtdışında bir yılda beş tane kongreye katılabileceği kararı alındı. 2013’te de yılda iki kongreye düşürüldü. Ayrıca ilaç firmalarına da sektörle ilgili yurt dışında toplantı (kongre değil) yasağı getirildi. Doktorlar da gideceği kongrelerde, konferanslarda öncelikle Avrupa ve ABD’yi tercih ettikleri için KKTC cazibesini yitirdi ve kongre ve toplantı sayılarında önemli düşüşler görüldü. Yönetmelik öncesi, KKTC’de yılda yaklaşık 500 organizasyon yapılırken (kongre, toplantı, bayi toplantısı v.s) yönetmelikten sonra bu sayı yılda 350’ye düştü. Türkiye’deki kongre merkezleri de özellikle Antalya bu uygulamadan olumsuz etkilendi. Müşteri kaybedince, fiyat kırarak KKTC piyasasından müşteri elde etmeye başladılar. KKTC şu anda bu sektörde %40 pazar payı ve geceleme kaybetmiş durumdadır.
Bu yönetmelik uygulamaya girmeden önce, yönetmelikte, bu uygulama, KKTC için geçerli değildir dense bu iş çözülecek ve sorun yaşanmayacaktı. Hatta daha sonraki yıllarda yönetmelikte revize yapma şansı varken, yine talep edilerek değişiklik yapılabilirdi. Ama maalesef yapılmadı ve bu günlere gelindi.
KKTC yetkilileri, 2011 ve 2012 yıllarında yeterli girişim ve talepte bulunmadıkları için, bu değişiklik gerçekleşmemiş ve sıkıntılar bugüne kadar sirayet etmiştir. Bu konuda, turizmden sorumlu bakanlık yetkilileri ve sektördeki örgütler, bu sorunun ivedi çözümü için, yeni girişim yapmalıdırlar. Bu sorun, çözülmeyecek bir konu değildir. Yeter ki, doğru adrese, doğru girişim ve talepler irade ortaya koyarak yapılsın.
Bütün bu veriler ışığında; KKTC, elverişli iklimi ve doğal güzellikleri, kaliteli 5 yıldızlı otelleri ve modern konaklama ve kongre kapasiteleri, eğitimli ve deneyimli sektör çalışanları, uygun ulaşım maliyetleri ve fiyatlarıyla özellikle, ölü sezonda turizmin ivme kazanması için, kongre turizmi açısından önemli avantajlara sahiptir.
Uzmanlara göre, yaklaşık 70 milyon USD’lik bir ekonomik hareketlilik yaratabilecek kongre, konferans, toplantı turizminin, tanıtımına ve gelişmesine daha çok önem vermeli ve bahse konu mevzuat değişikliğini bir an önce sağlamalıyız.
