YÖK başkanı Yekta Saraç geçtiğimiz günlerde KKTC’deki üniversitelerin temsilcileri ile bir toplantı yapmış. Toplantıya, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Girne Üniversitesi, Girne Amerikan Üniversitesi, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi, Kıbrıs İlim Üniversitesi, Kıbrıs Sosyal Bilimler Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ve Yakın Doğu Üniversitesi katılmış… Toplantıda KKTC’deki FETÖ ve yasadığı terör örgütlerinin üniversitelerdeki örgütlenmeleri konuşulmuş. Yekta Saraç toplantı sonrasında da AA’ya şu açıklamayı yaptı: “Bu darbe girişiminin köklerine baktığımızda eğitim öğretim kurumlarıyla, yükseköğretim kurumlarıyla da ilişkili olduğunu görüyoruz. Bu açıdan aynen Türkiye’deki üniversiteler ile yaptığımız gibi KKTC’deki üniversiteler ile de hem FETÖ hem de diğer bölücü terör örgütlerinin öğrenci veya öğretim üyesi düzeyinde sirayet etmesinin engellenmesi konusunu istişare ettik. Bu üniversitelerden, öğrenci veya öğretim üyesi sızmalarına karşı tedbirler almalarını istedik. Kendilerini Türkiye’deki tecrübeler ışığı altında hangi noktalardan sızmalar olabileceği konusunda uyardık.”
İyi güzel Yekta Hocam, bugüne kadar sızan sızmış zaten üniversitelere, bundan sonra ne önlemi alınabilir ki? Bugüne kadar bu ülkede FETÖ örgütlenmesi ve diğer yasadığı örgütlenmelerin olduğunu benim gibi, devletin her kademesindeki insan da biliyor. Kendi kendimizi kandırmayalım. FETÖ örgütlenmesinin bu ülkede öğrenci yurtlarına sahip olduğu veya öğrencilerin barınma ihtiyaçlarını karşıladığı, maaş bağladığı vatandaşın ağızdan ağıza konuştuğunu bilmeyen yok.
Bu ülkedeki üniversitelerde her yıl öğrenciler arasında kavgalar çıktığını biliyoruz. Bu kavgaların ülkücü/dinci gruplar ile Kürt öğrenciler arasında olduğunu da herkes biliyor. Yani sevgili Yekta hocam sizin tabirinizle sızan sızmış zaten…
******
Yalnız unutmamak gerekir ki KKTC’deki demokrasi anlayışı Türkiye’den biraz daha farklıdır. Farklı düşünce ve görüşlere daha çok tahammül edilir. Her bizden olmayanı atalım, vuralım, kıralım çok doğru görünmüyor. Kaldı ki Türkiye’de bu işler yapılırken çok da örnek alınacak bir şekilde yapılmamış. FETÖ’cu diye binlerce öğretmen, memur, öğretim görevlisi işinden olmuş. Eğitim-Sen’e üye binlerce solcu öğretmen de işinden el çektirilmiş. Dolayısı ile KKTC’deki üniversitelerde bu anlamda yapılacak böylesi bir operasyon hem doğru olmayacak hem de KKTC üniversite sektörüne büyük darbe vuracaktır. Türkiye’deki operasyonlarda öğretmenlerin banka hesaplarını göre işinden olduğunu biliyoruz. Bu kadar basit mi bir insanı ekmeğinden etmek? Bu işler ciddi işler, ciddi araştırma gerektirir.
Zaten 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında YÖK, üniversitelere bir yazı göndererek 5 Ağustos’a kadar FETÖ üyesi akademisyenlerin bildirilmesi istemişti. KKTC’deki YÖK’e bağlı üniversitelere de bu yazının geldiği tahmin ediyorum. Bugüne kadar KKTC’deki üniversitelerden herhangi bir akademisyenin görevden el çektirildiğini duymadık. Olduysa da açıklanmadı.
Üniversitelerin açılmasına çok az bir süre kala KKTC’deki üniversitelerde “av sezonu” başlar mı? Hep birlikte göreceğiz. Ekim sonu başlayacak keklik, tavşan avından bahsetmiyorum. Bakalım kaç akademisyen ve öğrenci, FETÖ veya diğer örgütlerin üyesi olduğu için üniversitelerden atılacak. Umarım hiçbir akademisyen işinden olmaz, hiçbir öğrenci eğitiminden mahrum bırakılmaz.
Eğer bu konuda bir soruşturma yapılacaksa da bu KKTC’deki demokrasisi anlayışı ve yargı güvenliği çerçevesinde yapılır. Aksi bir durum ne demokrasiye, ne eğitim hakkına ne de iş güvenliği anlayışına uyar.
Yani anlayacağınız “Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak” durumuna düşmeyelim. Aman dikkat! Üniversiteler zarar görmesin.
